“İklim değişir, Akdeniz olur.”

Laf güzel, özgül ağırlığı yüksek.

Güzelliği, hoş bir şarkının sözlerine atıfta bulunulmasından kaynaklı.

İleri ki yıllarda Mersin büyüğü bir Beyefendi olarak hatırlanacak bir yerel siyasetçimizin ağzından çıktığı için de ayrıca önem arzediyor.

    Geçmişte de böyle  tamözlü, veciz sözleri olduğunu biliyoruz Beyefendinin.

“İnsicamı bozmayalım.”

    “Yapmayın ama; beni üzersiniz!.”

Gazetecilere hitaben;

    “Siz resim çekmeyin, biz çeker veririz.”

    Unutmak mümkün mü her biri klişe olmuş bu derin sözcükleri.

Gerçi benim şahsi favorim başka bir vecizesidir.

    Hatta kemerli bir tabela ile meclis girişine asılmasını bir Mersinli olarak özellikle rica ediyorum.

Burası “Dingo’nun çiftliği değil.”

    Gazetecilik yaşamım boyunca hiç bir yerel yöneticimizin ağzından duyma bahtiyarlığına erişemediğim birinci sınıf veciz bir cümle.

    Söyleyene de, söyletene de saygı duyuyorum.

    Her sabah ofisime girerken şahsıma hatırlatıyorum şahsen;

    “Bak Yüksel efendi; burası Dingo Bey’in çiftliği değil. Sakın unutma, hakkını ver” diyerek şahsımı motive ediyorum.,

    Gerçi on dakika sonra unutup normal seyrime dönüyorum ama olsun.

    “O kadar çatlak su kaçırmaz”ruh hali beni mutlu etmeye yetiyor.

Yazının girişindeki sözün asıl önemi iklimin değişip Akdeniz olmasını beklerken harcandığı ifade edilen 200 milyon lira ile ne yapıldığı.

    “İmza bekliyoruz, neden atılmıyor” diye soruyor Bizim Beyefendi.

    “Siyasi” diyerek cevabı da kendi veriyor.

    “Bekliyoruz” diye de gönderme yapıyor bir yerlere.

    Yarattığı “Bakın yaptırmıyorlar” algısını pekiştirirken, aslında aklından sandıkta çoğalacağını düşündüğü oyları koyacağı ambar geçiyor.

    Ben yine sorayım bizim Beyefendiye;

    Kaç metre aşağı indiniz?.

    Kaç metre yatay tünel açtınız?.

Yok; oturup bekliyorsanız dediğiniz gibi;

Kamunun 200 milyon lirası öngörüsüzlük sonucu havaya mı uçtu?.

    **

    Sevdiğim Laflar:

    “KISA VADELİ ÇÖZÜM, UZUN VADELİ SORUN YARATABİLİR!..”