Mersin… Akdeniz’in incisidir deriz ya hep.
Turizmin, tarımın, ticaretin kalbi deriz.. Ama ne yazık ki bugünlerde bu güzel şehir, sokaklarındaki kirlilikle, karasinekle, sivrisinekle anılıyor.
Gözümüzü kaçırmayalım artık: Mersin’in sokakları kirli.
Çöpler her köşe başında, kaldırımlar bakımsız, çöp kutuları yetersiz ya da taşmış…Geri dönen göçmenlerin sokağa atılan eşyaları , kırık mobilyalar, hafriyat çuvalları..
Özellikle sıcak günlerde ortaya çıkan kötü koku, sadece burnumuzu değil, vicdanımızı da rahatsız etmiyor mu?
Peki, Sorumlu Kim?
Belediyeler mi? Evet, temizlik hizmetlerini daha planlı ve etkili yürütmeliler. Ama tek başına belediyeleri suçlayarak bu sorun çözülmez. Daha geçen gün vidanjör ve tazyikli su ile yıkanan sokağın bir sonraki gün eski haline geldiğini üzülerek gördüm..
Hepimizin dönüp kendine bakması gerekiyor.
Evsel atığını düzensizce çöp konteynerinin yanına bırakan kim? Pet şişeler, kağıt havlular, metal kutular, sigara izmaritleri uzaydan mı atılıyor !
Bir kültürdür temizlik.. Sokaklar orada yaşayan insanların eğitim, görgü, kültür seviyelerinin göstergesidir.
Temizlik, bir şehirdeki en temel medeniyet göstergesidir.
Bir şehri güzel yapan sadece denizi, tarihi ya da yemekleri değildir; sokaklarının temizliği, insanının duyarlılığıdır.
Temizlik işçisini değil, kendi davranışımızı sorgulayalım.
Çocuklarımıza temizlik bilinci aşılayalım.
Mersin, temiz ve yaşanabilir bir şehir olmayı hak ediyor.
Bu şehir hepimizin.
Gelin, sokaklarımıza sahip çıkalım.
Çünkü bir şehri en çok kirleten, çöp değil; umursamazlıktır.
Bu sokaklar önce böyle böyle kirlenir, sonra insanların giremeyeceği güvensiz alanlar haline gelir.. Umursayın,sahip çıkın..