AYŞENUR ÖNAL
Mart ayında Dünya Sağlık Örgütü tarafından Covid-19 hastalığından dolayı pandemi ilan edilmesinin ardından Türkiye’de ilk olarak lokantalarda oturarak yemek yenmemesi için kısıtlamalar alınmıştı. Mayıs ayında vaka sayılarının düşmesinin ardından normalleşme adımlarının atılmasıyla bu karardan vazgeçilmiş olsa da yeniden artan vaka sayıları ile lokantalar ‘gel-al’ sistemine dönmek zorunda bırakıldı.
Mersin’de çok sayıda lokanta işletmecisi gel-al ile işlerini yapamadığı için kepenklerini indirirken, ekonomik sıkıntılarına rağmen hala hizmet vermeye çalışan lokantalar sıkıntı içerisinde. Gel-al servisi ile elde ettikleri gelirler ile sadece günlerini kurtarmaya çalışan lokanta sahipleri, AVM’ler açıkken kendilerinin böylesi bir kısıtlama ile karşı aşıya kalmış olmasına isyan etti.
“2020 FELAKET YILI OLDU!”
2 yıldır çiğ köfteci dükkanı işlete Neslihan Polat, 2019 yılında işlerinin iyi olduğunu ama pandeminin gelmesiyle büyük maddi zorluklar yaşadıklarını söyledi. 2020’nin kendileri için felaket yılı olduğunu belirten Polat, “2019 ile kıyaslayacak olursak o zaman işlerim çok daha iyiydi. O zaman öğrenciler vardı, sokaklar cıvıl cıvıldı. Daha çok müşterim oluyordu. İçeride masalarımız açıktı ve okula yakın bir bölge olduğumuz için çok fazla öğrenci geliyordu” dedi.
Şimdi çeşitli kampanyalar yaparak ayakta durmaya çalıştıklarını söyleyen Polat, “Broşür dağıtıyoruz ve paket servisi yapmak için çabalıyoruz, başka türlü zor. Bu süreçte direk biz esnaflara odaklanılması yerine önce toplu taşımalar, alışveriş mağazaları kısıtlansaydı, esnaflara kısıtlama getirilmeseydi daha iyi olurdu. Mağazalarda, dolmuşlar tıklım tıklım. Orada hiçbir sorun olmuyor, maskesiz yolcu bile alınıyor” sözlerine yer verdi. Kendilerinin en başından itibaren çok dikkatli olduklarını söyleyen Polat, “Ben salgının başından itibaren hiç AVM’ye gitmedim. Çünkü kronik hastalığı olan annem ve babam var, dikkat etmek zorundayız” dedi.
“PAKET SERVİSİ HIZLANIR DEDİLER AMA TAM TERSİ OLDU”
2020’nin başında tantuni dükkanı açan Adem Ünal ise, “1 senedir burası açık, tam pandemi dönemi başladık. Masa sandalyelerimizi kaldırmaları bizi çok fazla etkiledi. Paket servisi de tam istediğimiz gibi olmuyor. Buradaki masa sandalyeleri kaldırınca millet korktu, lokantalarda virüs var zannediyorlar. Bunun için dışarı paket servislerimiz de zayıfladı. Paket servisi hızlanır dediler ama tam tersi oldu. Dükkan içinde masa sandalyen varsa müşteri gelir ve işlerin sürer. Ama boş duran bir yer iş yapmaz zaten. Bir vatandaş geçerken şurada duran 2-3 masayı görse temiz ve yeniliyor ki geleyim yiyeyim dersiniz. Ama burayı boş gördüğünüz zaman girmezsiniz. Sadece pandemi için değil bu durum her zaman geçerli. Bir iş yerinde hareket olmazsa o işyeri zayıf diye düşünürler” dedi.
“HİÇ ELEMANIM KALMADI. KARDEŞİMİ ÇALIŞTIRIYORUM”
Yanında çalışan bütün elemanlarını çıkarmak zorunda kaldığını dile getiren Ünal, “Burada kardeşim dışında çalışan yok. Azaltmak zorunda kaldık. Borç, harçla geçimimizi sağlıyoruz. İçeri girdik, son noktaya kadar böyle gideceğiz yapacak başka bir şeyimiz yok.
“ACİL ÇÖZÜM İSTENİYOR”
Haftada 2 gün dışarı çıkma yasağı uygulanıyor, geriye kalan 5 günde zaten vatandaş virüsü evine götürüyor. Direk 15 gün kapansa benim daha çok işime yarar. 15 gün hiç değilse ne yapacağımı bilirim. Haftanın 5 günü dışarı paket yapıyorum ama zaten millet yemeye korkuyor. Bir an önce çözüm bulunması lazım. Sen beni 2 gün evde tutuyorsun, 2 gün temiz olabilirim ama 3’üncü gün yine dışarı çıkıyorum ve virüsü alıyorum. Benim annemi babamı veya çocuğumu dışarı çıkarmıyorsun ama ben dışarıdan eve virüsü götürüyorum. Hepimizi kısıtlayın. Sonuçta onlar evde diye virüsten uzak değil, ben her gün dışarıdayım ve eve gidiyorum, taşıyorum virüsü” diyerek acilen çözüm istedi.
15 yıldır ev yemekleri pişirerek geçimini sağlayan Necla Ulaşır, ev yemekleri yapmaya 3 tane sıkma işi ile başladığını söyledi. ayrıca katıldığı bir programdan da birincilik ödülü aldığını söyleyen Ulaşır, hayatında ilk defa böyle bir yıl geçirdiğini söyledi. geçen yıl ile bu yıl arasında ciddi fark olduğunu söyleyen Ulaşır, “Kazancımız yarıdan daha aşağı düştü. Benim 200’e yakın müşterim vardı. Şu an memurların hiç biri gelmiyor. 10.00-16.00 saatleri arasında geldikleri için tok geliyorlar evden. Şimdi sağda solda esnaflarım, sevenlerim ve avukatlar kaldı başka kimse kalmadı. İdare edemiyoruz” dedi.
LOKANTACILAR DA KREDİLER İLE BOĞUŞUYOR
Dükkanın yarısının kendisine ait olduğunu, kredi çekerek aldığını söyleyen Ulaşır, “Bu süreç içerisinde krediler ertelendi ama yeterli olmadı. Zaten bize verilen destek de borçla veriliyor. Bizim tek talebimiz bu yasakların kaldırılması. Zaten her yerde hastalık var ama bütün büyük birimlerde hastalık yokmuş, sadece bizim gibi küçük yerlerde virüs varmış gibi davranıyorlar. Bütün her yer açık ama bizim gibi küçük esnaflarda Covid-19 var” diye isyan etti.
“BİZİM SAĞLIĞIMIZ HER ŞEYDEN ÖNEMLİDİR”
Kendilerinin bütün tedbirleri aldıklarını söyleyen Ulaşır, “Dezenfektanım var, eldivenim, maskem var. Sağlığımızla ilgili her şeye dikkat ediyoruz çünkü bizim sağlığımız her şeyden önemlidir. Önce kendimi düşünmem lazım, ondan sonra karşımdakini düşüneceğim. Ama dönüp baktığımızda bütün büyük AVM’ler açık, kızım çalışıyor bir yerde ve orası da ana baba günü. Oralarda Corona yok mu? Var, burada yemek yiyip çekip gidecek. Zaten masa sayımızda kısıtlı, yemekten sonra temizlemek çok daha kolay oluyor. Yemek yendikten sonra kaldırıyoruz, siliyoruz masayı en azından bizim çocuklarımız ellerini değdirmesin diye” dedi.