Mersin sahilleri dolup taştı. Bölge illerinden gelen yerli turist kent nüfusuna 2’ye hatta 3’e katladı.

Büyükşehir Belediyesi de işletmesini üstlendiği plajlara gösterilen ilgiden duyduğu memnuniyeti servis ettiği basın bülteni ile övüne övüne bitiremedi.

İyi hoş da birçok ilde belediye başkanları “dolduk taştık, gelmeyin” derken Mersin’den çıt çıkmadı!

Gelenleri karşılayacak kapasitede altyapımızı, turizm tesisimiz olmamasına rağmen Mevlana gibi olduk neredeyse; ‘Gel ne olursan ol gel’ dercesine açtık kollarımızı…

Ama hala Mersin’e gelen turist sayısını bilmiyoruz! Hiçbir yetkili, ilgili merci şuana kadar böyle bir bilgilendirme yapmadı.

Büyükşehir de bu ilgili ve yetkililer gibi; servis ettiği bültende işlettiği 12 plaja gelenlerin sayısına dair bilgi vermeyip, büyük ilgi gördü demekle yetindi.

Gelen nasıl geldi, ne getirdi beraberinde, nasıl geri döndü, geride kaldı bunlara dair kenti yönetenler, önde gelenler, yön verenler sessiz, ilgisiz…

Bu getirinin bir götürüsü olmayacak mı? Elbetteki olacak! Özellikle de artan vakalar gündemdeyken yaşadıklarımızdan ders çıkarmayarak geçen sene olduğu gibi bu yıl da muhtemelen Ağustos sonunda Mersin pik yapan iller arasında yer alacak.

Ayrıca tatilcileri balık istifi yapmaya çalışan işletmeler nedeniyle Mersin kalite ve markası zarar gördü.

“Bir günlük beylik beyliktir” misali bu yaz parayı vuran işletmeler olmuştur elbet ama bu anlayış ile uzun vadede Mersin kaybetmektedir.

Tesisimiz, altyapımız, yolumuz, doğal ve tarihi güzelliklere erişimimiz iyileştirilmediği müddetçe, kaliteli hizmet ve markalaşma peşinde koşmadığımız müddetçe ne uzarız, ne kısalırız.

Ne turizm açısından meseleyi doğru ele alabiliyoruz ne sağlık, ne altyapı, ne gelişim…

Bu vizyon ile bu kadar olur zaten işte biz de olabileceğimiz yerdeyiz…