MERSİNLİ KADINLARDAN; FEMİNİST GECE YÜRÜYÜŞÜ | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

MERSİNLİ KADINLARDAN; FEMİNİST GECE YÜRÜYÜŞÜ


 

Mersin’de kadınlar kentte ki 7. Feminist Gece Yürüyüşü ile ayrımcılığa son verilmesi için çağrı yaptı.

HEDİYE EROĞLU

 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında bir haftadır çeşitli etkinlikler düzenleyen Mersin Kadın Platformu’nun son etkinliği Feminist Gece Yürüyüşü oldu. Yürüyüş akşam saat 18:30’da Beşiktaş Meydanından başladı ve Özgecan Aslan Meydanı’nda son buldu.

Kadına yönelik ayrımcılığa son verilmesi çağrısı yapılan yürüyüşe çok sayıda kadın derneği ile emek ve demokrasi güçleri de destek verdi.

Ellerinde bayrak, afiş ve flamalarla davullar çalıp, zılgıt çekerek yürüyen kadınlar, “Kadınlar artık susmayacak”, “Kadınlar isyanda”, “İnadına isyan, inadına özgürlük”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, aşağı bakmıyoruz, itaat etmiyoruz”, “Kadınlar yürüyor, mücadele büyüyor”, “Kadınlar birlikte güçlü”, “Erkek adalet değil, gerçek adalet”, “Nefrete inat yaşasın hayat”, “Kadın dayanışması sınırları aşıyor” sloganları atıldı.

 

“UMUTSUZLUĞA KAPILMAMAK İÇİN MÜCADELEMİZDEN VE DAYANIŞMAMIZDAN GÜÇ ALDIK

Pandemi nedeniyle sık sık sosyal mesafe uyarısı yapılan etkinlikte basın açıklaması yapılarak, kadınların talepleri bir kez daha haykırıldı.

Mersin Kadın Platformu adına yapılan açıklamanın ilk bölümünü okuyan Ayşegül Göçmen, geçen sene yüzlerce kadının bir araya gelerek yürüyerek, okak sokak, meydan meydan sesini yükselttiğini, birbirine temas edip, bir birinden güç alırken o günden buyana hem çok şeyin değiştiğini, hem de pek bir şeyin değişmediğini dile getirdi.

Göçmen, “Patriyarkayanın, baskının, şiddetin ve krizlerin bin bir biçimi üzerine bir de pandemi eklenince bu zor günlerde umutsuzluğa kapılmamak için biz kadınlar feminist mücadelemizden ve dayanışmamızdan güç aldık.

Geçtiğimiz 8 Mart’tan buyana, yaşadığımız Covid-19 sürecinde evlere kapatılmayı ve kapatıldığımız evlerde şiddette, tacize ve yoksulluğa karşı isyanımızı bir kenara bırakmayı kabul etmedik.

Pandemi boyunca kadın dayanışması ile birbirimizin çaresi olan bizler yine birbirimizden güç almak için emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz,hayatımız ve haklarımız bizimdir demek için kadın dayanışmasını büyütmek için buradayız.

 

“AİLENİZ ÇÜRÜYOR, İÇTEN İÇE KOKUYOR”

Tüm dünyanın belirsiz bir krize sürüklendiği pandemide ‘hayat ve sığar’ dediniz, sığmadı. Sığmıyor. Pandemi bahanesiyle evlere hapsettiğiniz biz kadınlar her türlü şiddete maruz bırakılırken üzerine bir de ‘şiddet azalıyor’ dediniz. Azalmadı. Azalmıyor.

Artan bakım yükü, evin hiç bitmeyen işleri kadınların sırtında. Aileniz çürüyor, içten içe kokuyor.

Kendimize ait bir ev mi, oda mı, hayat mı var? Var edeceğiz.

Patriyarkayanın, saray rejiminin, sömürünün ve erkek şiddetinin karşısında hayatlarımızı ve haklarımızı savunmaktan vazgeçmedik.

Ekonomik, siyasi ve emek krizinin faturasını biz kadınlara kesilmesini, salgında evelere kapatılmayı kabul etmedik.

Bugün de 8 Mart için, birbirimiz için sokaklara aktık, meydanları doldurduk. Direncimizle, mücadelemizle eşit ve özgür bir yaşam için birlikte seslenelim; yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması” dedi.

 

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR”

Geçtiğimiz yıl boyunca “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” demekten vazgeçmediklerini de anımsatan Ayşegül Göçmen, buldukları her fırsatta da söylemekten vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284 sayılı kanununu, önleme ve koruma kurallarını uygulamayan erkeklere “suçlu sensin” diye seslenen Göçmen, “Şiddet faili erkeklerin cezasız bırakıldığı, kadın katillerine verilmesi gereken cezaların, yaşamak için öz savunma uygulamak zorunda kalan kadınlara verildiğini gören, birbirimizden asla vazgeçmeyen kadınlarız. Cezasızlık politikalarınız biz kadınlara her an ölüm ve şiddet olarak geri dönerken, bir kez daha diyoruz ki; eşit ve özgür bir yaşam kurana kadar kendimizi savunmaya devam edeceğiz.

Suçlu, cezasızlıkla ödüllendirilen erkek, polis, yargı ve iktidardır. Öz savunma bizim yaşam hakkımızdır.
Erkek şiddetine karşı hayatını savunduğu için tutsak edilen kadın arkadaşlarımızın sesini sesimize katıyoruz. Çıplak aramaya maruz bırakılan, tacizin bir çok şeklini yaşamış ve bunu ifşa etme cesaretini kendinde bulan ve bulamayan bütün kadınların da tüm kadınların da sesleri bugün burada bizimle.

Özgür, eşit ve şiddetsiz bir yaşam için mücadele eden, emeği görülmeyen ve baskılar ile hapsedilen tüm kadınlar için bir aradayız.

 

“UNUTMADIK”

Pandeminin derinleştirdiği ekonomik krizi üzerime yıkmaya çalışanları da unutmadık. Üretim devam etsin diye fabrika karantinalarında çalışmaya devam edilmesini unutmadık. Çocuk işçiliği gizliden devam ettirebilmesi için 20 yaş altı yasaklarında işçi gençlerin ve çocukların muaf tutulmasını unutmadık. Esnek çalışmayı, evden çalışmayı güvencesizliği biz kadınlara lütuf gibi sunanları unutmadık.

Üç çocuklu annelik kariyer planlarınıza, ev işlerinin görevimiz olduğu dayatmalarınızın hiç birine uymadık.

Kod 29 ile ahlak savsatası ile işten atılmalara, ücretsiz izne karşı duran kadınlar bizleriz. Mersin’in her yerinde, emeği, iş güvencesi ve hakları için mücadele eden kadınlar biziz. Bir kere daha birlikteyiz bizlere dayatılan işsizlik ve yoksulluğa karşı emeğimize sahip çıkıyor ve ekonomik özgürlüğümüzü istiyoruz.

 

‘ALIŞIN BURADAYIZ, HER YERDEYİZ’

Devlet eliyle yok sayılmaya ve hedef gösterilmeye çalışılan, erkek devlet şiddetine maruz bırakılan ama tüm bunlara rağmen aşağı bakmadan, ‘alışın buradayız, her yerdeyiz’ demekten bir an vazgeçmeyen LGBT+’larız.

Atanmış kimliklere karşı seçilmiş aşklarımızla patriyarkaya karşı mücadele eden LGBT+’larız, bir aradayız. LGBT+’lara yönetilen devlet şiddetine karşı birlikte direniyoruz. Erkek devleti LGBT+ fobi ve kadın düşmanlığını büyüttüğünü görüyoruz. Hayatlarımızı birlikte savunmak, özgürlüğümüzü birlikte kazanmak için dayanışmayı daha da büyüteceğiz. Çünkü biz nefretin hedefi olmadığımız özgürce kendimiz olan bir dünyayı kazanacağız” diye konuştu.

 

“ERKEKLERDEN, PATRONLARDAN VE DEVLETTEN ALACAKLIYIZ”

Açıklamanın ikinci kısmını okuyan Mersin Kadın Platformundan Jini Güneş de, kadınlardan itaat bekleyen, ‘yoksulluk kaderdir’ diyen düzeni kabul etmediklerini ifade etti. “Bütçe yandaşa ve savaşa giderken susup, oturmayacağız” diyen Güneş, “Erkeklerden, patronlardan ve devletten alacaklıyız. Parayı ve gücü erkekler elinde tutacak ama yoksulluğu ve şiddeti kadınlar idare edecek öyle mi? Yok öyle yağma. Sosyal yardım yetmez, nitelikli sosyal politika hakkımız. Kürtaj hakkımız. Kadın sığınma evleri hakkımız. Nafaka hakkımız. Haklarımızdan vazgeçmiyoruz.

Latin Amerika’dan Avrupa’ya, güney Asya’dan Ortadoğu’ya dünyanın dört bir yanında kadınlar olarak isyanımız pandemiye rağmen devam ediyor. Tüm dünyada direnen kadınların mücadelesine sahip çıkarak özgürlük talebimizi bizde Mersin’den yükseltiyoruz.

Yıllardır kayyumların yerel yönetimlerde kadın kazanımlarına karşı erkek devlet şiddetinin icraatlarını yürütmesine karşı kentlerimizi savunan kadınlarız.

Bugün Boğaziçi’nde ‘atanmış değil seçilmiş’ diyerek, kayyumlara karşı üniversitelerimize savunan kadınlarız. Özgürlüğümüz için bir aradayız. Özgürlüğümüzü kazanacağız. Yaşamımızı, kampusümüzü, kentlerimizi bizler yöneteceğiz.

 

“ALANLARI, SOKAKLARI DOLDURMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Her 8 Mart’ta olduğu gibi bu sene de işsizliğe, güvencesizliğe, erkek devlet şiddetine, LGBT+ fobiye, ırkçılığa, idare baskısına, adaletsizliğe karşı sokakları dolduruyoruz.

Hayatlarımızı kuşatan faşizme, patriyarkaya, erkek devlet şiddetine, ekolojik yıkıma, emek sömürüsüne ve saray  ejimine karşı isyanımızı, öfkemizi, mücadelemizi her yerde büyütüyoruz. Özgürlüğümüzü kazanmak ve hayatlarımızı savunmak için 8 Mart’ta ve her gün bir aradayız. Alanları, sokakları doldurmaya devam edeceğiz.

Bugün 8 Mart özgürlükleriz, göz altılarla tutuklamalarla gasp edilirken sırf hakkımız için çıktığımız sokaklarda eril devletin polisleri tarafından binlerce liralık cezalara direnirken barışta ısrar etmekten ve haklarımızı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bizi kuşatan tüm baskılara, bizi ayıran tüm sınırlara inat birbirimizden güç alıyoruz. Uykularınız kaçsın feminist isyan ile yıkılacak o patriyarkaya.

Erkek devletin ve sistemin karşısında birbirimiz gözetmeye, savunmaya, yaşatmaya, beslemeye, birbirimizin yurdu olmaya ve yaşamlarımızı yeniden ve yeniden kurmaya devam ediyoruz ve edeceğiz. Dünyayı yerinden oynatacağız. Atanmış hayatlar ve patriyarkaya karşı aşağı bakmadan, yan yana yaşasın feminist mücadelemiz, yaşasın 8 Mart” diye konuştu.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA