Mehmet Nabi Batuk

Başkanlık Sistemi içerikli Anayasa Değişikliği Referandumu için Mersin’e gelen MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener, Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde vatandaşlarla bir araya geldi. Türkiye’nin birçok ilinde yaptığı referandum çalışmaları gerilimli geçen ve bazıları engellenen ve saldırılara maruz kalan Meral Akşener, diğer illerin aksine kentte ‘Başbakan Meral’ sloganları ile karşılandı. 1200 kişilik Atatürk Kültür Merkezi ağzına kadar dolarken polis ekipleri geniş güvenlik önlemleri aldı.

Konferansın yapıldığı salonda büyük bir coşku ile karşılanan Meral Akşener’in konuşması defalarca “Başbakan Meral” sloganları ile kesildi. Konuşmasının büyük bir bölümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’a sert eleştiriler yönelten Akşener, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Genel Merkez yöneticilerini eleştirmekten kaçınması ise dikkat çekti.

“ONLAR BOLU BEYİ BİZ KÖROĞLU’YUZ”

Başbakan Yıldırım’ın Çanakkale ve Bolu’da yaptığı konuşmaları sert bir dille eleştiren Akşener, “Başbakan Bolu’ya gidip neden evet denmesi gerektiğini anlattı. Sonra oradakilere döndü; ‘Bolu beyinin torunları’ dedi. Bolu beyi bizim tarihimizde şarkılarımızda ve şiirlerimizde zalimliğin ve zulmün şekillendiği bir insandır. Zalim birisi için ‘bolu beyi’ denir. Madem bu arkadaşlar Bolu beyi imiş, mademki Köroğlu’nun karşısındaymış bizde o zaman Köroğlu oluruz.

Sonra Çanakkale’ye gitti. Orada da ‘Çanakkale geçilmez deniyordu biz geçiyoruz’ dedi. Köprü yapmışlar onun için geçiyorlarmış. Köprüden geçiliyormuş. Eyvah umarız İngiltere kraliçesi, Fransa Kraliçesi duymaz dedik. Sayın başbakan size tavsiyem; yüz sayfalık tarih okuyun. O Çanakkale ki; yenilmez sayılan, armada denilen, müstevlilerin ordularını ‘dur yolcu’ diyerek durdurup gerisin geriye gönderen iradenin adıdır. Çanakkale; yaklaşık 250 bin genç, yaşlı, Türkiye’nin her tarafından insanımızın şehit olduğu şahadet kanıyla sulandığı bir yerdir. O yüzden Çanakkale geçilmez sayın başbakan. Ve Çanakkale’yi bu milletin son ferdi, son Türk bitti demeden hiç kimse geçemeyecektir” dedi.

“BENİM OĞLUMUN GEMİCİKLERİ YOK”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da sert sözlerle eleştiren Akşener, “Hepimiz için dedi ki; ‘hiçbirinizin dikili ağacı’ yoktur. Bizim kişisel olarak olmayabilir. Doğrusu benim oğlum maaşlı çalışıyor gemicikleri, vakıfları, öğrenci yurtları, Hollanda’da şirketleri yok. Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Demirel’e de ilk iktidar olduklarında ‘hangi dikili ağacı bıraktın?’ demişti. Demirel’de ona demişti ki, ‘sen bu sattıklarını babandan mı buldun kardeşim’. Sayın Cumhurbaşkanı sata sata bitiremediğin en sonunu da varlık fonuna devrettiğin o varlıklar, o değerler bu garip milletin parasıyla yapıldı. Şimdi sormak isterim; o köprüler yapıldı ancak o köprülerden geçmek için 35 dolar para ödüyorsun. Geçenden bir akçe geçmeyenden iki akçe alınıyor. 300 milyon Avro’ya mal olacak köprüler 1 milyar 200 milyon Avro’ya mal oluyor. Yaptığınız hizmetler için sağ olun ama bu parayı yarın buradakiler ödeyecek. Siz cebinizden mi ödeyeceksiniz? Fabrikaları satıyorsunuz işçiler, mühendisler dışarıda kalıyor, yerine AVM’ler yapıyorsunuz. Türkiye’nin bütün dikili ağaçları esasında bu salonu şereflendiren sizlerin parası ile yapılan ve hepimize ait dikili ağaçlardır” dedi. 

