“DEVLET-MAFYA-SİYASET ÜÇGENİ HESAP VERMELİDİR” | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

“DEVLET-MAFYA-SİYASET ÜÇGENİ HESAP VERMELİDİR”


 

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu’ndan, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in açıklamaları sonrası devlet-mafya ilişkilerinin bir kez daha ortaya çıkmasına ilişkin, “Devlet-mafya-siyaset üçgeni hesap vermelidir” çıkışı geldi.

HEDİYE EROĞLU

 

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in açıklamaları sonrası devlet, mafya ve siyaset ilişkisi yeniden ülke gündemine oturdu.

Açıklamalar kirli ilişkileri bir kez daha gözler önüne sererken Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, sürece ilişkin bir basın açıklaması yaparak, hesap verme çağrısında bulundu.

Özgür Çocuk Parkı’nda yapılan basın açıklamasına platform bileşenlerinin yanı sıra Mersin Barosu Başkanımız Bilgin Yeşilboğaz da destek verdi. Polisin güvenlik önlemi aldığı açıklama pandemi kuralları çerçevesinde yapıldı.

 

“YILLARCA SÖYLEDİK, HEPSİ ÜÇ MAYMUNU OYNADI”

Platform adına basın açıklamasını okuyan DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, suç örgütü yöneticilerinden Sedat Peker’in bugüne değin yayınladığı 7 videonun “Devlet-Mafya-Siyaset” ilişkisinin ve derin devlet denilen suç örgütünün, demokrasi güçlerinin yıllardır dillendirdiği bir çerçevede geliştiğini gözler önüne serdiğini söyledi. Göksoy, “Bu ülkenin solcuları, sosyalistleri, devrimcileri, yurtseverleri ve bütün muhalifleri olarak, 40 yıldır iktidara gelen hükümetlerin mafya ile ortak hareket ettiğini, yargısız infazlardan sorumlu olduklarını, uyuşturucu ticaretinin merkezinde olduklarını, muhaliflerin sorgusuz sualsiz öldürüldüklerini, insanların mal varlığına el koyduklarını  ve bunu yaparken de mafya liderlerini tetikçi olarak kullandıklarını iddia ettik. Bu konuda gerek kamuoyunda, gerekse de mahkemelerde her türlü delili ortaya koyduk ve bunun karşılığında sadece hukukun işletilmesini ve adalet istedik. Ancak ne yürütme duydu sesimizi, ne yasama ve ne de yargı. Hepsi üç maymunu oynadılar ve bir anlamda ‘Devlet-Mafya-Siyaset’ üçgenine destek oldular, kan taşıdılar.

 

“SUSURLUK’TA, ‘DEVLET-MAFYA-SİYASET’ İLİŞKİSİ ORTALIĞA SAÇILDI”

Bunda 24 yıl önce Susurluk’ta, kamyona çarpan Mercedes ile ‘Devlet-Mafya-Siyaset’ ilişkisi ortalığa saçıldı ancak ne o zamanın hükümetleri, ne muhalefet ve ne de yargı gerekli girişimleri yapmadı, aksine ortalığa saçılan ilişkileri toparlamakla uğraştılar ve tüm bu kirli ilişkilerin üzeri örtüldü.

Şimdi, mafya reislerinden biri olan Sedat Peker’in tamamıyla rant kavgası sonucu ortaya attığı iddiaların yedinci bölümünün yayınlanmasıyla bizim yıllardır anlatmaya çalıştığımız bu kirli ilişkiler taraflardan birinin itirafına dönüştü.

 

“TERÖRDEN BESLENEN LORDLAR YARATILDI”

Ne diyor Sedat Peker iddialarında; Uğur Mumcu’yu Mehmet Ağar öldürttü. Behçet Cantürk, Hüseyin Baybaşin, Savaş Buldan gibi Kürt iş adamlarını Mehmet Ağar öldürttü. Hem de devletin selameti için değil, kendi önünün açılması için. Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı’yi Korkut Eken ve Mehmet Ağar öldürttü. Uyuşturucu ticaretine yeni bir yol hazırlamak için Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım Venezülla’ya gitti ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Kıbrıslı Halit Falyalı ile ortak hareket ederek uyuşturucuyu Türkiye’ye, buradan Suriye-Lazkiye yolundan Ortadoğu’ya taşıdılar.

Terörle mücadele adı altında ‘terörden beslenen terör Lordları’ yaratıldı ve hem uyuşturucu ticaretini hem de silah ticaretini yönlendirecek tarlalar oluşturuldu.

