Mersin için ortak aklın zamanı

Mersin yine kendi içinde önemli bir tartışmayı gündemine almış durumda.

Bir yanda, “Sanayi Odası kurulmalı.” diyenler; diğer yanda ise, “Mevcut yapı MTSO varken bu yeni arayış neden?” diye soranlar var.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), uzun yıllardır kentin ekonomik vitrininde yer alıyor.

Elbette kimi zaman eleştirildi, kimi zaman takdir gördü.

Ancak kabul etmek gerekir ki, bu yapıyı yöneten kadroların büyük çoğunluğu zaten sanayicilerden oluştu.

Yani sanayiciler bugüne kadar bu çatı altında söz sahibiydi.

Bugünlerde yeni bir platform sahneye çıktı: Mersin Sanayi Odası Platformu.

İmzalar toplanıyor, toplantılar yapılıyor, her gün başka bir yerde kamuoyuna neden böyle bir odaya ihtiyaç duyulduğu anlatılıyor.

Sosyal medya üzerinden de etkili bir iletişim yürütülüyor.

Sanayicilerin bu arayışında kendi içinde elbette haklılık payları olabilir.

Ancak ben meseleyi sadece “yeni bir kurum kurulsun mu, kurulmasın mı?” çerçevesinde değil, daha geniş bir perspektiften değerlendirme taraftarıyım.

Çünkü Mersin’in önceliği kurum kurmak değil, kurumları güçlendirmek olmalı.

Asıl ihtiyacımız, adında “oda” geçen yeni tabelalar değil; içinde ortak akıl, üretkenlik ve vizyon barındıran yapılar.

Bu kentte sanayi de, ticaret de aynı gemide.

Gemi limana ulaşacaksa, bu ancak rotasını birlikte çizen, kürekleri aynı yöne çekenlerle mümkün olur.

Ayrışmak kolay, bir araya gelmek ise emek ister.

Ama Mersin’in geleceği, birlikte üretmekte ve birlikte yürümekte gizli.

Bugün yeni bir yapı kurmak yerine, var olan yapıyı daha demokratik, daha katılımcı ve daha etkili hale getirmek için çaba harcamalıyız.

Çünkü mesele kurum değil; kurumların içini neyle doldurduğumuz.