Kafaları değiştiren belediyemiz İstiklal caddesini de değiştirme kararı almıştı hatırlarsanız.
Projenin adı da bu kafadan çıkan her proje adı gibi cafcaflı;
“Tarihi Kent Merkezi Yenileme projesi.”
Ama kafanın içinin değişmediğini çalışmalar başlayınca anladık.
Yaklaşık ilk yarım kilometrelik bölümün caddeye çıkan tüm sokakları iki metrelikbetopanvari duvarlarla kapatıldı.
Açılıp kapanabilir bir büyük kapı ve yayaların geçişi için bir küçük kapı ile sokakların caddeye açılımı kontrol altına alınmış.
Veya öyle olması düşünülmüş.
Sanırsınız birilerinin çiftlik kapısı.
Sürgülü kilitleme mekanizması ile isteyen kapatılabiliyor söz konusu küçük kapıyı.
Son çıkan kapatırsa kendisinden sonra gelen geçemiyor buyana.
Ara sokaktan caddeye çıkmak için yaya olarak geliyorsunuz mesela;
Caddeyi geçip karşı sokağa girip yolunuza devam edeceksiniz hesapta.
Sizi devasa bir kapı karşılıyor.
Arka taraftan sürgülenmiş üstelik.
Biri gelip açarsa geçebiliyorsunuz.
Sizde sürgüyü vurup, “benden sonra kimse geçmesin, kalsın buralarda” eğlencesine katkı sağlayabilirsiniz.
Neden böyle yapıldığını bilen yok.
Mantığı da yok.
Geçişleri güvenlikli hale getirip, kontrolü de sağlamak istedin diyelim.
Piyasada sayısız tipte bariyer örnekleri var.
Son derece kullanışlı ve estetik materyaller var.
Çin Seddi gibi dev bariyerler de nedir kardeşim.
Vatandaşa eziyet nedir?.
Esnafı düşünmeden, kaderine terk etmekte nedir?.
Taksici esnafına yapılan zulüm nedir?.
“Kafayı değiştirdik” diye kafamızı ütüleyen sözde belediyeci esnafına sesleniyorum;
Alırken neden dikkat etmediniz o kafalara!.
Hepsinin içi boş.
Tın tın!..
**
Sevdiğim Laflar:
“ ELİ İŞ DE, GÖZÜ OYNAŞTA!..”