Serkan TULTAK –EREN KAVVAS
Türkiye’de 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi sonrası toplumun tüm kesimleri demokrasinin korunması ve ülkenin geleceğine sahip çıkmak için çaba sarf ederken Mersin iş dünyasından, “İşimizin başındayız, herkes işini yapsın” çağrısı geldi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte ortak basın toplantısı düzenleyerek, son günlerde yaşanan olayları değerlendirdi.
“ARTIK NORMALLEŞMELİYİZ”
“Gün ülkemize, demokrasimize sahip çıkma günüdür” diyen Başkan Aşut, demokrasi nöbetleri yanında diğer yandan herkesin işine sahip çıkıp, eskisinden daha çok çalışmaya devam etmesi gerektiğini söyledi. Artık normalleşme sürecinin başlaması gerektiğinin altını çizen Şerafettin Aşut, “Yani, öğretmen kendi işinde, iş dünyası kendi işinde, tüccar kendi işinde, memur, işçi, kendi işinde üstüne düşen sorumluluğu yerine getirerek, çalışarak, üreterek ülkeyi normalleşme sürecine sokmamız gerekiyor” dedi.
“İŞİMİZ; ÜRETİME, İHRACATA, İSTİHDAMA ODAKLANMAK”
OHAL kararını da değerlendiren Başkan Aşut, “OHAL bu alçak terör şebekesi, bu gerici, laiklik ve demokrasi düşmanı örgüt için ilan edilmiş bir süreçtir. İşte bu anlamda Mersin iş dünyası olarak bu günden sonra bizim işimiz; üretime, ihracata, istihdama odaklanmaktır. Siyaseten hedeflerine ulaşamayan çevrelerin, ekonomik anlamda ülkemize zarar vermesine izin vermeyeceğiz. ‘Her mükemmel bütün mükemmel parçalardan oluşur’ mantığı ile bu ülkenin bir parçası olan Mersin olarak, her alanda ve özellikle ekonomisi ile mükemmeli yakalamak azminde ve karalılığındayız. Mersin iş dünyası işinin başındadır, dünyaya entegredir, üretmeye, yeni pazarlar bulmaya, ihraç etmeye ve iş ve aş vermeye devam etmektedir. Gerekirse daha az uyuyacağız, daha çok çalışacağız, daha çok gayret edeceğiz;
Çünkü bu; bizler daha güzel yaşayalım, demokrasimiz ve cumhuriyetimiz sonsuza sürsün diye canını bu olayda verenlere, şehitlerimize borcumuzdur” diye konuştu.
Ekonomik anlamda kaygı duyulmaması gerektiğini de sözlerine ekleyen Aşut, söz konusu girişimin doların artışı dışında bir sorun çıkarmadığını belirtti.
“ELEŞTİREN VE SORGULAYAN NESİLLER YETİŞTİRİLMELİ”
15 Temmuz gecesi yaşanan olayların arkasında son 40 yıldır cumhuriyet ilkelerinden uzaklaşmanın bedellerinin yattığını da dile getiren Şerafettin Aşut, bu ilkeleri; dogmatik değil, akılcı ve bilime dayanan bir eğitim olarak sıraladı.
Einstein’ın; “Eğitim gerçeklerin öğretilmesi değildir, eğitim düşünmek için aklın eğitilmesidir…” sözünü anımsatan Aşut, eleştirel ve sorgulayan bir eğitime dönülmesi, kurumlara memurların siyaset veya taraf odaklı değil, liyakat odaklı alınması, kutsal dini duyguların siyasete alet edilmesinin engellenmesi ve siyasetin kışlaya, camiye ve okula sokulmaması yani, laik sistemin değerinin anlaşılması, devletin temel ilkelerinin hukuk devleti ilkelerine dayandırılması gerektiğini vurguladı.
“YÜKSEK TEKNOLOJİLİ ÜRETİM VE İHRACATI ÖNEMSEMELİYİZ”
Eğitimden sonra, oda olarak önemsedikleri ve Türkiye’de öncü oldukları bir diğer konunun ise inovasyon, Ar-Ge kapasitesinin arttırılması ve yüksek teknolojili üretime geçiş süreci olduğunu anımsatan MTSO Başkanı Aşut, “Teknoparkın Mersin’e kazandırılması sürecindeki çabamızın ardından, Tırmıl Sanayi Sitemiz içinde açtığımız MTSO Tedarik Zinciri Test ve Ar-Ge Laboratuarı, 3-D, üç boyutlu yazıcı ve tarayıcı kullanımı ile tersine mühendisliğin uygulandığı öncü kurum olmuştur. İmalatta yaşanan küresel devrimi Mersin üreticisinin ayağına getirmiştir. Elbette yüksek teknolojiye geçiş, Ar-Ge veya inovasyon bir günde olacak şeyler değil ancak bunun en öncelikli adımı bu eko-sistemi yaratmaktır. MTSO olarak amacımız ve çabamız bu alt yapıyı kurmak, iyi örnekler yaratmak ve rol-model olmaktır. Her uzun yolculuk bir adımla başlar. Bu yatırımlardan önce yüksek teknolojili üretim ve ihracatımız yoktu. Bu gün bu oranın her gün arttığını rakamlarla görüyoruz. Bu arada gerek Mersin, gerekse ülke olarak ihracata dayalı bir büyüme modelimiz var. Bu durum MTSO olarak bizi dış ticaret firmalarımızın küresel ticarette elini güçlendirecek bir proje hazırlamaya yöneltti ve Dış Ticaret İstihbarat Projesi ortaya çıktı.
Projeyi hazırladık, Kalkınma Ajansından destek aldık ve işi bölgesel düşünerek yanımıza Tarsus ve Adana Odalarını da alarak bu projeyi ortaya koyduk. Amacımız küresel ticarette dış ticaret firmalarımızı, yurt dışı ile ticaret yapmak isteyen firmalarımızı yalnız bırakmamak ve onlara pazarlarla, firmalarla ilgili gereken istihbaratı vermektir. Bunun için personellerimizi eğittik. Bu sayede; firmalarımızın risklerini azaltarak, onları daha rekabetçi hale getireceğiz” şeklinde konuştu.
“SURİYELİ İSTEMİYORUZ” DEMEK IRKÇILIKTIR!
Konuşmanın sonunda Suriyelilere değinen Şerafettin Aşut, Mersin’in kısa sürede nüfusunun neredeyse dörtte biri kadar göç aldığına dikkat çekti. Suriyeli sığınmacılara ilişkin sorunlar olduğunu ve uyum çabalarının henüz yeterli olmadığını ifade eden Aşut, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Çalışma ve oturma izinleri gibi birçok konuda sıkıntılar var. Ancak, biz en başından beri ‘bu bir ekonomik sorun değil, insanlık sorunudur’ dedik. Sorunları el ele çözmek görevimizdir ama bu masum insanlar için kullanılan ve yaygınlaştırılmaya çalışılan ‘Mersin’de Suriyeli istemiyoruz’ gibi yakışıksız, ırkçı ve düşmanlık içeren sloganları reddediyoruz. Mersin’in tarihine, ruhuna, kültürüne aykırı olan bu ifadeleri kınıyoruz.
Çözüm; bu kardeşlerimizin vatanlarında huzur sağlanana kadar onların bu kente uyumunu sağlamaktır.
“KAYITLI 700 SURİYELİ ŞİRKET VAR”
Öte yandan Suriyelilerin MTSO’ ya kayıtlı şirket sayısı 700’e yakındır. Bunlar çok çeşitli alanlarda üretim yapan, istihdam sağlayan yasalara göre kurulmuş şirketleridir. Bizim amacımız bu insanların becerilerinden yararlanmak, Mersin’e ve ülkemize uyumlarını sağlamak olmalıdır. Düşmanlık yaratmanın bize yararı olmadığı gibi, bize yakışan bir şey de değildir. Biz veren el olalım, biz insanlığı kucaklayalım. Eğer 15 Temmuz faciasını def ettiysek, bu hayırların karşılığı olan bu duaların, mazlumun yanında olmanın manevi etkisi unutulmamalıdır”.