“TOPLUMSAL SAĞLIK İÇİN DEMOKRASİ VE ADALET İSTİYORUZ!” | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

“TOPLUMSAL SAĞLIK İÇİN DEMOKRASİ VE ADALET İSTİYORUZ!”


 

Pandeminin geride kalan bir yılında 9’u doktor olmak üzere 20 sağlık emekçisini toprağa veren Mersin Tabip Odası, “Toplumsal sağlık için demokrasi ve adalet istiyoruz!” çağrısı yaptı.

Haber Merkezi

 

Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu, COVID -19 Pandemisinin birinci yıldönümünü değerlendirdi.

Yazılı bir açıklama yapan Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, önce Mersin’de 9 hekim ve 20 sağlık emekçisi başta olmak üzere pandemide hayatını kaybeden tüm sağlık emekçilerini andı.

 

“TÜKENDİK VE ÖLDÜK. SUÇLUSUNUZ!”

“Toplumsal sağlık için demokrasi ve adalet istiyoruz!” diyen Antmen, “Pandeminin birinci yılında acı ve öfke ile doluyuz. Pandeminin tüm yükünü sağlık emekçilerinin üstüne yıktığınız, süreci yönetemediğiniz, bizleri koruyamadığınız için tükendik ve öldük. suçlusunuz!

11 Aralık 2019 tarihinde Çin'in Wuhan eyaletinde görülerek tüm dünyaya yayılan Sars-CoV-2 virüs enfeksiyonu kısa sürede DSÖ tarafından küresel alarm verilerek pandemi ilan edilmişti.

Salgının başlangıcından bugüne kadar 117,5 milyonu aşkın kişi hastalanmış, 2,6 milyonun üzerinde insan ise ölmüştür. Resmi açıklamaya göre Ülkemizde ilk vaka 10 Mart günü görülmüştür.   İlk vakaya tanının geç konulmasının yarattığı iyimser hava, rakamlar üzerinde oynama, gerçek verilerin toplumla paylaşılmaması ve gerekli önlemlerin zamanında alınmaması, basit bir maskenin temininde dahi başarısız olunması ile vakalar hızlıca artmış, turkuaz tablo kara tabloya dönüşmüştür.

Bugüne kadar ülkemizde 2,8 milyonu kişi hastalanmış, ölüm sayısı resmi rakamlarla dahi 30 bine ulaşmıştır. Türkiye genelinde yitirdiğimiz 385 ve Mersin'de yitirdiğimiz 20 sağlık emekçisi ile çok ağır bedel ödedik. Tüm kayıplarımızı saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz” dedi.

 

“BAŞKA BİR SAĞLIK SİSTEMİ, BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜNDÜR”

Pandeminin dünyada neoliberal, özelleştirmeci sağlık politikalarının sonucu olarak arttığını dile getiren Mehmet Antmen, birçok ülkede sağlık sisteminin iflas ettiğini, koruyucu ve toplumsal sağlık hizmetlerinden uzaklaşma sonucu salgın önlenemediğinden bugünkü acı tablo ile karşılaşıldığını aktardı. “Pek çok ülkeyi çaresizliğe mahkûm eden bu salgın, kamusal sağlık anlayışının yaşamsal önemini bir kez daha hatırlatmıştır” diyen Dr. Antmen, “Ülkemizde ise tüm bunlara ek olarak salgın bilimsel veriler ışığında değerlendirilmemiş, günlük politikalar ile yönetilmeye çalışılmıştır. Ne yazık ki siyaset ve ekonomi insan yaşamının ve bilimin önüne geçmiştir. Oysaki başka bir sağlık sistemi, başka bir dünya mümkündür.

 

PANDEMİ YOKSULU VURDU

Bir yıllık sürede sosyal ve ekonomik destek ile toplumsal hareketliliğin kısıtlanması sağlanmamış, aktif sürveyans ve filyasyon bir yana, endikasyonu olan herkese dahi test yapılmamış, hastane tedavisi gerekmeyen hastaların izolasyonunda sorunlar yaşanmış, vaka sayılarının düşük gösterilmesi ile bulaş zinciri Sağlık Bakanlığı eliyle büyütülmüştür.  Kasım-Aralık aylarında ise sağlık sistemi çökme noktasına gelmiş, ancak sağlık emekçilerinin özverili ve canla başla çalışması sonucu tablonun kötüleşmesi önlenmeye çalışılmıştır.  Pandeminin sahada karşılanamaması sonucu 2. ve 3. basamak hastanelerde hasta yoğunluğu artınca servisler ve yoğun bakımlarda yer bulma sıkıntısı yaşanmış, boş alanlar yataklı servis veya yoğun bakımlara dönüştürülmüştür. Bu durum Gaziantep'te çıkan yangında görüldüğü üzere ölümleri arttırmıştır. Pandemi ülkemizde ve dünyada eşitsizlikleri gözler önüne sermiş ve artırmış, en fazla yoksul, işçi, işsiz, dar gelirli kesim hastalanmış veya ölmüştür.

 

ŞEFFAFLIK ÇAĞRISI

Pandeminin ancak ortak akılla çözülebileceği bilinmesine rağmen iktidarın ‘Her şeyi ben bilirim, ben yaparım’ mantığı hakim olmuştur. Sağlık Bakanlığı'nın Bilim Kurulu yapılanması olumlu karşılanmasına karşın başta Türk Tabipleri Birliği olmak üzere tüm sağlık meslek ve emek örgütlerini sürece dahil etmemesi, bilgi paylaşmaması ve şeffaf olmaması en büyük eksiklik olmuştur. İktidar pandemiyi fırsat bilerek antidemokratik uygulamalarını artırıp, bir basın açıklamasına dahi izin vermezken, tüm Demokratik Kitle Örgütleri, barolar ve derneklerin genel kurullarını iptal ederken, kendisi lebaleb dolu salonlarda kongrelerini gerçekleştirip vatandaşa yasakladığı cenaze törenlerini kalabalıklarla yaparak, pandeminin eşitsizliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.

 

“EMEKLİLİK, İZİN VE İSTİFA HAKTIR”

Sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarına karşılık salgının başlangıcından itibaren Sağlık Bakanlığı tarafından yeterince korunamama, salgını yönetmedeki başarısızlıklar sonucunda 150 binden fazla sağlık çalışanı hastalanmış ve 385'si vefat etmiştir.  Ağır çalışma koşulları hekim ve sağlık çalışanlarında tükenmişlik yaratmıştır. İnsan hakları ve Uluslararası Çalışma Haklarına aykırı olarak emeklilik, izin ve istifa hakları ellerinden alınan sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma koşulları da pandemi süresince kötüleşmiştir.

 

AŞI BİLMECESİ ÇÖZÜLMELİ

Pandemi döneminde şeffaf olmayan Sağlık Bakanlığı, aşı sürecinde de başarısız olmuş, süreci şeffaflıkla yönetememiş, toplumu tek aşıya mahkûm bırakmıştır. Hala ülkemizde kaç doz aşı alındığı, toplamda ne kadar alınacağı, aşıların ne zaman geleceği, başka bir firmadan aşı alınıp alınmayacağı, aşı firmalarına ne kadar ödeme yapılacağı gibi sorularımıza ne yazık ki bugüne kadar yeterli yanıt verilmemiştir. Günlük aşı  uygulaması çok yetersiz olup, bu gidişle ancak 2 yıla yakın bir sürede toplumun aşılaması yapılabilecektir. Aşılamanın eşitsizliklerden uzak, etik ilkeler ışığında, adil koşullarda yapılması esas olmalıdır.

 

NORMALLEŞME UYARISI

Dünyada ve ülkemizde varyant virüs artışı hızla devam etmektedir. Son açıklanan haritada ülkemizin yarısından fazlası çok yüksek risk ve yüksek riskli iken ve yeni tedbirler alınması gerekirken kontrolsüz bir normalleşmeye gidilmiştir. Bu durum ise hızlıca artan hastalanma ve ölüm oranlarını da beraberinde getirecektir.

Buradan Sağlık Bakanlığına çağrımızı yineliyoruz. Bugün yapılması gereken kamusal ve toplumcu bir sağlık sisteminin gerekliliğini akıldan çıkarmadan; işçilerin, işsizlerin, yoksulların, esnafın yaşamlarının ve sağlıklarının olumsuz etkilenmesini engelleyecek kararlar alınmasıdır. Yeterli miktarda aşı temini ile toplumsal bağışıklığın sağlanması  gereklidir. Tüm veriler tam bir şeffaflıkla toplumla paylaşılmalı ve bilimsel gereklere göre önlemler, halk sağlığını önceleyecek biçimde alınmalıdır.

“TOPLUMSAL SAĞLIK İÇİN DEMOKRASİ VE ADALETİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Tıp eğitimi başta olmak üzere eğitimi niteliksizleştirenlere; yanlış politikalar sonucunda toplum sağlığını bozanlara, bir avuç yandaşı zenginleştirirken, derinleşen ekonomik krizin bedelini sağlık çalışanlarına ve topluma ödetenlere; demokrasinin en temel değeri olan ifade özgürlüğünü, hukukun üstünlüğünü yok sayan anlayışa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Toplumsal sorunlar da dahil hastalıklara neden olan bütün etkenlerle mücadele ederken, dün olduğu gibi bugün de hakikatin ve bilimin ışığında, korkmadan, hekimlik değerlerinin bize yüklediği sorumlulukla toplumsal sağlık için demokrasi ve adaleti savunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

 

İŞTE HEKİMLERİN TALEPLERİ

14 Mart'ta Taleplerini de sıralayan Dr.Antmen, açıklamasını şöyle tamamladı; COVID-19 meslek hastalığıdır, önerdiğimiz yasa tasarısı kabul edilsin.

Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın.

Şiddetsiz bir sağlık ortamında çalışabilmek için yeni ve etkili ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ çıkarılsın.

Emekliliğimize de yansıyacak temel ücret ile ekonomik ve özlük haklarımız iyileştirilsin.

Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.

Liyakatsiz atamalar, tip sözleşme dayatmaları, tıp eğitimini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin açılması durdurulsun.

Sağlık emek meslek örgütleri tabip odaları ve hekimler olarak 14 Mart Tıp Haftası'nda sağlık ortamının tüm olumsuzluklarına rağmen ‘Yitirdiklerimiz gönlümüzde, taleplerimiz dilimizde’ diyeceğiz”.

Öte yandan Mersin Tabip Odası, 14 Mart Tıp Haftası etkinlikleri çerçevesinde 12 Mart Cuma günü Saat 17.00'de, Mersin'de COVİD-19 mücadelesinde yitirilen sağlık emekçilerinin aileleri ile birlikte olacağı, onların anısını yaşatmak için hazırlanan plaketleri ailelere sunacak.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA