Çocukken ailemiz, Kadına "kaç yaşındasın?" Öğrenciye "Ortalaman kaç?" Memura "Maaşın ne kadar?" gibi böyle sorular sormamamızı tavsiye ettiler çünkü sorulan kişiye rahatsız eder ve çoğu cevap vermekten utanıyor.. şimdi bu sorulmaması gereken sorulara bir soru daha eklememiz lazım "Suriye'ye ne zaman döneceksin?" sorusudur, Tamamen yukarıdaki kişilerin hissettiği gibi hissediyoruz, utangaç mı? Rahatsız mı? Üzgün mü? Bilmiyorum, ama bildiğim şeyi bu soru sorulmadan önce bir durup düşünüp kendimize soracağız, onun yerinde olsaydım ne yapardım?
Kaçacak mıydım? Olmaz, Çünkü "Vatanımı asla bırakıp kaçmam" ama bizim Cumhurbaşkanı başımıza günde yüzlerce Füze ve bomba atarsa yine kaçacak mıydım? Olmaz, çünkü "karşısına çıkıp vatanımı savunurdum" ama silahım yoksa ve kendi vatanımızın ordusu (Diğer Kocaman ve güçlü ülkelerin desteği ile) bizi öldürdüğünü görünce, yine kaçacak mıydım? Olmaz, "vatanım için öleceğim" ama vatanın seni öldürürse ve sevdiklerine ile ailene zarar verilmek istemeyince, O saatte kaçıp gideceksin söyleyeyim.
Peki "kaçmaya" karar verdim ve başka ülkeye sığındım, ne zaman dönmeyi düşünüyorum? Bir ay sonra mı? Hayır çünkü bir ay sonra savaş daha bitmemiş olacak, peki bir yıl sonra mı? Ona da Hayır çünkü bilemiyorum ne zaman savaşın biteceğini, tamam ne zaman dönebilirim? Güvenli bir ülkemiz olduğu zaman, Esad'ın devredildiği zaman, İşgalcı ülkelerin çıktığı zaman döneceğim elbette.
Bu olaylar bittikten sonra dönebilirim ve dönerim. İnsan kendi ülkesini terk edip kaçmak o kadar kolay olduğunu sanmayalım. Karşı tarafa empati kurmaya ve asıl sorununu anlamaya çalışalım bilmesek soralım bilgi edinelim. ne oldu? Nasıl oldu? Niye oldu? Bu sorularının cevaplarını anladıktan sonra o zaman konuşmaya hazır oluruz, yoksa rahat rahat oturup masum insanlara erkeklik yapamayız...