Moda deyimle eski yılı geride bıraktık.
2017 Milletçe canımızı çok yakan, sıkıntılarla boğuştuğumuz bir yıl olarak arşivlerde yerini aldı.
Ancak son gelişmelere baktığımızda yeni yılda daha iyi olacağımız gibi bir ışık görünmüyor ne yazık ki.
Ekonomi dün kırmızı ışık ile tehlike sinyali veriyordu, bugün yine aynı noktada.
Asgari ücret artışının neler getirdiğini tartışamadan yeni zamlar ile gözümüzü açıyoruz.
Ve zam yağmuru iğneden ipliğe artarak devam edecek gibi görünüyor.
Bir büyüme rakamımıza bakıyorum, bir de emeklininin, asgari ücretlinin durumuna.
“Eyvah eyvah” diyeceğimiz yerdeyiz.
Ben ekonomist değilim ama işin uzmanlarının neler söylediğini takip edince hangi noktada olduğumuz da kabak gibi ortada duruyor.
Zaten kötü gidişi görmek için ila da ekonomist olmaya gerek yok.
Siyaseti ve siyasetçileri gözlemlemek yeterli bilgiyi veriyor.
Benim kriterim hep budur.
Yanılmış da değilim.
Bakın ekranlara özellikle iktidar partisinin kurmayları günde iki defa her fırsatta konuşuyor.
Açılıştı, kongreydi hiçbir etkinliği kaçırmıyorlar.
Öyle iç politikaydı, dış politikaydı demeden saydırıyorlar da saydırıyorlar.
Sahip oldukları medya gücü ile ekranları, manşetleri kimseye kaptırmıyorlar.
Muhalefet partileri de şaşkın ördekler gibi tempoya ayak uydurmaya çalışıyorlar ama resmen nal topluyorlar.
Bir tek MHP’nin, daha doğrusu Sayın Bahçeli’nin böyle bir derdi yok.
O safını belirledi, yerini tuttu zaten.
Konuşmalara baktığımızda seçimin kapıları tüm gücü ile çaldığını görmemek için kör olmak lazım.
Artık ikisi bir arada mı olur, iki sizden bir bizden deyip hepsini birden mi dayarlar burnumuza bilmiyorum.
Ama çok daha hareketli bir yıl geçireceğimizi biliyorum.
Yerelde de, genelde de durum bu.
“Ayı’nın kırk türküsü varmış, kırkıda Ahlat üzerineymiş” durumlarındayız yani.
Bana da sadece “niyet” tutmak kalıyor bu durumda.
Hayırlı olur, iyi olur inşallah.
**
Sevdiğim Laflar:
“SEN İŞİNİ KIŞ TUT, YAZ ÇIKARSA BAHTINA!..”