Mersin, Türkiye’nin en stratejik şehirlerinden biri.
Limanıyla, tarımıyla, turizmiyle bu ülkenin hem ekonomisini taşıyan hem de geleceğini şekillendiren bir kent. Fakat yıllardır hak ettiği yatırımları alamayan, sürekli sorunlarla gündeme gelen bir şehir hâline getirildi.
Bugün Mersin’in adı; su kesintileriyle, altyapı çökmeleriyle, ulaşım sıkıntılarıyla, bitmeyen projelerle anılıyor. Oysa bu kentin potansiyeli, yaşadığı sorunlardan çok daha büyük.
Sorun değil çözüm, gecikme değil yatırım, ihmal değil vizyon istiyor artık Mersin.
Bir kent düşünün; Türkiye’nin en büyük limanlarından birine sahip ama ulaşım altyapısı yetersiz.
Bir kent düşünün; tarımın başkenti ama sulama sistemleri hâlâ 20 yıl öncesinin mantığıyla yönetiliyor.
Bir kent düşünün; nüfusu hızla artıyor ama planlama hâlâ “bugün”e göre yapılıyor, “yarın”a göre değil.
Mersin’e yatırım yapılması bir lütuf değildir.
Bu şehir, ülkeye kattığı değer kadar hizmet bekliyor.
Mersin; vizyoner bir planlamayı, güçlü altyapı yatırımlarını, modern ulaşım projelerini, güvenli ve sürdürülebilir bir su yönetimini hak ediyor.
Bu şehir artık yamalarla değil, geleceği gören bir anlayışla yönetilmek istiyor.
Bugün Mersin’in mesajı çok net:
“Bize sorun üretmeyin, çözüm ve yatırım getirin.”
Mersin, Türkiye’nin yükünü çekmeye devam eder.
Ama önce birileri Mersin’e hak ettiği değeri vermeyi öğrenmeli.