MİMARLAR, UCUBE BİNA İÇİN DAVA AÇACAK | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

MİMARLAR, UCUBE BİNA İÇİN DAVA AÇACAK


 

İmara aykırı olduğu gerekçesiyle yıllardır yıkım beklenirken imar barışından yararlandırılarak alınan ruhsatla ofis satışına başlanan ucube binanın mülkiyet alanında olmadığı, 5 metrelik çekme mesafesinin içinde yer aldığı ortaya çıktı. Binanın yapılmasının kent suçu olduğunu anlatan Mimarlar Odası Mersin Şube Başkanı Ünal Şahin, yaşanan skandallarla ilgili “Belediyelerden binanın durumu ile ilgili yazı isteyeceğiz gerekirse dava açacağız” dedi.

Hasan KÜÇÜK

 

İmara aykırı olduğu gerekçesiyle yıllardır yıkılmayı bekleyen Mersin merkez Akdeniz ilçesinde Ulu Cami yanındaki iş merkezi el değiştirdikten sonra imar barışından yararlanarak yeniden inşaata ve ofis satışlarına başlamıştı.

1995 yılında Necati Bolkan tarafından yaptırılan 16 katlı iş merkezinin kaba inşaatı yapıldıktan sonra 4 katının kaçak ve çekme mesafesinde olması nedeniyle imar planına aykırı olduğu gerekçesiyle inşaatı durdurulmuştu. Uzun süre bekleyen inşaat halindeki iş merkezi el değiştirerek Gürsoylar ve Yücesoylar inşaata geçti. Mersinlilerin ucube olarak nitelendirildiği iş merkezinde imar barışından yararlanılarak inşaat faaliyetleri yeniden başladı. Binanın katları yüksek fiyattan alıcı buldu. 4 katının kaçak olması ve kamuya ait çekme mesafesinde yar alan yer alan binaya tepkiler dinmek bilmiyor. Mimarlar Odası Mersin Şube Başkanı Ünal Şahin, Oda olarak binanın durumu ile ilgili Büyükşehir ve Akdeniz Belediyesi’nden yazı isteme kararı aldıklarını ifade ederek gerekirse sorumlular hakkında dava açacaklarını söyledi.

 

“BİNA ÇEKME MESAFESİ İÇİNDE”

Söz konusu belediyelere bilgilendirme yazısı da göndereceklerini anlatan Şahin, “Müellif ile görüştüğümüzde bir türlü bize proje ile ilgili bir şey getirmedi. Oradaki iddialarımız olduğu gibi duruyor. Onlarla ilgili bilgi talep yazısı hazırlıyoruz. Bina mülkiyet alanında değil, normal çekmesi gereken 5 metrelik çekme mesafesinin içinde. Çekme mesafesi içinde olmaması lazım. Bu o dönemin meclis kararı ila alınmış. O meclis kararının sorgulanması lazım. O dönemdeki insanlarda zan altında. Onları da sorgulayacağız. Büyükşehir ve Akdeniz’den ruhsat durumunu talep ediyoruz. Ona göre gerekirse dava açacağız” dedi.  

 

“BELEDİYE MECLİSİNDE ALINAN KARARLARIN HEPSİ YANLIŞTI”

Söz konusu binanın yapım süreci ile ilgili de bilgi veren Şahin, “Necati Bolkan tarafından yapımına 90’lı yılların sonunda başlanan binanın yapımının ancak Necati Bolkan öldüğü gün durdurabildiğini söyledi. Bina ile ilgili enteresan bir süreç olduğunu anlatan Şahin, “Belediye meclisinin aldığı kararların hepsi yanlıştı.  Oradaki yapının çekme mesafesine uymaması, etrafındaki benzer yapılardan farklı yoğunlukta olması, silüet kaygılarına uymaması, 8-10-12 kat olan silüetlerin hiç birisinin dikkate alınmadan direk 18-20 kat gibi gabaride olması tamamen nüfuzun yada söz konusu şahsın kendi nüfuzuyla alınan bir karar ve belediye meclisinde öyle çıkmış” şeklinde konuştu.

 

“BU BİNANIN YAPILMASI KENT SUÇUDUR”

O dönemde kararır iptal edilmesi ve durdurulmasıyla ilgili sürekli uğraşıldığını ancak vatandaşın  ölmesi ile birlikte ancak aynı gün enteresan bir şekilde inşaatın durdurulduğunu anlatan Şahin, “O günden bugüne böyle kaldı. O süreç içerisinde biz binayı dolaştık. İçerisinde erişilmeyen dar koridorların, merdivenlerin olduğu bir yapıydı. Bugünkü normlara göre ruhsatı almaması gereken birtakım kritik çözümleri vardı. Fakat oradaki en büyük sorun aldığı günkü imar durumunun ve alınan meclis kararının, encümen kararının yanlış olduğu süreçlere hiç değinilmedi. Baştan itibaren o işin doğuşu yanlıştı.  Macit Özcan döneminde alınan bir ruhsat, o ruhsat günümüze kadar geldi. Benzer konularla ilgili o zamanki eleştirilen hiçbir zaman dikkate alınmadan bina kaba inşaatı bitinceye kadar devam etti. Daha sonra da tabii ki devletin para edinme politikasının bir parçası olan imar affı sürecinde de bu süreç kendi parseli dışına taşmak kaydıyla bir şekilde imar affına rastladı. İmar affı sürecinde o sorunlara çözüm bulunuyor. Çünkü kentteki kent suçları içerisinde olan bir karar bu. Bu binanın burada yapılması kent suçudur.  Yani normalde kabaresi farklı, yüksekliği farklı, silüet ile kaygıları farklı, oradaki yoğunluk farklı. Alt yapı yükü oldukça fazla. Dolayısıyla bunların olmaması gereken bir süreç maalesef dayatılarak önümüze kondu” ifadelerini kullandı. 

Mimarlar Odası yönetimi olarak taplantı yaptıklarını belirten Şahin, “Aldığımız karar mevcut binanın hem Akdeniz hem Büyükşehir Belediyesi’nden imar ile ilgili süreçleri ve zemin aplikasyonları, geri dönüşüm yapılıp yapılamayacağı ile ilgili bir talebimiz var. O talep neticesinde hem kamuoyuna hem ilgili belediyelere bilgilendirmemiz devam edecek” dedi.

 

“BAŞKANLAR YIKIM İÇİN PARAMIZ YOK DİYE GEREKÇE BULMAYA ÇALIŞTI”

O dönemde gerçek mi yoksa şaka ile karışık mı bilemediğini ancak dönemin Belediye Başkanlarından Kenan Yüsesoy ve M. Fazıl Türk’ün binayı yıkacak paramız yok diye bir gerekçe bulmaya çalıştığını anlatan Şahin, “Halbuki yıkılarak malik sahiplerine rücu ettirilebilirdi. Fakat bunu yapmayıp hem yıllardır kentin en güzel noktasında, kartpostallarda Mersin’in nostaljisi olarak anılan yerin böyle bir hilkat garibesinin görüntüsü ile yıllarca beklemesine sebebiyet verdiler. Böyle bir hakları yoktu” şeklinde konuştu. 


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (1)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA