HEDİYE EROĞLU
Mersin Barosu’nun iki yılda bir yapılan Olağan Genel Kurulu yapıldı. 2016-2018 dönemi için mevcut başkan Alpay Antmen yeniden aday olmazken Ali Er, Bilgin Yeşilboğaz ve Hakan Kendirci başkanlık için yarışan isimler oldular. Seçimlerde Ali Er 525 oy alarak birinci olurken, Bilgin Yeşilboğaz 454 ve Hakan Kendirci 436 oy aldı.
Baro Gökdelen Hizmet Biriminde yapılan seçimlere; CHP Mersin Milletvekilleri Hüseyin Çamak ve Serdal Kuyucuoğlu ile Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan ve çok sayıda avukat katıldı.
Divan Kurulunun belirlenmesi ile başlayan seçimde 3 adayın ortak önergesi ile Divan Başkanlığını Halit Akın’ın yaptığı heyet, Hasan Keleşoğlu, Zekeriya Yüce ve Taner Işık’tan oluştu.
“MEMLEKETİMİZ BİR CEMAATTEN KURTULALIM DERKEN BİR BAŞKA CEMAATE TESLİM EDİLMEYE ÇALIŞILMAKTA”
Mersin Barosu 2014-2016 dönemi görsel tanıtımı ile devam eden seçimler Divan Başkanı Halit Akın’ın konuşması ile sürdü.
“Yeni dönem çalışmalarımıza OHAL şartları içerisinde devam ediyoruz” diyen Akın, “OHAL dönemi içerisinde; memleketimizin çok önemli sorunları nedeniyle kendi sorunlarımızı unuttuk. Daha doğrusu FETÖ darbe girişimi nedeniyle ülkemizin sorunları, bizim sorunlarımızın önüne geçti. FETÖ kalkışmasından dolayı binlerce insan gözaltına alındı, yakalandı, tutuklandı. Halkımız; demokrasi ve cumhuriyetine sahip çıktı ve FETÖ kalkışması özveri ile defetti.
OHAL dönemi içine girdiğimiz bu dönemde hala bazı hukuksuzlukların olduğunu bildirmek istiyorum. Memleketimiz bir cemaatten kurtulalım derken bir başka cemaate teslim edilmeye çalışılmakta veya o cemaate umut verilmektedir. Bu laik hukuk devleti ve demokrasimize aykırıdır. 15 Temmuz’dan sonra yapılan sonra yapılan uygulamalardan bunu hissediyoruz.
OHAL uygulamalarında yakalanan, tutuklanan, olur olmaz suçlu suçsuz, haklı haksız, yaş kuru demeden, at iti it izine karışır şekilde davranışlara gidiliyor ve hukuk bertaraf ediliyor. Bilhassa bağımsız olması gereken yargının bağımsızlığına müdahale ediliyor. Avukatların görev yapması engelleniyor. Avukatlar gerektiği gibi savunma yapamıyor, müvekkilleri ile görüştürülmüyor. Çok uzun tutuklama veya gözaltı süreleri uygulanıyor. Gizlilik kararları ile avukat devre dışı bırakılmaya çalışıyor.
17-25 Aralık’tan önce FETÖ’cular yok muydu? Vardı. Onların elinde özel yetkili savcılar, mahkemeler vardı. Yine biz avukatları savunma hakkını kullanmamak için görüş isteklerimizi kabul etmiyorlardı. Gizlilik kararı aldıkları dosyalar aylarca önlerinde duruyordu, Vatandaşı, bizi gizli olarak dinliyor, ona göre işlemler yapıyorlardı. Bu hukuksuz bir olaydı ve neticesinde 15 Temmuz oldu. Yeni mağdurlar yaratmamak gerekiyor” dedi.
“MERSİN BAROSU SÖZÜ DİNLENİR, LİDERLİĞİ ARANIR VE YARDIMI İSTENİR HALE GELDİ”
Baro Başkanı Alpay Antmen ise veda konuşmasında göreve geldiği ilk gün olan 7 Kasım 2012 tarihinden bu yana 4 yıllık süreçte ve 2014 – 2016 döneminde emek veren yönetim kurulu ile birlikte en önemli önceliğin avukatlık mesleği ve avukat hak ihlalleri olduğunu söyledi. “Bu konuda asla taviz verilmemiş; gerektiği her yerde, gerektiği her ölçüde ve gerektiği biçimde karşılık verilerek avukat asla yalnız bırakılmamıştır. Bizim dönemimizde meslektaşlarımız karakolda, emniyette, savcılıkta, mahkemelerde, kısacası her yerde kendilerini güvende hissetmiştir” diyen Antmen, “Mersin Barosu kentimizin öncü ve önder bir meslek odası ve sivil toplum kuruluşu olmuş; sözü dinlenir, liderliği aranır ve yardımı istenir hale gelmiştir.
Bu gün itibari ile Mersin Barosu’nun hizmet kalitesi ve standartları ne 2012 ne de 2014 yılı kıyas kabul edilemeyecek derecede ileriye gitmiş olup, bu durum salt benim değil Mersin Barosu’na hizmet eden tüm meslektaşlarımızın eseridir. Bugün itibari ile Mersin merkez ve ilçelerimizin bilgisayar, fotokopi makinası ekipman, alet, edevat, tefrişat gibi hiçbir eksiği yoktur. Keza, bu gün Mersin Barosu salt bir meslek örgütü değildir. Mersin Barosu Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95.maddelerinin kendisine verdiği ve yüklediği hukukun üstünlüğü ile insan haklarını savunmak ve korumak, görevini eksiksiz ifa etmeye çalışmış ve her türlü haksızlığın karşısında olan bir hukuk kalesi haline gelmiştir.
Söz verdiğimiz hemen hemen her şeyi başarmanın haklı gururu ile emaneti gerçek sahibi genel kurulumuza tevdi etmekten büyük mutluluk duyuyoruz.
“HEPİMİZİN ASLİ GÖREVİ DEMOKRASİMİZİ VE HUKUK DEVLETİMİZİ YENİDEN İNŞA ETMEK”
Vatandaşı olmaktan büyük bir onur duyduğumuz, her bir vatandaşının kardeş sayılması gerektiği Türkiye Cumhuriyeti 15 Temmuz 2016 tarihinde alçak, hain ve onursuz FETÖ Terör Örgütü mensupları tarafından ele geçirilmeye, işgal edilmeye ve emperyalistlere sunulmaya çalışıldı. Mersin Barosu olarak bu alçak darbe girişimi henüz devam ederken vatanımız, milletimiz, laik sosyal hukuk devletimiz ile Atatürk ilke ve devrimleri safında yerimizi ve safımızı belli ederek; bu onursuz girişime karşı durduk. 15 Temmuz işgal girişimi Baroların ve özellikle Mersin Barosu Başkanı olarak tarafımın defalarca söylediği hukuk devleti ilkesine sahip çıkılması çığlıklarımızın ne denli haklı olduğunu ülkemize açıkça gösterdi.
Bu gün itibari ile; kurunun yanında yaş da yanmadan alçak terör örgütü FETÖ üye, yandaş ve işbirlikçilerinden bağımsız yargı önünde, adil yargılanma ve savunma hakları da ihlal edilmeden, ama bir teki dahi müstesna olmamak üzere hesap sorulması ve hak ettikleri cezalara çarptırılmaları zorunludur. 15 Temmuz alçak darbe girişimi gibi teşebbüslerin bir daha yaşanmaması için; en başta kamu görevlerine girişte ve kamu hizmetlerinden faydalanmada yandaşlığa, aidiyete, siyasi görüşe asla ve asla prim verilmemesi gerekmektedir. Bunun dışında hukukun üstünlüğü, laiklik, sosyal hukuk devleti ilkelerinden asla taviz verilmemelidir. Bu günden sonra en kısa zamanda hepimizin asli görevi demokrasimizi ve hukuk devletimizi yeniden inşa etmektir” diye konuştu.
“TÜM MESLEKTAŞLARIMIZIN YANINDA OLACAĞIZ”
Başkanlığa seçilen avukat Ali Er ise genel kurulda yaptığı konuşmada “Çalışma arkadaşlarımla tüm meslektaşlarımızın yanında olacağız” dedi.
Baro başkanlığının çok önemli bir mekan olduğunu, bu uğurda çok çalışmayı, emek harcamayı ve fedakarlık etmeyi gerektirdiğini söyleyen Er, “Ülkemizin içinde bulunduğu zor durumda mesleğimizin gidişat malum. Terör örgütlerinin ülkemizin bölünmez birliği ve bütünlüğünden vicdansız ve hain faaliyetleri devam etmektedir. Tüm terör örgütlerini ve darbe girimlerini lanetliyoruz. Adil yargılama, hukuk ve adalet için verilen sınavlarda başarısız olmuştur. Mersin Barosu’nun hukuksuzluğun ve adaletsizliğin karşısında dimdik durabilmesi için yeni bir baro yönetimine ihtiyacı vardır. Ülke meselelerine ve toplumsal olaylarda üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getirmeliyiz. Bizler bir siyasi partiye değil, baroyu yönetecek kadrolara oy vereceğiz. Önemli olan baromuzun, ülkemizin sorunlarıdır. Baromuz bütçesi, üye sayısı itibariyle büyüyen, Türkiye’nin en önemli sorunlarından biridir. Ancak Mersin Barosu’nun temel sorunu yönetim anlayışındaki yanlışlar ve hizmet üretememektir. Yönetim, iletişim ve temsil temel sorunlarımızdır.
Mesleki etik ve dayanışmayı tesis ederek birlik ve beraberlik duygularını yeniden canlandırmamız gerekmektedir. Baromuz kaynaklarını verimli ve tasarrufu kullanılmadığını, sorumsuzca tükettiğini görmekteyiz. Gereksiz baro harcamalarından yapacağımız tasarrufla meslektaşlarımızı mutlu edecek bir çok proje yapabiliriz” diye konuştu.
AİDAT RAKAMI DEĞİŞMEDİ
Öte yandan Mersin Barosu’nun 550 TL olan aylık aidatının değişmesine ilişkin teklif oylamada değişmemesine yönelik oy çokluğu ile reddedildi. Genel kurulda ayrıca 2016-2018 tahmini bütçesi 5 milyon 150 bin 244 TL olarak kabul edildi.
Mersin Barosu’nun 2002 yılından beri faaliyet gösteren Çocuk Hakları Komisyonu, Çocuk Hakları Merkezi’ne dönüştü. Böylece avukat ve kadın haklarından sonra çocuk hakları merkezi baro bünyesindeki 3’üncü merkez oldu.