Siyasetin ısındığı ortada.
Isınmanın dozunu görmek anket şirketlerinin neredeyse her gün gözümüze soktuğu araştırma sonuçlarından dolayı artık çok kolay.
Kazanların altı harlanıyor.
Üç ay önce garipsediğimiz sonuçlar artık şaşırtmaz oldu.
Giden konusunda tek merak edilen nasıl ve yüzde kaçla gideceği.
Asıl merak konusu gelenlerin nasıl ve yüzde kaçla geleceği.
Ve;
Geleceklerin 1 ve 2 pozisyonunda veya yakın olmaları halinde bir rekabet ortamının oluşup olmayacağı, oluşursa tarafların nasıl bir pozisyon alma yoluna gidecekleri ve bu pozisyonların getireceği gelişmeler çok konuşulmasa da artık gündemde.
İhtimaller çoklu.
Özellikle İYİ Partinin belli yörelerde yarattığı gelişimin dikkat çekmeninde ötesinde altılı masadaki elinin giderek güçlenmesini de gündeme getiriyor olması çok önemli sonuç olarak.
Yine dikkat çekici bir gelişmede İYİ partinin gelişmesinin Mersin, adana ve Antalya gibi CHP’nin yerel iktidarda olduğu bölgeler olması.
Mersin’de bunu birebir gözlemlemek daha kolay bizim için.
Sonuç olarak Mersin’de yaşıyoruz.
Ve her gün onlarca insanla görüşme imkanı buluyoruz.
Partilisi.
Partizanı.
Sempatizanı.
Veya;
Partisiz ama;
Yurt seveni.
Eşi, dostu, bilgiliyi, bilgisizi saymıyorum bile.
Doğru okursanız önemlidir.
Doğru okursanız sebebi de bulabilirsiniz;
“Bize katılın” demekle olmaz.
Olmuyor da.
“Aynısı” olacaksanız!.
“Şahsım”diyecekseniz.
“Niye size katılalım” der insanlar.
“Yerel yönetim zaferleri” çok, ama çok önemliydi.
“Her şey çok güzel olacaktı!.”
Değişimin öncü adımlarıydı.
Sonrası önemli;
Ankara dışında “değişim” gördüğümüz söylenemez.
Geçmişinden utanan partinin “çıpalı “oy oranı şahittir.
Beyefendi’nin yaşattığı olumsuzluklar ortadadır.
Yönetim zafiyetinin çok ötesindedir Beyefendinin sahiplendiği ve “Şahsım” Çiftliğine çevirdiği Mersin’de yaşananlar.
Ben yazmaya, gerçek partililer ise yaşananları dillendirmeye utanıyor bugün geldiğimiz noktada.
Yandaş basının gerçekleri gizlediği, pembe gazetelerin allayıp pulladığı, trollerin yetmediği yerde çiftlik çalışanlarının mafyatik güç kullanımında görevlendirildiği, benim gibi gazetecilerin saldırıya uğrayıp, gözdağı verildiği, karanlık tiplerin koridorlarında nöbet tuttuğu Taş Yapı merkezli Beyefendinin “Şahsım Partisi” Mersin’de ilk seçimde gerçekle yüzleşecektir.
Üzücü ve yıpratıcı olansa şudur.
“Kötünün iyisi” olarak karşımıza çıkanların gösterdiği utanmazlık, aymazlık ve yüzsüzlüğü “prim yapıyoruz” zannetmeleridir.
“Öyle” olmadığını anlamaları ise yakındır.
“Az kaldı.”
**
Sevdiğim Laflar:
“SAÇIN AK’MI KARA’MI BERBER KOLTUĞUNDA BELLİ OLUR…”