Mersin’e 1994’de kamu görevim nedeniyle ikinci kez atanarak Gölcük/Kocaeli’den geldiğimde Mersin Devlet Opera ve balesi 2 yaşında idi. Sanat ve kültür etkinliklerine yakın olmaktan ,aile olarak çok sevinmiştik. 1997 de istekle emekli olarak Mersin’e yerleşme kararım sonrası 1999 yılında Mersin Deniz Ticaret Odası’nda göreve başladım. 2002 yılında Mersin Devlet Opera ve Balesi’nin 10. Yılı etkinlikleri kapsamında, sanata aşık Mersinli kanaat önderleri Mersin’de neden bir Uluslararası Müzik Festivali olmasın diyerek kolları sıvıyorlar ve ne mutlu bize ki bu düşünce o yıl hayat buluyor ve 2002 yılında 1. Mersin Uluslararası Müzik Festivali gerçekleşiyor. Festivalin uluslararası seviyede başlaması ilimiz Mersin ve ülkemiz adına çok önemliydi. Bu faaliyetin mimarlarından merhum Henry ATAT’ın festivalin başlangıcındaki sözlerini unutamam.
MERSİN’İN SESİNİ DÜNYA DUYACAK,
DÜNYANIN SESİ MERSİN’DE DUYULACAK. İşte festivalin özeti bu idi .
Festivalimiz 2007 yılında Avrupa Festivaller Birliği(EFA)’ya üye oldu ve uluslararası özelliğini daha da perçinledi bu sayede. Bu dönemde uluslar arası sanat kurumları ile olan ilişkiler gözle görülür şekilde artış kaydetmiştir. Festivalde yer almak isteyen sanatçı veya gruplardan önemli oranda başvurular alınmıştır. Böylece Mersin ve Mersin Uluslararası Müzik Festivali uluslararası kültür ve sanat ortamında daha çok tanınır hale gelmiştir. 2020 yılında pandemi nedeniyle bir yıl ara verilen festivalimiz 21 mayıs-11 haziran 2022 tarihleri arasında yirminci yıl programını yaşatacak bizlere.
Festivalimiz ; mevcut Kültür merkezlerimiz, kiliselerimiz, merkezdeki açık alanlarımız dışında özellikle ilimizin tarihi mekanlarında(Aya Tekla, Kız kalesi, Kanlı Divane, Soloi Pompeipolis..vb) , sadece merkezde değil ilçelerimizde de uygulanarak ilimizin önemli mekanlarının tanıtımına da aracılık ediyor. Mersin’de ilimizi ve festival konularını öne çıkaran çeşitli festivaller var. Yeterli mi, hayır ama yapılanlar, yapılacakların göstergesi. Narenciye Festivali, Sokak Festivalleri, ilçe festivalleri, benzer onlarca festival etkinliği mevcut.
Festivalin destekçileri arasında Mersin’deki TOBB bağlısı odalar da hem maddi destek veriyor hem de birer temsilci görevlendirerek festival organizasyonlarına yardımcı oluyordu. O dönemde görev yaptığım Mersin Deniz Ticaret Odası Festival temsilcisi olarak 2003’de(Festivalin ikinci yılında) beni görevlendirdi ve 2018’e kadar festival etkinlikleri ile çok yakın ve çok yoğun bir çalışma içerisinde oldum. EFA GENEL KURULU NEDEN MERSİN’DE YAPILMASIN? Avrupa Festivaller Birliği her yıl, bir üye festival ülke/şehir ev sahipliğinde genel kurulunu düzenleyerek, sanatsal, kültürel , maddi ve idari konuları tartışıyor ve katılan delegelere yöresini tanıtarak önemli bir misyon üsleniyor. Festivaldeki görevim sırasında 2015 Nisan ayında Çekya’nın doğusunda yer alan Ostrava’da düzenlenen EFA Genel Kuruluna Mersin Uluslararası Müzik Festivali delegesi olarak katıldım. Genel Kurul’un Ostrava’da yapılmasının gerekçesi; 1854-1928 yılları arasında yaşamış önemli besteci “LEOS JANACEK” in memleketi olması. Genel Kurul sırasında festival programlarının izlenmesi, özellikle konservatuar ve diğer müzik eğitim kurumlarının tanıtımı, master class çalışmalarının izlenmesi, önemli sanatçı ve çalışmaların CD’lerinin sunumu , en önemlisi de besteci Janacek’in köyünün (Hukvaldy) tanıtımı, bestecinin yaşadığı mekanların müze olarak ziyareti çok dikkatimi çeken konulardı.
Bunları neden anlatıyorum? Mersin’imizin de bir dizi önemli değerleri var, müzik konusunda festivalimizin konusu ile ilgili olması açısından ilk aklıma gelen ünlü bestecimiz Prof. Nevit KODALLI(1925-2009). Gerek festivalimizin başlatılması, gerekse sonraki programların planlanması ve uygulanmasında daima en üst seviyede desteğini esirgemeyen ünlü sanatçımızın adına bir EFA Genel Kurulu’na neden Mersin olarak ev sahipliği yapmayalım. Böyle bir uluslararası faaliyetin planlanması, EFA üyesi ülke sanatçılarının, delegelerinin , çalışanlarının katılacağı çok önemli bir program olarak sadece ilimize değil ülkemiz adına ,sanat ve kültür hareketi yanında çok önemli bir tanıtım, turizm etkinliği olarak öne çıkacaktır. Bu düşüncenin gerçekleşmesi elbette çok kolay olmayacak. Ancak EFA Yönetimi ile görüşmelere başlayarak uygun bir yılda bu etkinliğe ev sahipliğinin sağlanabilmesi festivalimiz adına çok önemli bir adım olacaktır. Bu amaca yönelik başta Valiliğimiz olmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanlığımız ve diğer destekçilerin hemfikir olarak planlama yapmaları ile çok önemli bir hizmet sağlanacaktır. Belki bu ilimiz adına çeşitli festival ve etkinliklerin bir arada planlandığı çok zengin bir programa neden dönüşmesin.
Festivalimizin bu yıl ki mottosu, “SANAT İYİLEŞTİRİR” Sanatsız kalmayın, sanatla kalınız.
