Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 104’üncü yılı…
Çocuklar, kutlamalar ile 23 Nisan coşkusunu doyasıya yaşarken, aynı zamanda eğlenme fırsatı buluyor…
23 Nisan bağımsızlığımızın ve egemenliğimizin sembolü…
Hani bugün neredeyse hepimizin içten içe ‘bağımsızlığımızı yitiriyoruz’ korkusu yaşadığımız mesele!
Üretimde, tohumda İsrail’e, enerjide Rusya’ya, siyasette Amerika’ya bağımlı hale getirildiğimizi düşünüyoruz… Ki zaten öyle ama çok da dillendiremiyoruz!
Böyle bağımsızlık mı olur? OLMAZ!
Bağımsızlık için önce kendi kendine yetecek, emperyalist dünya güçlerine boyun eğmeyeceksin! Onların arka bahçesi, emir eri olmayacaksın!...
Onlar tabi ki de ellerinden geleni yapacak seni köleleştirmek, amaçları için kullanmak, bağımsızlığını elinden almak için…
Ama sen uyanık olacaksın! Sorgulayacaksın! Peşine düşeceksin! Aklı kullanacaksın!...
Mesela milli iradeye sahip çıkacaksın!
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!
Millet olarak egemenlik bilincine sahip olacaksın! Çocuklarını bu bilinçle yetiştireceksin!
Önceliklerinde güvenlik kadar eğitimi de ön planda tutacaksın!
Dünyanın en küçük yüzölçümüne dahi sahip olsan ki bugün pek çok gelişmiş ülkenin toprak varlığından kat kat üstünüz ancak bununla yetinmeyeceksin!
Örneğin İsviçre, Singapur, Japonya gibi gelişmiş insan gücün ile bağımsız olacaksın!
Kaynaklarının şahsi menfaatler için ranta kurban edilmesine, talan edilmesine izin vermeyeceksin!
Çocuklarına kendi öz kaynaklarına sahip çıkmayı, kullanmayı öğreteceksin!
‘Milli’ diyerek milyonlar harcanan siyasi projelere değil ulusça birlikte var ettiğin değerleri, varlıkları sahipleneceksin!
Milli egemenlik dünyadaki en kıymetli değerlerden biridir. Böylece var olursun! İnsan olursun! Dilin olur! Toprağın olur! Özgürlüğün olur…
Ve eğer sen bunları kaybedersen HİÇ olursun!
İşte o zaman dünya yaşanmaz bir yer olur…
Elimizden kimsenin tutmasını beklemeyelim! Zira kimse kimsenin kara kaşına kara gözüne el uzatmaz! Çıkar ve menfaat dünyasında BİZ kendi birliğimizi kurabilirsek var olabiliriz…
Ülke olarak ihtiyaç duyduğumuz BİR olma BİRLİK olma anlayışını giderek kaybettiğimiz şu günlerde işin ucunun egemenliğe geleceğini hatırlayayım!
Böyle giderse kaybımız çok daha büyük olabilir!
Ve ne acıdır ki bu acılı bedeli de bizden sonraki nesiller ödemek zorunda kalır…
