Mersin’de ekonomik sıkıntı her geçen gün daha fazla hissediliyor. Şehrin en işlek caddelerinde bile hareket azaldı. Esnaf, artan maliyetler ve düşen satışlar karşısında ayakta kalmakta zorlanıyor. Vatandaş ise her geçen gün biraz daha “geçim derdine” düşüyor.
Bir zamanlar Akdeniz’in ticaret kalbi olarak anılan Mersin’de, bugün kepenkler erken kapanıyor. “Sabah siftahı öğlene kalmazdı” diyen esnaf, artık akşamı siftahsız kapatıyor. Çarşıda, pazarda fiyatlar el yakıyor. Temel ihtiyaçlar bile lüks haline geldi. Bir kilo meyve almak, bir kilo et almak artık hesap işi.
Mersin’in merkezinden Tarsus’a, Anamur’dan Silifke’ye kadar tablo aynı. Üretici artan mazot ve girdi maliyetlerinden yakınıyor, tüketici yüksek fiyatlardan, esnaf ise düşen satışlardan. Yani zincirin her halkası kopmak üzere.
Turizm sezonu da bekleneni vermedi. Şehre gelen ziyaretçiler olsa da, bu hareketlilik ne küçük işletmelere ne de pazarcıya yansıdı. Büyük marketler iş yaparken, mahalle bakkalı günü kurtarmaya çalışıyor.
Oysa Mersin’in potansiyeli büyük. Limanı, tarımı, turizmi, genç nüfusu var. Fakat bu potansiyel artık kâğıt üzerinde kalıyor. Yerel yönetimler, odalar ve sivil toplum kuruluşları birlikte çözüm üretmezse, bu tablo daha da ağırlaşacak.
Ekonomi rakamlarda değil, sokakta hissedilir. Ve Mersin’in sokakları şu sıralar hiç olmadığı kadar sessiz…