Gazeteci kamu adına, kamunun yaraları doğrultusunda hareket eden kişidir. Bundan dolayıdır ki Batı'da gazeteciye kamunun bekçi köpeği denilir.

Kamu yapısındaki kitlesellik ve özel durumundan dolayı çıkarının, yararının takibini yapmaz, yapamaz. Oluşan boşluğu halk adına hareket eden gazeteciler, medya mensupları doldurur.

O zaman gerçek ve nitelikli bir gazetecinin görevi sadece halkın yararına hareket etmesidir. Onun hesap vereceği yegane merci halktır, halkın vicdanıdır.

Halkın ve kamunun yararları için hareket eden gazetecilerin de halkın baskısıyla ve yoğun desteğiyle oluşturulmuş yasalar tarafından korunması gerekir. Bundan dolayı da gazetecilere geniş hareket olanağı veren, gazetecileri koruyan yasaların oluşturulması da kendisine çağdaşım ve uygarım diyen tüm halkların görevidir.

SAMİMİYETSİZ MESAJLAR

AKP'den Ali Cumhur Taşkıner, Mersin milletvekili...Her dini bayramda, kandillerde bana tıpkı basım mesajlar gönderir. Bayramımı veya kandilimi tebrik eder. Oysa mebus efendiyi tanımam, dünya görüşümüzün örtüştüğünü de sanmıyorum. Artık telefon numaramı nasıl ele geçirmişse mesaj atıp durur. Yalnız aynı vekil eşim öldüğünde bir mesajı- ne yazık ki- esirgemiştir. Çünkü siyasi sistemlerinde böyle bir kurgu henüz oluşturulmamış. Toptan mesajlar geneli ilgilendiren günlerde kişilere gönderiliyor, ancak kişilerin özelleri bu tür siyasi anlayışların kapsamı içine girmiyor.

Aynı siyasi oy arayışını MHP'den Baki Şimşek'te, bir zamanlar MHP'den belediye başkanı olan Burhanettin Kocamaz'da, yine CHP eski milletvekillerinden Serdar Kuyucuoğlu'nda, İYİ Parti Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı'da da görmekteyim. Adını zikrettiğim bu zatlar da önemli dini ve milli günlerde, bayramlarda tıpkı basım iletilerini benim gibilere yollarlar, ama özel günlerimizde ve anlarımızda- ne acıdır ki- ortada yoklar. Çünkü hiçbiri bizleri tanımaz, umurlarında olduklarını da sanmıyorum.

Merak ettiğim ve beni rahatsız eden husus şu: Oy avcısı bu siyasilere benim telefon numaramı kimler, ne karşılığında vermişlerdir? Benim rızam alınmadan niçin özel telefon numaram onlardadır. Bu servis etme etik midir, yasal mıdır?

Bu içtenliksiz mesajları bana yollayan siyasi figürlere nacizane isteğim şudur: Lütfen bana mesaj falan atmayınız, ben sizin gibi düşünmüyorum. Bu isteğimi sizin kullandığınız kanaldan mesajla size aktarmak istiyordum ama dönüt mesaja izin vermemişsiniz. Bu tek yönlü anlayış bile çirkin. Siz bizlere mesaj gönderebiliyorsunuz, lakin biz siz muhteremlere mesaj gönderemiyoruz.

UZAKTAN EĞİTİM, EĞİTİM Mİ?

Mersin Üniversitesi Rektörü Ahmet Çamsarı, üniversite olarak covid-19 sürecinde destan yazdıklarını buyurmuş. Bence rektör yanılıyor. Korona virüsü nedeniyle zorunlu olarak başvurulan uzaktan eğitimin eğitimle uzaktan yakından hiçbir ilgisi yok. Bu yöntem eğitim adına tam bir fiyasko.

Acaba on-line dersleri kaç öğrenci ekran karşısına çıkıp izlemiştir, sayın rektörün elinde bunun rakamı var mıdır?

Ayrıca bu süreçte yapılan vize ve final sınavları ne ölçüde nesneldir, ne oranda öğrencinin gerçeğini yansıtmaktadır? Acaba kaç öğrenci kendi notunu kendi emeğiyle almıştır?

Sadece şunu itiraf edeyim ki sosyal medya üzerinden onlarca kişi para karşılığında ödev yapacağını veya ödevlerini yaptıracağını ilan etmiştir.

Özetle eğitim ve öğretim alanında uzaktan eğitim tam bir komedidir, asla örgün eğitimin verdiği sıcaklığı ve lezzeti vermez.

Sayın rektör bence siz uzaktan eğitimi boş verin de yüz yüze eğitimin olanaklı olduğu ortamları öğrencilere biran önce sağlayınız.