İBRAHİM YÜNCÜLER
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşmeleri süren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından sert eleştirilere maruz kaldı. CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer, teklifin doğrudan halkın değil, belli şirketlerin çıkarı doğrultusunda hazırlandığını öne sürdü.
“HERKES İNİM İNİM İNLERKEN, 3, 4 TANE ŞİRKETİN VERDİĞİ SİPARİŞİ KONUŞMAK İÇİN TOPLANDIK”
Anayasa'ya aykırı olan bu kanun teklifine hem CHP Grubu olarak hem Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı ve milletvekili olarak karşı olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Dinçer, “Memleketin bu kadar çok sorunu varken, herkes inim inim inlerken, emekliler bir köşede beklerken, dar gelirliler bir köşede beklerken, asgari ücretliler bir köşede beklerken; onların sorunlarına çare bulmak varken bugün alelacele şurada 3, 4 tane şirketin verdiği siparişin konularını görüşmek için toplandık, bunları görüşüyoruz.
Öncelikle, bu kanun teklifi, bir kamu yararı değil, bu ülkenin bağrına, toprağına, suyuna, tarımına vurulmuş bir hançer, bu tarımı hançerlemiş bir kanun teklifidir. Dolayısıyla, bunu burada belirtmek istiyorum.
TAŞINAN NZEYTİNDEN VERİM ALINMAZ
Herhâlde bu kanun teklifi, zeytin ağacını hayatında görmemiş insanlar tarafından hazırlamış. Yani masa başında oturup; bir zeytin nasıl dikilir, nasıl yetişir, nerede yetişir, hangi şartlarda yetişir, bunu bilmeden hazırlanmış ve önümüze getirilmiş bir kanun teklifi.
Öyle zeytin ağacı için dilediğiniz gibi ‘buradan alayım, oraya koyayım, orada yetişir, aynı verimi verir’ diyorsanız, aldanıyorsunuz. Taşınır, taşırsınız ama ne için taşırsınız? Altında piknik yapmak için, gölgede yatmak için. Bunun dışında, bu zeytinlerden herhangi bir şekilde verim alma şansınız maalesef yoktur” dedi.
“ŞİRKETLERE SÖZ VERİLMİŞ”
Bu kanun teklifi hazırlanırken ilgili taraflar; halk, köylü, üretici, çevre örgütleri, meslek kuruluşları, sivil toplum, akademisyenler ve hukukçular olmasına rağmen hiçbir kesimin hazırlık aşamasında yer almamasını da eleştiren Talat Dinçer, “Teklifin hazırlanmasında bunların hiçbiri yok. Ne var biliyor musunuz? Bir sipariş verilmiş, zamanında özelleştirilmiş bu santral, özelleştirilirken vermişler 2,5 milyarı, almışlar, demişler ki: ‘Size buraları da vereceğiz’, bu söz verilmiş. E, şimdi, zaman geldi, Soma'dan kömür getiriyor vatandaşlar ‘Verin bizim kömürümüzü, zeytinlikleri keselim veya taşıyalım ya da paramızı verin, santrali indirelim...’ E, şimdi ne yapılacak? Parayı ödeyemeyeceklerine göre bu zeytinlikleri kesip bunlara peşkeş çekecekler. Yani burada Limakın, İçtaşın, Aydemin verdiği siparişlerin karşılanma yasasıdır bu teklif. Yoksa alelacele böyle, Meclise gelip burada, bunlar konuşulmazdı bence.
“VATANDAŞ ÖLDÜ, BİTTİ, MALİYETLERİN KAÇ KATINI KAZANDILAR, HÂLÂ DAHA TÜRK HALKI BUNLARA PARA ÖDEMEYE DEVAM EDİYOR”
İktidarın kendine yakın birkaç tane büyük holdingleri var. Bunlardan işte, Limakı var, Kolini var, İştaşı var; var da var. Yollar, köprüler, hastaneler bunlara verilir ve bunlara öyle bir rol biçilmiş ki bunların ihtiyaçlarını karşılamak için Türk halkı çalışır, bunlara kazanç sağlamaya çalışır. Ya, vatandaş öldü, bitti, maliyetlerin kaç katını kazandılar, hâlâ daha Türk halkı bunlara para ödemeye devam ediyor, daha da ödeyecek. Kırk dokuz yıllığına yollar, köprüler, hastaneler verildi. Ya, şu şirketleri Türk halkının yakasından düşürün Allah aşkına ya! İnsanlar kendi kazançlarıyla geçimini sağlamanın yollarına baksınlar.
“GÜNEŞ, RÜZGÂR VARKEN NEDEN HÂLÂ FOSİL YAKITLARA YÜKLENİYORUZ?”
Şimdi sordular, diyor ki: ‘Enerji ihtiyacını karşılamak.’ Ya, enerji ihtiyacı karşılanacaksa Allah bize öyle bir iklim vermiş ki on iki ay bu ülkede güneş var, rüzgârımız da var. Bunları değerlendirmek varken neden hâlâ fosil yakıtlara yükleniyoruz.
Bir taraftan, Paris İklim Anlaşması'na imza atıyorsun, sıfır emisyon hedefi koyuyorsun, bir taraftan da hâlâ bu ülkenin zeytinliklerini, ormanlarını talan edeceğiz diye kanun çıkarıyorsunuz. Ya, zeytin üreticileri parkta yatıyor parkta kaç gündür!
Bu ülkenin artık yağmaya, talana, rant düzenine değil; bu ülkenin adil, katılımcı, çevreci, saygılı, çevreye saygılı bir kalkınma modeline ihtiyacı var. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ormanı madene, toprağı ranta, köylüyü sermayeye hukuku keyfîye feda etmeyeceğiz” diye konuştu.