Evet, Sedat Peker bir suç örgütü lideridir ve onun sözüyle infaz yapmak kadar anlamsız bir şey olmaz. Ancak bu iş bir mafya liderinin iddialarından ziyade bu suçların tümüne karışmış, tüm bu olaylarda parmağı olan ve Barış Akademisyenleri için ‘kanınızla banyo yapacağım’ diyen bir çete reisinin itirafları olarak ele alınmalıdır. Yıllardır, solcuların, sosyalistlerin, yurtseverlerin savcıları harekete geçirmek için verdikleri uğraşa kulaklarını kapayanların en azından bu itiraflar üzerinden harekete geçmeleri gerekir” diye konuştu.

 

“YARGI HAREKETE GEÇMELİ, ÖZGÜR DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE KURULMALI”

Emek ve demokrasi güçlerinin yıllardır işlenen yargısız infazlara, demokrasiye ve insan haklarına aykırı davranışlara, “devlet-mafya-siyaset” üçgeninde atılan adımlara karşı mücadele etmeye çalıştığını dile getiren Kemal Göksoy, uyuşturucu ve silah ticareti ile oluşturulan bütçenin emekçilere sömürü ilişkisi olarak nasıl yansıdığını, Kürt sorununun çözülmesini istemeyenlerin neler yapabileceğini tahmin ederek Kürt sorununun barışçıl bir şekilde çözülmesi gerektiğini anlatmaya çalıştıklarını bildirdi.

“Tek adam rejiminin bu konulardaki hesap alıp verme ilişkisini ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu da ısrarla belirtmeye çalıştık” diyen Göksoy, “Bu anlamda tek beklentimiz yargının harekete geçmesi değildi; bu üçgenden ülkenin kurtuluşu, emekten, barıştan ve bir arada yaşamdan yana, özgür demokratik bir Türkiye’nin kurulması temel hedeflerimiz arasındaydı ve biz bu mücadeleye tüm gücümüzle devam edeceğiz.

 

“SOYLU’YU, MEHMET AĞAR’I HARCAYARAK BU İŞİN İÇİNDE SIYRILMAK MÜMKÜN DEĞİL”

Herkes şunu bilmeli ki; Binali Yıldırım’ı, Süleyman Soylu’yu, Mehmet Ağar’ı harcayarak bu işin içinde sıyrılmak mümkün değildir. Son 40 yılın yargısız infazlarının, insan hakları ihlallerinin, antidemokratik uygulamalarının hesabı verilmelidir.

Yıllardır bu ülkenin solcularını, sosyalistlerini, insan hakları aktivistlerini sokak ortasında öldürenler, idam sehpalarına götürenler, yıllarca cezaevlerine kapayanlar ve yurt dışında sürgün hayatı yaşamalarına neden olanlar, tüm kurum ve kuruluşlarıyla hesap vermelidir, yargı önüne çıkarılmalıdır ve tüm bunların insanlık suçu olması nedeniyle hiçbir suçun zaman aşımı olmamalıdır. Tek adam rejiminin ortaya çıkardığı bağımlı yargının bu yargılamayı yapması ne kadar mümkündür tartışma konusudur bu ancak şimdi sıra cesur, tarafsız ve bağımsız yargıdadır. Ayrıca bağımsız kişi ve kurumlardan oluşacak Hakikatleri Araştırma Komisyonu da kurulmalıdır.

 

“BU PİSLİKLERİN BİR KEZ DAHA HALI ALTINA SÜPÜRÜLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”

Bizler, rant kavgası nedeniyle ortaya dökülen bu pisliklerin bir kez daha halı altına süpürülmesine izin vermeyeceğiz. Bu mücadele sonuna dek sürecek ve Süleyman Soylu’dan Mehmet Ağar’a, Binali Yıldırım’dan Erkam Yıldırım’a, Korkut Eken’den Halit Falyalı’ya, maaşlı milletvekillerinden yandaş medyaya ve nihayetinde bu rant kavgasının temel figürleri olan Sedat Peker’den Alaattin Çakıcı’ya kadar tüm muhataplar yargı önüne çıkarılana, bağımsız ve tarafsız hakim ve savcılar tarafından yargılanana, işledikleri suçların cezalarını çekene kadar bu mücadeleyi bırakmayacağız.

Emek ve Demokrasi platformu olarak emekten, barıştan, demokrasiden ve adaletten yana bir Türkiye mücadelemizi bundan sonra çok daha kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Bu mücadele sırasında pek çoğumuzu cezaevleri, yargısız infazlar, sürgünler ve insan hakkı ihlalleri bekliyor olabilir ama biz bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz, ülkenin kurtuluşu için kirli ilişkiler yumağının çözülmesi, çeteler ve tek adam rejimini ortadan kaldırmanın zorunlu olduğunun bilinciyle, emekten, barıştan ve bir arada yaşamdan yana, özgür-demokratik Türkiye mücadelesini mutlaka kazanacağız” diye konuştu.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA