Vekil adayları sahaya indi.
İndi inmesine de biz ne kadar istiyoruz
onları?
Malum mevcutların ve de adayların
profilleri hiç iç açıcı değil!...
Bulunduğu mevki makamı basamak
olarak kullanan mı ararsın, daha çok para
kazanmak için kapıları açma aracı olarak
vekilliği araç olarak gören mi???
Ne ararsan var!
Billboardlar rengarenk ama yaratıcılıktan
uzak sloganlar açık havada bile ruhumuzu
daraltıyor...
Bir de tabi kadrolu aday adayları var ki
onların durumu hepten evlere şenlik...
Öyle emin, öyle kararları, öyle hakimler ki
alanlarına sanırsın zaten vekil!
Yıllardır aday adayı olmaktan öteye
gidememiş, yıllardır kenara çekilmeyi
öğrenememiş bu isimler hala eskiye nur
yağabileceği kanısında!
Peki ne yok?
Kıymetli turizmcimiz Numan Olcar’ın da
tespit ettiği önemli kriterlere sahip vekiller
olması gerektiğine inanan yok!
Nedir bunlar;
Asgari ücretin biraz üstünde maaş almak
isteyen vekil yok!
Aday olabilmek için 4 yıllık üniversiteden
mezun olunması gerektiğine inan yok!
En az 1 yabancı dil bilme (yazma ve
konuşma) şartı getirilsin diyen yok!
“Vekil adayları sınava tabi tutulmalı, belirli
derece bilgi birikime, bir konuda liyakat’e
sahip olanlar milletvekili olmalı” diyen yok!
Vekil sayısı azalmalı der bir kesim.
Bence aksine artmalı, daha çok
katılımcılık sağlanmalı.
Ama bu mevcut şartlarla değil!
‘El kaldır, el indir’ diyerek adeta salla
başı al maaşı temsil değil gerekirse
kendi partisine, genel başkanına karşı
da ‘yanlışa yanlış’ diyeceklerin sayısının
artması sağlanmalı.
Sorumuz bir yerlerin, birilerinin adamı
olmaya dönüyor!
Bir düşünceye, bir davaya, bir ideolojiye
ait hissedebilirsiniz kendinizi.
Ama vekil omduysanız siz artık MİLLETİ
TEMSİL EDİYORSUNUZ demektir.
İşte burada bir idrak sorunu var sanırım!
TBMM’ye girip o koltuğa oturunca başlıyor
bu idrak sorunu!
Ben ne kazanırım, ben nasıl kendimi var
ederim, mevcudiyetimi nasıl korurum
hücreleri ortaya çıkıyor galiba..
Ve çok tuhaf bunun dışarıdan
görülmediğini sanıyorlar!
Öyle bariz görünüyor ki...
Öyle çok sırıtıyor ki...
İnanamazsınız!...
Ama bunu değiştirmek bizim elimizde işte.
Bizim de burada bir idrak sorunumuz var!
Bunları seçmek zorunda değiliz!
Ah şunu bir anlasak!...