Deprem gerçeği ile yaşamamız gerek ama ya çıkarılacak dersler ne olacak?
Hala davalar devam ediyor ve ortada cevaplanmayan birkaç soru ve sorun var…
Yargılanan müteahhitler ve denetim elemanları ne kadar suçlu ya da ne kadar suçsuz?
Hafta sonu kendimi bulduğum bir ortamda bunlar tartışılıyordu ve istemeden kulak verdim.
Bazı kişiler enkazlar kaldırıldığı için suçlandıkları bazı konularda kendilerini koruyamamaktan şikâyetçiyken kimileri ise delillerin enkazın yanlış yerlerinden çıkarıldığı konusunda baya bilimsel ve destekli konuşuyorlardı ama asıl ilginç bilgi şu ana kadara herhangi bir çimento fabrikasının ve demir fabrikasının yaptığı üretimin davaya konu olmamasıymış.
Hatta ifadeye bile çağrılmamışlar.
Kısaca şöyle belirtim konuyu: bilirkişi raporunda kullanılan çeliğin yeterli dirence sahip olmadığını belirtilirken çeliği üreten firmanın bir kusuru olup olmadığından bahsedilmemiş ya da araştırılmamış.
Diğer bir hususta şu ki binaların yapıldığı tarihte yapılan hesaplamaların formülleri ya da kalibrasyon değerleri değişmiş.
20 yıl önce kullanılan formül istekleri ya da standartları karşılarken şimdi aynı değerler standardı karşılamıyor olabilir.
Ama yargılanan müteahhit ya da denetim firmaları günümüz formüllerine göre yargılanıyormuş.
Bence yanlış bir durum yani haksızlık yaratan bir durum ve ayrıca enkazlar yok olduğu için ve enkazlar bazı bölgelerde iç içe girdiği için deliller ne kadar güvenli bir şekilde toplandı hatta test edildi o kargaşa ortamında orada da acayip soru işaretleri var.
Asıl soru şu: Depremde hiçbir kabahat istinat edilmeyen firmalar şu anda nasıl üretim yapıyorlar ve bunları hangi kurumlar denetliyor?
Gerçekten Allah’a emanet yaşıyoruz ve hala bir ders çıkaramadık bence.