Su kaynakları neden kurudu? |
|
|
18 Ağustos 2016 Perşembe 17:07 |
Vatandaşlar günler süren su kesintilerine isyan ederken, Başkan Kocamaz ise ‘Su kaynakları kurudu’ açıklamasını yaptı. STK temsilcileri ve doğa dernekleri ise doğru politika ile kuraklığın önüne geçilebileceğini savundu. |
SONER AYDIN Küresel ısınma, orman alanlarının talan edilmesi, HESler, baraj gibi yapılar nedeniyle kuraklığa bağlı olarak ortaya çıkan susuzluk gelecekte karşılaşacağımız en büyük sorunların başında geliyor. Özellikle Mersin’de göçle birlikte kent nüfusunun artmasına bağlı olarak su kaynakları da hızla tükeniyor. Fazla su tüketimi nedeniyle yer altı suları da tükenme aşamasına geldi. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Mersin İl Temsilcisi Zehra Korkmaz, kuraklığın son yıllardaki iklimsel değişim ve küresel ısınmaya bağlı olduğunu söyledi. Kuraklığın, yağışların uzun yıllar ortalamasından daha az gerçekleşmesiyle ortaya çıkan bir iklim olayı olduğunu dile getiren Korkmaz, “Ülkemiz açısından baktığımızda kuraklığın çok yakıcı ve olumsuz sonuçlarını görmekteyiz. Dünyada karşılaştığımız küresel ölçekteki sorunlardan biri kuraklıktır. Kuraklık küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en önemli en önemli sonuçlarından bir tanesidir” dedi. “ÜLKEMİZ SU FAKİRİ BİR ÜLKE” Ülkemizde kuraklığa bağlı olarak su tüketiminin hızla arttığını kaydeden Korkmaz, “Su tüketiminin artmasıyla birlikte ciddi sıkıntılar da yaşanmaktadır. Ülkemiz su fakiri bir ülkedir. Dünya ortalamalarına baktığımız zaman dünyadaki su potansiyelleri açısından değerlendirdiğimizde kişi başına düşen yenilenebilir su potansiyeli yıllık olarak 3 bin 500 metreküp’tür. Dünyada su ortalaması da 7 bin 600 metreküp civarındadır. Bu verileri karşılaştırdığımız zaman ülkemizin su fakiri olduğu çok net bir şekilde görülmektedir. Ayrıca ülkemiz su sıkıntısı bulunan ülkeler arasında da yer almaktadır. Kişi başına teknik ve ekonomik olarak 1500-1735 metreküp civarında kullanılabilir yıllık su miktarı düşer. Ülkemiz su azlığı yaşayan bir ülkedir. TİK’nun tahminlerine göre 2030 yılına kadar ülkemiz nüfusunun 100 milyona ulaşması durumunda kişi başına kullanılabilir su miktarı bin metreküpe düşeceği tahmin edilmektedir. Bu veri de ilerde ülkemizde daha çok su sıkıntısı yaşanacağının habercisidir” ifadelerini kullandı. “EN FAZLA TÜKETİM TARIM ALANLARINDA” Ülkemizde suyun kullanım alanlarına bakıldığında en büyük su tüketiminin %75’le tarım alanında olduğu bilgisini veren Korkmaz, şunları söyledi: “Sanayide de ciddi bir su tüketimi bulunmaktadır. Ayrıca yerleşim alanlarında insanların yaşam faaliyetleri için ciddi su tüketilmektedir. Bu nedenle su kaynaklarımızın çok doğru bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Su kaynakları açısından havzaların yönetimi, rehabilitasyonu, verimlilik ve potansiyellerinin korunması ve arttırılması önem taşımaktadır. Bu sular tüketiliyor ve atık su olarak veriliyor. Birçok yerde ve yerleşim yerinde bu atık sular arıtılmadan gelişigüzel çevreye verilmektedir. Akabinde de çevre kirliliği yaratmaktadır.”
“ÖNCE YAYLALAR, SONRA ŞEHİRLER” Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Başkanı Sabahat Aslan ise yaylaların ardından önümüzdeki birkaç yıl içinde şehirlerin de sıkıntı çekmeye başlayacağını dile getirdi. Kuraklılığın en önemli nedenlerinden birnin doğanın rant politikalarına kurban edilmesi olduğunu sözlerine ekleyen Aslan, “Daha fazla kar elde etmek uğruna toprak ve su çok acımasızca harcanıyor. Ekolojik dengenin bozulmasına neden olan bir çok uygulama yapılıyor” şeklinde konuştu. “KENTLER PLANLAMASI DOĞAYA UYGUN OLMALI” Aşırı su tüketiminin su kaynaklarının tükenip ve doğal dengenin bozulmasında en önemli etkendir olduğunu dile getiren Aslan, “Yerelde plansız politikaların hayata geçirilmesi yine su kaynaklarının azalmasına nedendir. Özellikle kentlerin planlanması yapılırken doğal denge gözetilmeksizin yapılmakta. Kent planlanmasında su kaynaklarının korunması çok önemli. Doğal dengeyi sağlayan ormanların yok edildiğini görüyoruz. Ormanlar rant uğruna talan ediliyor. Yerlerine sanayi, turizm tesisleri kuruluyor yada yerleşime açılıyor. Ormanlar su oluşumunda en büyük yardımcılardan biri. Yine su kaynaklarının kirlenmesi başka bir neden. Bu sadece suyun kirliği değil aynı zamanda toprak ve hava kirliliği de su kaynaklarının azalmasında çok önemli bir etken. “SU KAYNAKLARI KORUNMALI” Özellikle zengin su havzalarının korunmasının büyük öneme sahip olduğunu sözlerine ekleyen Aslan şunları söyledi: “Büyükşehir Belediyesi su havzalarını korumak için çalışma yapabilir. Suların kirlenmesini engelleyebilir. Suyun tasarruflu kullanılmasını sağlayabilir. Yeni su kaynakları arayışına girebilir. Sanayinin kirlilik oranı düşürülebilir. Toprak kirliliğini azaltmak için meslek odaları ve STKlarla işbirliği yapabilir. Azalan su kaynaklarına başka bir kaynaktan takviye yapılabilir. Okullarda öğrencilere eğitim verilebilir. Önlem olarak yağmur sularının biriktirilebileceği sarnıçlar, havuzlar yapılabilir. Yine belediyeler yeşil alanları arttırmalı. Ağaçlandırma arttırabilir. Plansız nüfus artışları su kaynaklarının tükenmesinde büyük etken. Mutlaka nüfus artışı konusunda belediyeler bilinçlendirme yapmalı. Mevcut su tüketiminin kullanılması noktasına halkı bilinçlendirebilir. Yeni su kaynakları arayışı içine girebilir. Tarım alanlarının yanlış sulanması yüzünden de su kaynakları azalmakta. Yerel idareciler tarım alanları da su tüketimi ile ilgili çiftçileri bilinçlendirebilir. Su tasarrufu konusunda yerel idareciler, önlem almalı. “ |
|
|
Yorum Ekle
|
BİK İLANLAR | |
|
![]() ANASAYFA MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM mersinhaberci.com © Copyright 2016-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. ![]() URA MEDYA |