Aydınlık bir gelecek için umut yine bizleriz!


 

Mersin’de bu yıl 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarında buluşan binler, “Yok öyle enseyi karartmak. Artık korku duvarları birer birer yıkılıyor. Direniş umudu büyütüyor, karanlık perdeyi param parça ediyor” diyerek, “Bugün, 1 Mayıs meydanlarında bir kez daha haykırıyoruz; Bilimden yana, aydınlık bir gelecek için umut yine bizleriz!” mesajı verdi. Kutlamalara kadın, genç ve çocukların yoğun katılımı dikkat çekti.

HEDİYE EROĞLU

 

Mersin’de 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda, insanca yaşam için talepler haykırıldı. Mersin 1 Mayıs Tertip Komitesi’nin hazırladığı program kapsamında oluşturulan kortej eski Tevfik Sırrı Gür Stadyumu önünde ki Millet Bahçesi önünde toplandı. Buradan sloganlarla Cumhuriyet Alanı’na yürüyen işçiler, siyasi parti temsilcileri, emek ve demokrasi güçleri, polis kontrolünden sonra alana girdi.

Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı meydanda ellerinde bayrak, flama ve dövizlerle 1 Mayıs’ı kutlayan işçiler, halaylar çekerek, türkülere eşlik etti.

Güvenlik güçlerince bazı flama ve dövizlerin alana sokulmasına izin verilmezken kadın, genç ve çocukların yoğun katılımı dikkat çekti.

 

“TARİHİN YENİ BİR KIRILMA NOKTASINDAN GEÇİYORUZ”

Törende Mersin Emek ve Demokrasi Platformu adına Eğitim Sen Kadın Sekreteri Nermin Karasu ve Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül ortak yaptıkları konuşma ile talepleri dile getirdi,

“İnsanca bir yaşam mücadelesinde tek sermayesi emeği olanlar, gelmiş geçmiş bütün değerleri yaratanlar! Merhaba!” sözleriyle başlayan konuşmada, Türkçe ve Kürtçe selamlama yapılarak, 1 Mayıs kutlandı.

“2025 yılının 1 Mayıs’ına zorlukların, kapitalist barbarlığının saldırılarının ve direnişin arttığı bir zeminde giriyoruz. Tarihin yeni bir kırılma noktasından geçiyoruz” denilen açıklamada, “İşçi sınıfı ve ezilenlerin yüzyıllardır verdiği mücadele ile yaratılan temel hak ve özgürlükler birer birer ortadan kaldırılıyor. Mülteci, kadın ve emek karşıtı politikalar, değerler hâkim kılınmak isteniyor.

Kapitalizmin aşırı kar hırsı ekolojik yıkımla sonuçlanıyor, savaş ve talan politikalarıyla doğa yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılıyor.

 

“İKTİDAR BLOĞUNUN EN SON 19 MART DARBESİNDE DE OLDUĞU GİBİ BASKILARI VE ŞİDDETİN BOYUTLARI HER GEÇEN GÜN ARTMIŞ DURUMDA”

Her geçen gün daha fazla işçi, daha fazla emekçi, daha fazla genç, daha fazla kadın, iş güvencesiz, hakları ellerinden alınmış bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor.700 bin kamu işçisinin TİS sürecinde açlığa mahkum edilmesini kabul etmiyor. Mersinde de ülkenin her yanında da yürütülen TİS süreçlerinin takipçisi olacak ve işçilerin, emekçilerin yanında olacağız. Açlık sınırının yarısına mahkum olarak yaşamak zorunda kalan emekliler, insanca yaşanacak bir aylık için mücadelemizi büyüteceğiz.

Ülkemizde de Saray rejimi kendi bekası için tüm temel hak ve özgürlükleri hiç olmadığı kadar bir kez daha askıya almış durumda. Başta Taksim yasağı olmak üzere 1 Mayıs yasakları da göstermektedir ki, toplumun en temel hakları bugün ciddi tehdit altında.

İktidar bloğunun en son 19 Mart darbesinde de olduğu gibi baskıları ve şiddetin boyutları her geçen gün artmış durumda.

 

“YOLSUZLUKLARI, TALAN VE RANT DÜZENLERİ DEVAM ETSİN İSTİYORLAR”

30 milyonu aşkın vatandaşımızın oy kullanarak seçtiği belediye başkanları, eş başkanları, seçilmişler AKP iktidarı tarafından görevden alınarak, yerine kayyum atanarak seçme ve seçilme hakkımız gasp ediliyor. Halk iradesi hiçe sayılarak seçimler anlamsız hale getirilmek, yaşamın tüm alanlarını kontrolleri altına almak istiyorlar. Yolsuzlukları, talan ve rant düzenleri devam etsin istiyorlar.

Bunun için siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar, sendikacılar, avukatlar, sanatçılar, muhalif tüm kesimler hedef alınıyor. Yargı, iktidarın, Sarayın emir eri haline getiriliyor.

 

“SAVAŞA HAYIR BARIŞ HEMEN ŞİMDİ DİYORUZ”

Bu saldırının tam da Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümünün konuşulduğu günlerde yapılması manidardır. Biliyoruz ki, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi, emekçilerin yaşamını da doğrudan etkilemektedir. Ancak bu konuda da iktidarın asıl derdinin rejimin bekası ve kalıcı hale getirilmesi olduğu görülmektedir. Bunu kabul etmiyoruz. Savaşa hayır barış hemen şimdi diyoruz” denildi.

 

“KATLİAMLARINA KIRIMINA HAYIR DİYORUZ”

Ekonomik krizi işçilere, emekçilere, kadınlara, gençlere, LGBTİ+lara fıtrat görenlere karşı hakların dayanışma ile savunmaya devam edileceğinin vurgulandığı açıklamada, “Yaşamın her alanında eril alanları dönüştürmeye ‘Aile Yılı’ ilan edilen 2025 yılının kadın yılı yapmaya eşitlik ve özgürlük mücadelesini yükseltmeye, dayanışma ile birbirimize yurt olmaya devam edeceğiz.  Erkek egemen iktidarların kadınların haklarına, yaşamlarına, bedenlerine, kimliklerine ve emeklerine yapılan saldırılarına karşı duracağız. Kadın katliamları artarken cezasızlık politikaları ile kadın cinayetleri meşrulaştırılmaktadır. Emeğimiz esnekleştirilmekte, güvensizleştirilmekte, kamusal alandan çıkarmaya çalışılmaktadır. Bakım emeğini kadının sırtına yüklemekte, Bedenimize müdahale etmekte, kaç çocuk doğuracağımıza, nasıl giyineceğimizle bizleri dizayn etmeye çalışmaktadır.

Savaşlarda ganimet olarak el konulan, tecavüz edilen,  katledilen kadınların çığlıkları orta doğudan yükselirken sessizliğin sesi kadın katliamlarına kırımına hayır diyoruz.

Toplumsal cinsiyet eşitliğini görmeyen bütçenizi, cinsiyet eşitliğini yok sayan eğitim politikalarınıza karşı örgütlülüğümüzü büyüteceğiz.

Ayrımcılık ve nefret politikalarınızı reddediyoruz.  Bir kez daha yineliyoruz; izninizle var olmadık, yasaklarınızla yok olmayacağız.

 

“6284 İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE DÖNÜLSÜN ETKİN BİÇİMDE UYGULANSIN”

Artık yeter! Cinsiyetçi iş bölümü politikalarınızdan vazgeçin! Sermayeye değil kadınların güvenliği ve güvenceli istihdamına bütçe ayırın! 6284 İstanbul Sözleşmesine dönülsün etkin biçimde uygulansın. İLO 190 sayılı sözleşmesine taraf olsun sözleşmeyi yürürlüğe koysun. Bizler okullardan, sokaklardan, evlerden, işyerlerinden hayattan gelen kadınlar; emeğimiz bedenimiz kimliğimiz için yaşamın her alanında cinsiyet ayrımcılığı ve nefrete karşı yoksulluğa karşı haklarımız ve hayatlarımız için birleşerek mücadeleyi yükselteceğiz. Taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz. İznizle var olmadık yasaklarınızla yok olmayacağız.

Yaşasın kadın yaşam emek özgürlük mücadelemiz.

İktidarın bir diğer derdi ise toplumsal ilişkilerin gericilik ve dini referanslar temelinde yeniden düzenlenmesidir. Laiklik karşıtı uygulamalara her gün bir yenisinin eklenmesinin yanı sıra kadına ve kadın bedenine yönelik saldırılar da aynı zihniyetin eseri olarak karşımıza çıkıyor

 

“ÇALIŞMA YAŞAMINDA DA ÖRGÜTLENMENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER HER GEÇEN GÜN DAHA DA BÜYÜYOR”

Çalışma yaşamında da örgütlenmenin önündeki engeller her geçen gün daha da büyüyor. Türkiye'deki emekçilerin karşı karşıya olduğu zorluklar ve sendikal hak ihlallerine askeri darbe dönemlerini aşan grev yasakları, gözaltı ve tutuklamalar ekleniyor. Buradan bir kez daha sendikamız EĞİTİM SEN yöneticilerine ve BİRTEK SEN Genel Başkanına verilen hukuksuz ve keyfi cezaları şiddetle kınıyoruz.

Her geçen gün daha fazla emekçi iş kazalarında hayatını kaybediyor. Bu ülkede işçi cinayetleri, sermayenin “kar”ı için daha fazla can alıyor. İSİG Meclisi verilerine göre 2024 yılında en az 2024 yılında en az 1897 işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. ILO verilerine göre işçi cinayetlerinde hala dünyada üçüncü ülke durumundayız.

Savaşlar, yoksulluk ve baskılar nedeniyle yaşadıkları yerleri terk ederek ülkemize sığınmak zorunda kalan mülteciler, çoğu zaman kayıt dışı ve güvencesiz koşullarda, çok düşük ücretlerle çalıştırılıyor.

Ülkemizde emekçilerin yoksulluk kıskacında borç batağına sürüklendiğini, çözümü kredi ve borçlanmada aradığını, işsizliğin ise sermaye tarafından emekçilere karşı bir silah gibi kullanıldığını açıkça görüyoruz.

Emekliler ise adeta ölüme mahkûm ediliyor! Milyonlarca emekli bırakalım yoksulluğu açlık sınırının dahi altında koşullarda yaşam mücadelesi veriyor.

 

“AMA YOK ÖYLE ENSEYİ KARARTMAK. ARTIK KORKU DUVARLARI BİRER BİRER YIKILIYOR”

Ama yok öyle enseyi karartmak. Artık korku duvarları birer birer yıkılıyor. Direniş umudu büyütüyor, karanlık perdeyi param parça ediyor.

Ülkemizin dört bir tarafında sadece biz işçiler, emekçiler değil; öğrencilerden gazetecilere, kadınlardan sendikacılara kadar her kesim, bu bozuk düzene karşı savaş veriyor. Ülkemizin tüm alanlarında eşitlik, özgürlük sloganları yükseliyor. Gençlik kendi geleceğini inşa etmek istiyor. Kadınlar eril tahakküm prangalarını yerle bir ediyor. Emekçiler ve halklarımız geleceklerine kendileri karar vermek, siyasetin ve ekonominin aktif öznesi olmak istiyor. Anayasal haklarını, temel hak ve özgürlüklerini kullanmak istiyor. Bunun da yolu birlikte ve ortak mücadele etmektir!

 

“EMEĞİN, EŞİTLİĞİN, ÖZGÜRLÜĞÜN, DEMOKRASİNİN, BARIŞIN, LAİKLİĞİN HÂKİM OLDUĞU BİR DÜNYA VE ÜLKEYİ BİRLİKTE VE ORTAK MÜCADELEYİ BÜYÜTEREK KURACAĞIZ”

Emeğin sömürülmediği, Taksim’in 1 Mayıslara kapatılmadığı, herkesin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin ve gelirinin olduğu, sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığı, tüm emeklilere insanca yaşamaya yetecek bir aylık verildiği, ataması yapılmayan binlerce öğretmenin atandığı, zirai don ve doludan zarar gören çiftçilerin borçlarının silinmesi ve nakdi yardım yapılması, haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen KHK’lilerin işine geri döndüğü, kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı haksızlığa uğramadığı, kadınları aile içinde tanımlayan, bedenine ve emeğine saldıran politikaların son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı, İstanbul Sözleşmesinin feshinin iptal edildiği, 190 sayılı ILO sözleşmesinin imzalandığı, eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu, halk iradesinin yok sayılmadığı, çocuklarımızın okula aç gitmediği, MESEM projesi adı altında çocuk işçi haline getirilmediği, ÇEDES projesiyle laik ve bilimsel eğitimden mahrum bırakılmadığı, emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir dünya ve ülkeyi birlikte ve ortak mücadeleyi büyüterek kuracağız.

Biliyoruz ki, barışın ve demokrasinin teminatı ve yaratıcısı bütün değerleri yaratan emekçiler, yani bizleriz.

 

BİLİMDEN YANA, AYDINLIK BİR GELECEK İÇİN UMUT YİNE BİZLERİZ!

Bugün, 1 Mayıs meydanlarında bir kez daha haykırıyoruz; Bilimden yana, aydınlık bir gelecek için umut yine bizleriz!

Emeğin birliği, halkların kardeşliği için, bizi bölmeyi, parçalamayı hedef alan oyunları boşa çıkaracağız. Filistine saldırı için limanlarımızın kullanımına sessiz kalmayacağız. Suriyedeki alevi katliamına dur diyeceğiz. Gazzede Rojavada ve Ukranyada devam eden çatışmalarda mazlum halkların zarar görmesine ve sivil katliamlara sessiz kalmayacağız. Dünyada, Ortadoğuda ve ülkemizde barışın egemen olduğu, eşitlik ve özgürlük temelinde halkların ve emekçilerin bir arada yaşadığı bir ülkeyi, bir dünyayı hep birlikte inşa edeceğiz” denildi.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA