Haber Merkezi
Türkiye’nin ilk İklim Kanunu teklifine ilişkin tartışmalar TBMM Genel Kurulu’nda devam ediyor. Kanun teklifine yönelik görüşlerini açıklayan Ankara Milletvekili Deniz Demir, metnin iklim değişikliğiyle mücadelede yetersiz kaldığını ve ciddi eksiklikler içerdiğini vurguladı.
Demir, kanunun net sıfır emisyon hedefine atıf yapmasına rağmen emisyon azaltımına yönelik etkili bir politika ve çerçeve sunmadığını belirtti. “Kanun, iklim değişikliğiyle mücadele yerine, emisyon ticaret sistemiyle finansal bir sektör oluşturmayı hedefliyor gibi görünüyor. ‘Kirleten öder’ deniyor, ancak bu sistem daha çok ‘parayı veren düdüğü çalar’ mantığına hizmet edebilir” ifadeleriyle endişelerini dile getirdi.

“MERSİN'DE İTHAL PLASTİK ATIKLARIN GİZLİCE BOŞALTILDIĞI VE YAKILDIĞI ARAZİLERDE TOPRAK 400 BİN KAT FAZLA KİMYASAL TESPİT EDİLDİ”
Deniz Demir resmi X hesabından yaptığı açıklamada: "Ülkemizin ilk iklim kanunu teklifine ilişkin görüşlerimi TBMM Genel Kurulu’nda açıkladım: Kanunun gerekçesinde net sıfır emisyon hedefine atıf yapıldığını görmemize rağmen metnin tamamında emisyon azaltımına yönelik etkin bir politika ve çerçevenin oluşturmadığını görüyoruz. Ülkemizde plastik atık ithalatı son on yedi yılda 55 kat arttı. Adana ve Mersin'de ithal plastik atıkların gizlice boşaltıldığı ve yakıldığı arazilerde yapılan toprak analizlerinde kirlenmemiş toprağa kıyasla 400 bin kat fazla kimyasal tespit edildiğini ifade etmek istiyorum. Ben, kanunda bu konuya getirilmiş bir çözüm, atık ticaretini azaltan bir yaptırım göremiyorum. Karbon kredisi ve denkleştirme gibi mekanizmalar, şirketlerin yeşil aklama yapmasına da olanak tanıyacak. Kanunda değindiği gibi karbon salımına karşı yutak alanlar oluşturulması ve bu alanların korunması önemli. İklim Değişikliği Başkanlığından alınacak sera gazı emisyon izninin hangi koşullara bağlı verileceği, bu iznin geçerlilik süresi ve yapılacak denetimler belirsiz. Bu konuda tüm yetki İklim Değişikliği Başkanlığına bırakılmış durumda. ^
“KİRLETEN ÖDER”
Emisyon ticaret sistemiyle iklim krizinden finansal bir sektör sağlama güdüsüyle hazırlanmış bir kanun var karşımızda. ‘Kirleten öder’ mantığıyla yola çıkıldığı söyleniyor; görünen o ki bu daha çok parayı veren düdüğü çalar sistemi olacak. Kanunda, karbon salınımını azaltmak değil de belirli bir miktar karşılığında kirletilmesine izin vermek amaçlanmakta. Bu kanunda şeffaflık, ölçülebilirlik ve denetim yönünden eksik bir sistemle karşı karşıyayız. Şu hâliyle, iklim değişikliğiyle mücadele eden değil ancak "iklim değişikliği ve yeşil büyüme" adı altında bir ticaret ağından bahsedilebilir. Meselenin sadece bir emisyon ticaret sistemi oluşturmak değil bütüncül bir iklim değişikliği politikası belirlemek olduğunu hatırlatmalıyız." ifadelerine yer verdi.