Son günlerde yazı yazmak iyice zor gelmeye başladı.
“Lafa nereden girip, nereden çıkacağını bilemeyen yazar sendromu” diye bir şey varsa; bilin ki ben o sendroma yakalandım.
Öyle bir sendrom yok; “uydurma” diyebilirsiniz.
O zaman niye yazar zorlanıyor diye de ben size sorarım.
Şarkı sözü sıkıntılı.
Şarkıcı takıntılı.
Ata sözü tehlikeli.
Ekonomi ikircikli.
İki satır yazının sonunu bağlarken; kime yarar, kime zarar, millet ne der diye düşünmek durumunda bırakılıyorsa yazar tayfası durum hiç de iyi değildir benim bildiğim.
Ne ağlar, ne de güler zamanlardayız.
En kolayı “büyüklerimiz daha iyi bilir” halleridir böyle zamanlarda.
Suya, sabuna dokunmaz, büyüklerimize karışmaz, fikirlerini kendine saklar, şarkı, türkü gibi nereye çekersen oraya gider durumlarından sakınır, ata sözü gibi hakarete meyilli cümleler kurmazsın olur biter.
“Yetmez ama” diyorsan;
Nasıl olsa sesleri çıkmaz dersin;
İki satırla da olsun muhalefete taş atarsın.
Maksat hasıl olur;
Yazını yazar.
Arkana yaslanır.
Bir paket sigara 25 lira olur mu kardeşim demezsin.
Bir de cigara tüttürürsün olur biter.
Keyif alırmısın peki diye sormayın!.
İşin orası biraz muallak.
Samimi düşüncemi sorarsanız;
“Aldırma gönül aldırma” der geçerim.
**
Sevdiğim Laflar;
“TENCERE TAVA, HERKESTE AYRI HAVA!..”