Yeni nesil pek şahit olmasa da, bilenler
bilir Mersin adı, uzunca yıllarca İçel
olarak anıldı. Halen pek çok şirket,
dükkan tabelalarında İçel ismi yer alır.
Şehrimizin kısa tarihine göz attığımızda
da 1933 yılında merkezi Silifke olan
İçel ile birleşmiş ve Akdeniz’in incisi
Mersin güzellikleriyle ülkenin de göz
bebeklerinden olmuş.
Gelin görün ki, kuraklığın en dibini
yaşadığımız bu günlerde ekolojik
dengenin bozulduğu, iklim krizinin kapıda
olduğunu haykırdığımız bu günlerde tüm
Mersin’i üzen görüntüler Silifke’den geldi.
Silifke ilçesinden geçip denize dökülen
Göksu Nehri’nde geçen günlerde
yaşanan kirlilik ve nehrin Suyunun siyah
renkte akması hepimizi endişelendirdi.
Uluslararası Ramsar Sözleşmesi ile
koruma altına alınan ve dünyanın en
önemli kuş göç yolları üzerindeki Göksu
Deltası Kuş Cenneti’nin içinden geçip,
denize dökülüyor.
Kuş cennetinde yaşayan canlıların zarar
görmesinden endişe eden bölge halkı,
kirliliğin nedeninin tespit edilip, önlem
alınması için yetkililerden yardım istedi.
Doğa harikası Göksu’nun içler acısı
halinin sebebinin ise bölgedeki pirina
işletmeleri olduğu ortaya çıkmış..
Sanayileşmeyi sonuna kadar
desteklerken bir yerlerde hata ettik
galiba.. Doğayı katlederek attığımız her
adımın bize, gelecek kuşaklara misliyle
döneceğini bir türlü kavrayamadık
galiba...
Yazık, çok yazık...