“MİLLİ SAVUNMA BAKANI KAÇAK ADİL ÖKSÜZ OLURDU”

2010 yılında Başkanlık sistemi içerikli Anayasa Değişiklik Paketinin meclisten geçmemesi için çok çalıştıklarını d adile getiren Akşener, “Şimdi varsayalım bu anayasa meclisten geçmiş olsaydı, 16 Nisan’da oylayacağımız anayasada o anayasanın içinde olsaydı, FETÖ grubuyla o zaman kankaydılar. Partili bir cumhurbaşkanı olacak, başbakanlık gidiyor, bakanları, müsteşarları ve herkesi kendisi atayacaktı. Adalet Bakanı Zekeriya Öz, Maliye Bakanı Reza Zarrab, Milli Savunma Bakanı Kaçak Adil Öksüz olurdu.” dedi

“MECLİSİN KALKMASI DEMEK BİRİNCİ DERECEDE SİZİN ZARARINIZA DEMEKTİR”

Akşener, referandumun onaylanması durumunda başkan olacak kişinin yerinde olmak istemediğini vurgulayarak, şunları söyledi; “Savaş ilan etme yetkisi verdiğin kişi, kafası kızdı ertesi gün biriyle savaş çıkarmaya karar verdi ne yapabilirsiniz? Hatırlayın İsrail ile yaşanan One Minute polemiğini. O polemikten sonra mecliste 39 yıllığına Suriye sınırındaki yer kiralanmaya kalkışıldı. Ondan sonra o meclis direndi de, o yasa tasarısından vazgeçildi. Şimdi bu meclisin kalkması demek birinci derecede sizin zararınıza demektir. Bugün uçakla buraya gelirken genç bir arkadaşımız dedi ki; ‘Siz 15 Temmuz gecesi neden tankın üstüne çıkmadınız?’ Bende dedim ki oğlum başbakan çıkmadı saklanıyordu. İçişleri Bakanı Gürcistan sınırındaydı. Yani Türkiye’yi korumaktan sorumlu herkes bir yererde ve ben sıramı saldım kardeşim dedim. 28 Şubat’ta masanın altına saklandınız ben sizi korudum, bugün de siz beni koruyun. Endişem nedir biliyor musunuz? Ben tarifeli uçakta geliyorum ve oradaki o genç hangi fikirden olursa olsun, provokasyon için bile olsa bana bu üst metreden soru sorma hakkını kendini bulur iken; tarifeli uçaklarla uçmayanları bu arkadaşlar nerede görür derdinizi anlatabilirsiniz? Parlamenter sistemin en büyük özelliği budur.

“BAHÇELİ’YE 3 HARFLİLER KARIŞIYOR”

Bir partilinin “Devlet Bahçeli ne olacak?” sorusuna da yanıt veren Meral Akşener, “Şimdi Sayın Bahçeli ne olacak değil mi orada? Onu bilemem. Ona 3 harfliler karışıyor. Ancak şöyle bir durum var; bir buçuk yıldır alt tarafı bir demokratik hakkı ifa edebilmek için yola çıktık. Başımıza gelmeyen şey kalmadı. Hele benim başıma gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Kimsenin önünde boyun eğmezseniz vız gelip tırız gidiyor. Onun için ne yapacağını bilemem. Ama şu olacak 17 Nisan günü Türkiye önce bir ağır nefes çekecek içine sonra bırakacak. Siyasetçi denilen insan, seçmenin önemini uzun zamandır unuttu. Sizin varlığınızı bu milletin tercihlerini, bu milletin ülkemize ait görüşlerine 17 Nisan’da önem verir olacaklar. Bakanlar Tayyipçi kavgaları yerine hakkı gasp edilmiş çocukla, işsizlik, kadınların, çocukların, erkeklerin, öğrencilerin sorunları üzerine konuşuyor olacak.