Hediye Eroğlu

Mersin İklim Adaleti İnsiyatifi, 6 Kasım Küresel İklim Eylem Günü nedeniyle Atatürk Parkı’nda basın açıklaması yaptı. Mersin Çevre ve Doğa Derneği üyeleri ile bazı sivil toplum örgütü temsilcilerininde katıldığı basın açıklamasında, “İklim krizinin halkların dayanışma değiştirecek” şeklinde pankart ile  “Nefes alamıyoruz”, “İklimi değil sistemi değiştir” dövizleri açıldı. 

Mersin İklim Adaleti İnsiyatifi adına açıklama yapan Şerife Kılıç, “Tüketimden beslenen kapitalist ekonomi-politiğin gezegenimizi yok oluşun sınırına getiren iklim krizini yaşıyoruz” dedi.

“İKLİM KRİZİNİN YÜKÜNÜ YOKSULLAR TAŞIYOR”

Yaşadığımız krizlerin sorumluları emperyalist kapitalist güçler ve onların işbirlikçileri olduğu halde dünyanın her yerinde iklim krizinin yükünü en fazla taşıyanların yoksullar olduğunu ifade eden Kılıç,

“Olağan değil yaşadıklarımız. Kriz üstüne kriz yaşıyoruz. Doğal felaketler, toplumsal politik sorunlara neden oluyor. Doğal felaketler, siyasi ve ekonomik eşitsizliklerden beslendiği gibi adaletsizlik doğal felaketleri derinleştiriyor. Çünkü siyasi elitler, sermayenin kar odaklı tasarruflarının önünü açmak dışında işleve sahip değiller. İklim krizinin sorumluları işte bunlar. Ulusal ve uluslar arası düzeyde birbiriyle ekonomik, politik veya askeri düzeyde rekabet eden şirketler söz konusu krizlerin gerçek sorumlularıdır” ifadelerini kullandı.

“İKLİM KRİZİNİ YEŞİLE BOYAYARAK ÇARE OLAMAZLAR”

Karadeniz'in derelerinin, Ege'nin bereketli topraklarının, 12 bin yıllık Hasankeyf’in ve Dicle vadisinin nasıl tarumar edildiğini: Çernobilden Fukuşimaya nükleer santrallerin daha şimdiden Akkuyu’nun yenilenebilir değil, kontrol edilemez felaketlere kaynaklık ettiğini gördük. KüreseI iklim krizine neden olanların krize çare bulmayacağını biliyoruz. Kapitalistler iklim krizini yeşile boyamaya çalışarak çare oluyormuş gibi yaptıklarını anlatan Kılıç şöyle devam etti: “Her yerel mücadelenin ulusal ve uluslar arası dayanışma ağlarınca desteklenmesini sağlamalıyız. Tüm dünyada eş zamanlı eylem ve etkinlikler için dünya eylem takvimi oluşturmalıyız. İklim krizinden en çok etkilenen kadınların, yaşlıların çocukların gençlerin engellilerin yerli halkların desteklendiği, tüm dezavantajlı grupların temel hak ve ihtiyaçlarını da dile getiren bir mücadele hattı geliştirmeliyiz. İklim krizi ya da savaş kaynaklı yaşanan, yaşanabilecek olan göçler için göçmen, mülteci, sığınmacılara yönelik yaşam hakkı da dahil olmak üzere tüm hak gasplarına karşı sınır güvenlik politikalarına karşı politikalar üretmeli,göçmen düşmanlığına karşı çalışmalar yürütmeliyiz.”

“NÜKLEERE KARŞI ETKİN MÜCADELE YÜRÜTMELİYİZ”

Suyun ticarileştirildiği tüm projelere karşı çıkılması gerektiğini vurgulayan Kılıç şunları söyledi: “Yer altı ve yer üstü sularının kirletilmesine engel olmalıyız. Akkuyu nükleler santralinin ve Sinop'ta açılması planlanan yeni santralin ve nükleer çöplük yatırımlarının durdurulması için etkin mücadeleyi yükseltmeliyiz. Yerel yönetimlerinin, kent politikalarının ekolojik yaklaşımla hayata geçirmesi için politikalar üretmeliyiz. Kanal İstanbul gibi mega yıkıcı projelerin durdurulması için dayanışmayı yükseltmeliyiz. Doğanın talanını hızlandıran savaş stratejilerine karşı barış taleplerini dillendirmeliyiz.

Bizleri açlık savaş, eşitsizlik, göç ve ekolojik yıkıma maruz bırakan kapitalizmin krizine dair çözümü, halkların dayanışması ve birlikte mücadelesi ile aşacağımıza inanıyoruz. Nerede olursak olalım tüm halklar iklim adaleti için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.”