Mersin yerel siyaseti çok oynak.

Her saat, her gün, her hafta, her toplantı farklı gelişebiliyor.

Aslında siyasetin oynadığı yok elbette.

Oynak olan siyasetçi.

Bizim yerel siyasetçilerimizin küçük bir yüzdesinin ruhunda deli kan dolaşıyor.

Ya da arada bir kendi akıllarını kullanmaya kalkıyorlar.

Özgür düşünmeye alışık olmadıkları için bünye kabul etmiyor, bir sağa, bir sola yalpalıyorlar haliyle.

Oynaklığın bir nedeni bu.

Bir de mizacı oynak olanlar var.

Sayıları bir elin parmaklarını geçmez.

Aklen gidip gelmeleri çoktur.

Üretemezler.

Üretenlerin arkasına takılırlar.

Nereye kadar?.

“Bize ne düşecek.”

“Küpümüz dolar mı” ile başlar.

“Küp hala boş.”

“Kaldı iki buçuk yıl.”

Ne yapmalı?.

Ne etmeli?.

Küp dolmuyorsa;

“Zevahiri nasıl kurtarmalı?” ile biter.

Ancak bu noktaya kadar gidebilir bu mizacen ve aklen oynak olanlar.

Yolun sonu görünene kadar kısacası.

O zaman;

Önce sert eleştiri yapacaksın.

Tutmazsa;

İstifa edeceksin.

İstifanın sonuna da kuş kondurup;

“Ben halkım için buradayım” diyeceksin.

“Yedirdim mi acaba” diye de papatya falı açacaksın.

Olmazsa; yüz, ikiyüz kişi ayarlayıp partiden istifa ettirmenin yolunu arayacaksın.

Yetmezse;

Güya istenmeyen, ama bir türlü de paylaşılamayan bir siyasi partiye sarılacaksın.

Buradaki çürük yumurtaları seçip ortalığı karıştıracaksın.

Bunu da o siyasi partinin bizim Beyefendiye çalışan ünlü komisyoncusuna yaptıracaksın.

Oyun içinde oyun dedikleri türden bir aksiyon filmi vizyonda.

“Akdeniz kuşatma altında “diyebiliriz filmin adına.

İçeriden çürük elmaların ihaneti.

Dişarıdan siyasi komplolar.

Tüm bu atraksiyonların hepsini Akdeniz Belediyesinde ve meclisinde seyrediyoruz bir süredir.

Tüm bu orta oyununun içinde olanları da, peşine takılanları da.

İntikam peşinde koşan, fırsatçı, kindar haysiyet cellatlarını da.

Aslında ortada dolaşan bir cümle olan biteni çok net anlatıyor.

“Bir belediye kazandık, teşkilat bize çöktü.”

İsteyen istediğini anlayabilir.

Ben anlatana bakarım.

“Akdeniz düzelmeden Mersin düzelmez.”

 “Akdeniz için pozitif ayrımcılık istiyorum.”

“Çalışmamızı istemeyenler var.”

Kim söylüyor;

Mustafa Gültak.

Akdeniz Belediye Başkanı.

Akdeniz’i kurtarmanın derdinde, çabalıyor.

Üstelik;

Mersinli.

Yetmez mi?.

Hal böyleyken;

Beyefendinin trollerinin ekmeğine yağ sürdüğümü biliyorum.

Bu yazı üzerine nasibime düşecek kindar yaftalamalarında farkındayım.

Hiç dert değil.

Çünkü bende Mersinliyim.

Akdeniz’in göbeğindenim üstelik.

Camişerif’i, Camişerifli’yi bilenler bilmeyenlere anlatsın der geçerim.

**

Sevdiğim Laflar:

“RÜŞVET KAPIDAN GİRİNCE, İNSAF BACADAN KAÇAR..”