Yavaş yavaş seçim atmosferine girmekte olan Türkiye ile ilgili Reuters haber ajansı bir analiz yayınladı.
Analizde ekonomik ve siyasi açıdan en sıkıntılı dönemini yaşayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ukrayna'nın tahıl ihracatını yeniden başlatma anlaşması ve Abdülhamid Han Sondaj Gemisinin ilk görev yerine uğurlanması gibi sınırlı diplomatik bazı gelişmelerle soluklandığını ve gelecek yıl yapılacak seçimler için kampanya stratejisini bunlarla beslemekte olduğu aktarıldı.
Peki bunlar yeterli mi?
Pek sanmam…
Zira ülke yangın yeri…
Yüksek enflasyona rağmen bir dizi faiz indirimi, 2019’dan bu yana üç merkez bankası yöneticisinin görevden alınması, ülkeyi büyük cari açıklar vermeye iten ve dış finansmana bağımlı hale getiren bu politikaların Erdoğan gitmeden düzelmeyeceği görüşü hakim.
Ancak yine de küçük Türkiye modeli Mersin’den büyük fotoğrafa bakmaya çalışırsak hala muhalefette umut vermiyor!
6’lı masanın hala masada oturabiliyor olması başarı olarak lanse edilse de bunun gerçek bir başarı olmadığı herkesçe biliniyor… Hala kırmızı çizgileri konuşmaya başlamayan masanın pamuk ipliğine bağlı görüntüsü seçenekleri daraltıyor…
Öte yandan hükümet yetkilileri ve Ak Parti’nin üst düzey üyeleri de cumhurbaşkanını gerçek bir devlet adamı olarak lanse ediyor ve rakiplerinin onun uluslararası kimliği ile aynı ayarda olmadığını devamlı işliyor.
Haklılar da…
Yurt içinde dahi mitingler, sahadaki eylemsellik ve mücadele de çok çok geride kalan muhalefet, İYİ Parti’nin rüzgarı ile ses çıkarsa da bundan öteye gitmiyor.
Yurtdışı hareket ise nerdeyse tamamen etkisiz kalınan bir alan gibi görünüyor…
Tüm bu şartlarda seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde muhalefet hala çare olarak görülmüyorsa burada bir sorun var demektir!
Birileri şapkayı önüne koyup düşünmelidir!
Hesap vermelidir!
Fatura ödemelidir!
Ülke bu haldeyken neden size güvenilmiyor?
Bu soruyu dahi yüksek sesle dahi dile getiremediğiniz için olabilir mi mesela…
En ufak bir eleştirinin kabul görmediği adeta savaşta her şey mubah anlayışı ile ‘Onlar gitsin biz gelelim, gerisi tufan” anlayışı ile varacağımız yer bugünden çok farklı olmayacaktır!
