Nükleer tehdit İSTEMİYORUZ! | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

Nükleer tehdit İSTEMİYORUZ!


 

Akkuyu’da bugün yine keşif var! Yer lisansı yok ama ÇED onaylandı, inşaat sürüyor

Nükleer karşıtları; Akkuyu’da hukuksuz bir süreç işletildiğine vurgu yaparak, yer lisansı olmadan onaylanan ÇED Raporu ve süren inşaat çalışmaları ile savaş ortamında böyle bir tesisin yaratacağı tehlikeye dikkat çekecek.

SONER AYDIN

Mersin’in Günler ilçesi Büyükeceli Mahallesi Akkuyu mevkiinde yapılmak istenen Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne ilişkin lisans çalışmaları sürürken, nükleer karşıtlarının mücadelesi de aralıksız devam ediyor.

Lisans işlemleri tamamlanmamış olmasına rağmen santralin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’nun onaylanması ve bir yandan da inşaat çalışmalarının sürmesi hukuksuzluk olarak tepki toplarken, devam eden yargı süreci kapsamında bölgede bugün yeniden keşif yapılacak.

Mersin Nükleer Karşıtı Platform’un, Akkuyu’da yapılacak nükleer güç santrali için 1976 yılında  alınan yer lisansının güncelleştirilmesini yargıya taşıması ile ilgili dava kapsamında bilim insanları bugün bölgede keşif yapacak.

“ÖNCE YER LİSANSI ELE ALINMALIYDI”

Keşif ve süreç ile ilgili gazetemize konuşan Mersin Nükleer Karşıtı Platform paydaşlarından Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan,  2014 yılı Ocak ayında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’na (TAEK) Akkuyu Nükleer Santrali’nin güncelleştirilmiş yer lisansının iptali için bir dava açtıklarını anımsattı. Yer lisansının ilk olarak 1976 yılında verildiğini anımsatan Uğurhan, “Ama o günden buyana geçen sürede pek çok değişiklik olduğu için bu yer lisansının geçersiz olması nedeniyle tekrardan lisans güncellendi. TAEK bu raporu güncelledi ama bizim itirazımız şu ki; bir nüler tesise lisans verilebilmesi için öncelikle 3 aşama ele alınmalı. Bir yer lisansı; 2 inşaat lisansı ve 3 işletme lisansı. Ancak Türkiye’de-Akkuyu’da işler böyle yürümedi. Nükleer Santral Alanı’nda inşaatlar başladı. Elektrik üretimi konusunda izin ve ruhsatlar alındı, Çevresel Etki Değerlendirme Süreci başladı ama yer lisansı en son verildi. Yani bu hukuka uymayan bir durum. Bu nedenle en başta verilmesi gereken en son aşamada gündeme geldi” dedi.

“AKKUYU’DA SÜREÇ HUKUKSUZ İŞLİYOR”

Temmuz ayında ÇED raporu için yapmış oldukları itiraza ilişkin bir keşif yapıldığını hatta bu keşfin Kasım’da tekrarlandığını da anımsatan Uğurhan, “Ama aslında yer lisansı için açtığımız davaların keşiflerinin öncelikle yapılması gerekiyordu. Yer lisansı alındıktan, itirazlar değerlendirildikten ve kabul edildikten sonra ÇED veya diğer işlemlere geçilmiş olması gerekiyordu.

Biz ÇED raporunun onaylanmasına da itiraz ettik. Çünkü bilirkişi raporu çok büyük hatalarla dolu. Şuan da ortaya çıkan adeta trajikomik bir rapor! Bilime inancımız vardı, bazı hususlar göz önünde tutulur diye düşünmüştük ama bilim dışı bir rapora imza atıldığını gördük. Usulen ve içindeki maddeler kabul edilemez. Her uzmanın, kendi uzmanlık alanı ile ilgili görüş yazması gerekirken, toptan bir rapor verdiler. Ayrıca hiç yapmamaları gerektiği halde hukuksal bir takım doneler üzerinden gittiler. Halbuki onlar kendi bilimsel görüşlerini bildirmeliydiler. Biz gerekli itirazlarımızı yaptık. Bu davamızda sürüyor. Ama tekrar ediyorum; önce bu yer lisansının çözülmesi, ÇED raporunun sonra onaylanması gerekiyordu. Ama nükleer santral sürecinde hukuksuzluk ne yazıkki aşikar bir şekilde işliyor. Biz de bilim insanları olarak sorumluluğumuzu yerine getirmek için çalışıyoruz.

SAVAŞ ORTAMINDA TEHLİKELİ BİR TESİS OLACAK!

Bu nedenle Pazartesi günü keşif alanında olacak ve bilim insanlarına neden Akkuyu’da nükleer santral yapılmaması gerektiğini ve sürecin hukuksuzluğunu izah edecek, yer lisansına neden itiraz ettiğimizi tekrar anlatacağız.

Akkuyu; hem jeolojik hem de ekolojik olarak uygun değil, hem riskli bir enerji üretim tesisinin, dünyanın bu konjoktüründe, enerji üretmenin ülkeyi bu kadar tehdit altında bırakmaması gerektiğini bir kez daha dile getireceğiz.

Akkuyu’da yapılanlar o kadar ilginç ki; başka bir ülkenin topraklarında, bir başka ülke nükleer tesis yapıyor. Bu bizi çok büyük riske sürüklüyor.

İkinci bir tehlike ise daha önce denenmemiş bir teknolojinin Akkuyu’da denenecek olmasıdır. Ayrıca bizi en çok korkutan; yakın dönemde Suriye’de kimyasal silah kullanımı olmuştur. Biz de nükleer santral için aynı endişeyi taşıyoruz. Eğer ki; ülkenizde böyle bir nükleer tesis bulundurursanız bu Ortadoğu konjoktüründe bir savaş hadisesinde burası da patlatılabilir ve nükleer etki yaratılabilir. Bunları da anlatarak, yer lisansının iptal edilmesi için tekrar görevimizi yapacağız.

“DÜNYAYI BU TEHDİTTEN KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Mersin Tabip Odası; yıllardır Nükleer Santrali; büyük bir çevre sağlığı sorunu ve dolaylı olarak da canlı sağlığına büyük zararları olabileceğini savunmakta. Çünkü biz Çernobil’de Fukuşima’da insanların kaza sırasında ve kaza sonrası meydana gelen radyasyona bağlı hastalıkların ne kadar ciddi sorunlar ve ne kadar büyük acılar yarattığını biliyor ve kendi ülkemizin insanlarını, dünyayı bu tehditten korumak için çalışıyoruz” diye konuştu.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA