BARIŞ ÇOBAN
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Mersin Şubesi ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Mersin Şubesince, Türk Tabipler Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınmasını protesto edildi. İHD’de de yapılan basın açıklamasına çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de destek verdi.
Açıklamayı okuyan İHD Mersin Şube Başkanı Hakkı Demir, “Kimyasal silah kullanımıyla ilgili iddiaların ciddiliği dikkate alınmalı ve Türkiye iç hukuku uyarınca yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturulmalıdır” diyerek, uluslararası yükümlülük üstlenen bir ülke olan Türkiye’nin kendi iç denetim mekanizmalarını da harekete geçirmesi gerektiğini söyledi.
“Bu iddialar ancak bu şekilde hareket edilerek sonuçlandırılabilir görüşündeyiz” diyen Demir, “Yukarıda kısaca açıkladığımız mevzuat uyarınca yapılması gerekenlerin yapılmayıp bu konuda bilimsel görüş açıklayan adli tıp uzmanı ve insan hakları savunucusu Prof. Dr Şebnem Korur Fincancı hakkında suç duyurusunda bulunulması ve siyasi iktidar sözcüleri tarafından hedef gösterilmesi sonucu bu sabah gözaltına alınması kesinlikle kabul edilemez.
TTB başkanı, THİV yönetim kurulu üyesi insan hakları savunucusu Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, haksız ve hukuksuz olarak gözaltına alınmıştır. Çünkü 21 Ekim 2022’de avukatları savcılığa giderek ifade vermek için dilekçe vermişlerdir. Savcılık da kendilerinin çağıracağını ifade etmiştir. Zaten bugün de kendisi ifade vermeye gidecekti. İfade vermekten imtina etseydi ve kaçma niyeti olsaydı zaten yurt dışında Almanya’daydı, Türkiye’ye gelmezdi.
TTB’ye ve tüm Tabip Odalarına kayyum atanması prosedürü başlatılmıştır. Bizler, bu anti demokratik ve gayri hukuki uygulamayı kabul etmiyor ve gözaltında tutulan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Türkiye sınırları dışında gerçekleştiği iddia edilen ve insanlığa karşı suç kapsamında ele alınan kimyasal silah kullanımı ciddi bir konudur ve ciddiyetle ele alınmalıdır. Dolayısıyla bu tip durumlarda yargı organları ile idari ve siyasi denetim mekanizmalarının üzerinde düşen görevi yapmaları gerekmektedir. Gerçek ancak böyle ortaya çıkabilir. Mağdur ailelerinin kurumlarımıza yaptıkları başvuru üzerine ilgili mevzuat çerçevesinde gerekli idari ve yargısal başvuru yollarına gidilecektir” diye konuştu.