image
Müslüm KAYA
10.10.2019


EVRENSEL BİR ŞAİR: NAZIM HİKMET

Bir Atatürk gibi, bir Yunus gibi, bir Hoca Nasrettin gibi dünyanın tanıdığı devrimci bir şair olan Nazım Hikmet Ran, Atatürk'ün doğduğu yerde, Selanik'te, 15 Ocak 1902 tarihinde doğmuştur.

  Şair, romancı, oyun ve anı yazarı gibi birçok işi başarıyla yerine getiren Nazım Hikmet, asıl ününü şair kimliğiyle elde etmiştir.

 Annelerin ninnilerinden

 Spikerin okuduğu habere kadar

 Yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı

 Anlamak, sevgilim, o bir müthiş bahtiyarlık

 Anlamak gideni ve gelmekte olanı

 Yukarıda verilen "Beş Satırla" şiirinde görüldüğü gibi Nazım Hikmet, Türkiye'de serbest şiirin ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirin en önemli isimlerindendir.

  Solcu, sosyalist ve komünist düşüncelere sahip olduğu için Ankara, İstanbul, Çankırı, Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın bir süre hapis yattı. Uzun süren mahpusluk yıllarında bir çok şiire imza attı. Şair özgürlüklerinden yoksun kalmasına rağmen asla hayata küsmedi, demir parmaklıklar arkasında da yaşamı, insan onurunu, özgürlükleri savundu:

 Bugün pazar

 Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar

 Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün   

 bu kadar benden uzak

 Bu kadar mavi 

 Bu kadar geniş olduğuna şaşırarak

 Kımıldamadan durdum.

 Sonra saygıyla toprağa oturdum.

 Dayadım sırtımı duvara

 Bu anda ne düşmek dalgalara

 Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.

 Toprak, güneş ve ben bahtiyarım.

 Nazım Hikmet düşünceleri uğruna, onları dile getirdiği yazı ve şiirler yüzünden çok acılar çekti, sorgulardan ve işkencelerden geçirildi, ancak tüm bu baskı ve zulumler, içindeki memleket sevgisini, ülkesindeki insanları sevme duygusunu öldürmedi. Ülkesini ve ülkesinin insanlarını hep sevdi:

 Dörtnala gelip Uzak Asya'dan

 Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan

 Bu memleket bizim.

 Bilekler kan içinde, dişler kenetli,

 ayaklar çıplak...

  Ve ipek bir halıya benzeyen toprak

 Bu cehennem, bu cennet bizim.

 Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın

 Yok edin insanın insana kulluğunu

 Bu davet bizim

 Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

 Ve bir orman gibi kardeşçesine

 Bu hasret bizim.

 Sadece ülkemizin değil, dünyanın en büyük şairlerinden biri olan Nazım Hikmet Ran, 3 Haziran 1963'te Moskova'da öldü. UNESCO'nun 2002 yılını Nazım Hikmet yılı ilan ettiği şairimiz ölümünden sonra arkasında "Güneşi İçenlerin Türküsü", "835 Satır", "Varan 3", "Taranta Babu'ya Mektuplar", "İt Ürür, Kervan Yürür", "Memleketimden İnsan Manzaraları", "Kuvayi Milliye", "Piraye'ye Mektuplar"...gibi birbirinden güzel şiir kitapları bırakmıştır.

  Seviyorum seni

 Ekmeği tuza banıp yer gibi

 Geceleyin ateşler içinde uyanarak

 Ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi

 Ağır posta paketini

 Neyin nesi, belirsiz

 Telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi

 Seviyorum seni

Denizi ilk defa geçer gibi

 Seviyorum seni

 İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık

 İçimde kımıldayan bir şeyler gibi

 Seviyorum seni

 Yaşıyoruz çok şükür der gibi.




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 

 

  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz          :

Güvenlik Kodu     : Güvenlik Kodu
Kod                        :

 





  BİK İLANLAR





 



ANASAYFA
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM

mersinhaberci.com © Copyright 2016-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

sanalbasin.com üyesidir

URA MEDYA