image
Göksu Eroğlu

Tarih : 13.05.2025  E-Mail : goksueroglu40@gmail.com


Gençlik bitmedi,gençlik güncellendi

Her kuşak, kendinden sonraki nesli eleştirme hakkını kendinde görür. Bugün de durum farklı değil. Büyükler gençlere bakıyor ve başlarını sarsarak hep aynı cümleyi kuruyorlar. “Bizim zamanımızda  gençler böyle değildi.”

 Peki gerçekten gençlik bitti mi? Yoksa biz, değişen dünyaya ayak uyduramayan bir bakış açısıyla mı değerlendiriyoruz her şeyi?

 

Hepimizin şahit olduğu ya da duyduğu bir sahne vardır: Yaşlı bir teyze otobüse biner etrafına bakar, gençlerin yer verdiği bir zamanın çoktan geçtiğini düşünerek iç çeker. Nihayet,en yakınındaki gencin omzuna dokunarak söyler:

“Evladım,hadi kalkta biraz ben oturayım.”

Genç önce kulaklığını çıkarır, gözlerini ovuşturur,mahcup bir şekilde bakar ama yerinden kalkmaz. Teyzenin yüzü asılır, belki biraz daha yükselen bir ses tonuyla ekler:

“Şimdiki gençlik bitmiş, biz böyle miydik?”

Otobüste diğer yolcular başlarını sallar, belki içlerinden biri homurdanarak konuşur:

“Gerçekten de eskiden büyüklere saygı vardı,şimdi kimsenin umrunda değil.”

Ama kimse o gence neden kalkmadığını sormaz.

Kimse bilmez ki o genç, sabahın altısında uyanmış gece geç saatlere kadar ders çalışmış, günü sınavlarla boğuşarak geçirmiştir. Belki öğle yemeğini bile atlamıştır. Akşam okuldan çıkıp yarı zamanlı işine koşmuş,saatlerce ayakta durmuş,siparişler taşımış,müşterilere kibar davranmaya çalışmıştır. Şimdi ise otobüse binmiş, başını yaslayıp bir kaç dakika dinlenmek istemektedir.

Ama kimse onun da yorulabileceğini düşünmez. Çünkü gençlerin yorgun olma hakkı yoktur, değil mi?

 

Restoranda oturan bir aile düşünün şimdi de. Masada sessizlik hakim, baba bir an durup yan masadaki gence bakıyor. Genç, telefonunu elinden düşürmüyor,başını bile kaldırmadan ekrana bakıyor. Babası yanındaki çocuğa dönüp sitemle ekliyor:

“Bak görüyor musun? Şimdiki gençler hep böyle. Bizim zamanımızda insanlar sohbet ederdi, şimdiki nesil insan yüzü görmüyor!”

Ama o genç ne yapıyor olabilir?

Belki ekranda açık olan şey sadece sosyal medya değildir. Belki yeni öğrendiği bir dilde makale okuyordur. Belki yarınki sınavı için son notlarını gözden geçiriyordur. Belki ailesinden uzakta yaşadığı için annesiyle mesajlaşıyordur. Ya da gün boyu insanlarla o kadar fazla iletişim kurmuştur ki biraz kendi dünyasına çekilip nefes almak istiyordur.

Ama dışarıdan bakıldığında tek görülen şey,bir ekrana gömülmüş , asosyal bir gençtir.

 

Bir başka eleştiride şu : “Eskiden mahalle kültürü vardı, gençler sokakta oyun oynardı, şimdi kimse birbirini tanımıyor.”

Evet, doğru. Ama nedenini sorguluyor muyuz ?

Eskiden çocuklar sokaklarda güvenle oynayabiliyorlardı çünkü trafiksiz mahalleler, birbirine güvenen komşular vardı. Şimdi apartman dairelerinde büyüyen çocuklar, dışarı çıkacak bir alan bile bulamıyor. Eskiden insanlar işten çıktığında ailesiyle vakit geçirebiliyordu, şimdi herkes ek mesailerle boğuşuyor, eve geldiğinde yorgunluktan konuşacak hali bile kalmıyor.

Mahalle kültürü yok olduysa, bu gençlerin suçu mu gerçekten? Yoksa değişen şehirleşme, değişen ekonomi, değişen yaşam koşulları mı bunu getirdi?

 

Eski kuşaklar hep şunu söyler:”Bizim zamanımızda her şey daha zordu ama biz başardık.”

Gerçekten öyle mi?

Evet, onların zamanı da kolay değildi. Ama bugünün gençleri çok farklı bir dünyada yaşıyor.

Eskiden üniversiteyi kazanmak zor olsa da, mezun olan birinin iş bulma şansı çok daha yüksekti. Şimdi ise üniversite okumak zorunluluk haline geldi. Ama mezun olmak iş garantisi vermiyor. Gençler mezun olup yıllarca iş arıyor, sonra “ tecrüben yok.” Denerek geri çevriliyorlar.

Eskiden insanlar ev alabiliyorlardı. Genç yaşta çalışan biri bir kaç yıl birikim yapıp ev sahibi olabiliyordu. Şimdi bir genç, yıllarca çalışsa da kira ödemekten başka bir şey yapamıyor. Ev almak, hayal bile edemeyeceği bir lüks haline gelmiş durumda.

Eskiden insanlar ailelerinden destek alarak hayata atılıyordu. Şimdi ise bir çok genç ailesine destek olmak zorunda kalıyor. Okurken aynı zamanda çalışıyor ve faturaları ödemeye yardım ediyor.

Ama hala gençlere yüklenen beklenti aynı: Yorulmayacaklar,şikayet etmeyecekler, her şeye yetişecekler, büyüklerine hep saygılı olacaklar,çalışacaklar ama yine de otobüste ayakta durmaları gerekecek.

 

Gerçek şu ki, gençlik bitmedi. Çünkü gençlik hiçbir zaman bitmez. Sadece her çağın şartlarına uyum sağlar.

Eskiden sokakta oyun oynayan gençlere vardı, şimdi bilgisayar başında arkadaşlarıyla oyun oynayan gençler var. Eskiden mektuplaşan aşıklar vardı, şimdi görüntülü konuşarak mesafeleri aşanlar var.

Eskiden kitap okuyanlar vardı,şimdi internetten sayısız bilgiye ulaşanlar var. Eskiden büyüklerine saygı göstermek, fiziksel olarak yer vermek ile ölçülürdü, şimdi ise belki farklı şekillerle kendini gösteriyor.

Ama bazı şeyler değişmedi: Gençler hala hayal kuruyor, hala bir şeyler başarmak istiyor, hala bir şeyler için mücadele ediyor. Sadece yöntemler değişti.

Sorun şu ki, biz değişimi kabul etmek yerine, gençleri eski kalıplara sığdırmaya çalışıyoruz. Onları anlamak yerine yargılıyoruz. Oysa asıl ihtiyacımız olan şey empati. Çünkü ben de bir gencim. Ve bir gün biz de yaşlanacağız. Belki de bizden duyduğunuz tek cümle şu olacak:

“Şimdiki gençler bizi hiç anlamıyor.”




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz          :

Güvenlik Kodu     : Güvenlik Kodu
Kod                        :

 



  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA