Söz uçar yazı kalır; yaz o halde demişler..
Söz uçuyor mu hakikaten?
Dilinden çıktığı anda, birilerinin zihninde yıllar, hatta nesiller boyu kaldığının şahididir bilinçaltı denilen; ve tüm yaşamımızı yönlendiren.
Bu, yazının icadından önce de böyleydi.
Aslını isterseniz; ne söz uçuyor, ne yazı, ne de düşünce. Uçmayı kaybolmak, yok olmak anlamında kullandıkları için söylüyorum. Yani hiç birşey kaybolmuyor, yok olmuyor.
Düşünenden; yani insan denilenden, uçan da, kaçan da kurtulamıyor. O halde uçmasını kaçmasını istemeyeceğimiz türden düşünceler yaratma sorumluluğu bize düşüyor.
Aklımdan yine sorular geçiyor:
#Beni daha iyi hissettirecek hangi düşünceler içerisinde olabilirim?
#Hayatımı kolaylaştıracak düşünceler içerisinde kalabilmek için neler mümkün?
#Beni bulunduğum noktadan daha iyi, güzel ve ileri bir noktaya taşıyacak hangi düşüncelere ihtiyacım var?
.........
Söz uçar, yazı kaçar, düşünceler kovalar..
Düşünceler, yaratırlar...
Düşünceler ... Düşünceler...
Düşünceler, düş kırıklığına uğratırlar..
Düşünceler, düşünü gerçek kılarlar..
Düşün istersen!