İhtiyacı var insanların!...
Yardıma, desteğe, dayanışmaya, paraya,
işe, aşa, eşyaya...
Gel gör ki kaynak çok da paylaşmada
sıkıntı var!...
15 Mart 2023 Çarşamba günü bir haber
yaptık...
Deprem bölgelerinden Mersin’e
gelen afetzedelerin ihtiyaçlarının
karşılanmasına yönelik çalışmalar
devam ederken yaşanan aksaklıklar ve
mağduriyetler tepki çekiyordu. Kızılay
Mersin Şubesi önünde yardım alabilmek
için sabah saat 06:00’dan itibaren oluşan
kuyruklar yaşandı.
Bu süreçte 3 gün boyunca yaklaşık bin
depremzedeye market alışveriş kartı
dağıldı. Bu kart dağıtımı geçen hafta
Cumartesi günü bitti bitmesine de, umut
bitmedi. O günden bu güne her gün
insanlar Kızılay’a yardım için geliyor ve eli
boş dönüyor!
Kızılay çareyi ‘kart bitti’ yazısı asmakta
buldu.
Kart bitti ama ihtiyaç bitmedi.
Seçim ağzı oy rüşvetine dönen maaş
zamları bile aslında geçinemediğimizin bir
göstergesidir.
Etin, peynirin yanına yaklaşamayan
vatandaş, zaten yarı aç yarı tok yaşarken
aradan Ramazan’ı da çıkartacak...
Gel gör ki sadaka kültürüne mahkum
ediliyor!
Sadaka vermek inancın gereğidir.
Devlet mekanizmaları, siyasi emeller
uğruna bunu da istismar ediyor.
Sadaka devletinden milletin sosyal
devletine dönüş sağlanması gerekiyor.
Parlamenter siste dönüş kadar önemlidir
bu da...
***
Deprem bölgelerinden Mersin’e gelen
nüfusun yarattığı yük giderek artıyor.
Kanalizasyon hatları tıkanıyor!
Hizmete daha çok ihtiyaç var!
Tüm kaynakların en verimli şekilde,
rantabl kullanma sağlanmalı!
Merkezi hükümetten gelmeyen desteği
halkın mağduriyeti ile siyasal kazanca
dönüştürmeye çalışma tehlikesine
düşülmemeli!
Kendi kaynaklarımız ile gücümüzün
yettiği yere kadar ihtiyaçların giderilmesi
için elimizdeki olanakları en iyi şekilde
kullanmanın yolunu bulmalıyız.
Örneğin suyumuz tehlike veriyorken
kentte tasarruf bilincini yaygılaştırmalı,
bunun için adımlar atmalıyız.
Bunun gibi pek çok konuda yeni yol ve
yöntemlerle bilinçli bir kentli nüfus ortaya
çıkartabilmeliyiz.
Ancak kentin merkezi hükümetten
alabilecekleri için de herkesin elini taşın
altına koymasını sağlamalı, bir türlü
başarılı olamadığımız birlikteliği ortaya
koymalıyız.
‘Destek alamıyoruz’ diyerek köşemize
çekilme lüksümüz olamaz.
***
Siyasilere de iki çift lafım var.
Depremi unutturuyorsunuz!
Siyaset depremin önüne geçmemeli!
Aksine siyasete yön vermeli!
Özellikle de milletvekilliği aday adaylı
başvurusu yapanlar deprem felaketinden
yola çıkarak aynı hatalara nasıl
düşmeyeceklerini topluma anlatmaya
çalışmalı.
Şehirlerin imarında söz sahibi
olmayabilirsiniz ama yanlışlara yanlış
deme gücünüzü kullanmanız topluma yön
verir!
Hatalardan ders almanız, tekrar
edilmemesini sağlamamanız bunun için
mücadele etmeniz bile ülkenize çok şey
kazandırabilir.
O yüzden söylenmeyenleri söyleyin!
Gösterilmeyeni göstermeye çalışın!
Sesi duyulmanın sesi olun!
Olun ki halk sizi tercih etsin, sizi seçsin!