Haber Merkezi
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitimiş) Mersin Şube Başkanı Nesime Aslan, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde yaptığı yazılı açıklama da acı gerçeği gözler önüne serdi. Aslan, sendikanın kapsamlı araştırmasına göre öğretmenlerin; borçlu, umutsuz ve haksızlığa uğramış durumda olduğunu açıkladı.
5 BİN 514 ÖĞRETMENLE ÇEVRİMİÇİ GÖRÜŞME YAPILDI
Sendikanın hemen her sene 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde bu araştırmayı yaptığını belirten Nesime Aslan, “Araştırma bu yıl her zamankinden daha acı sonuçlar vermiştir. 5 bin 514 öğretmenle çevrimiçi görüşmeler yapılarak, anahtar sorular sorularak yapılan araştırmada ortaya çıkan çarpıcı veriler özetle şöyledir: Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüze 83’ü maaşının düşük olması nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığını düşünüyor.
Diğer tüm sebeplerle birlikte öğretmenlerin yüzde 93’ü öğretmenliğin saygın bir meslek olma özelliğini kaybettiği konusunda hemfikir.
Araştırmaya dahil olan öğretmenlerden ebeveyn olanların yüzde 63’ü çocuklarının gıda ihtiyaçlarını, yüzde 73’ü çocuklarının kılık kıyafet ihtiyaçlarını, yüzde 47’si çocuklarının eğitim ihtiyaçlarını rahat bir şekilde karşılayamıyor.
YÜZDE 86 ÇOCUĞUNUN ÖĞRETMEN OLMASINI İSTEMİYOR
Hal böyle olunca araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 86’sı çocuğunun öğretmen olmasını istemiyor.
Öğretmenlerin yüzde 43’ü daha çok para kazanacağı bir iş bulması halinde mesleği bırakacağını ifade ediyor. Öğretmenlerin yüzde 96’sı son bir yılda yaşanan fiyat artışlarının bütçesini daha fazla etkilediğini söylüyor ve yüzde 61’i gelirlerinin yetersizliği nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığını ifade ediyor.
Araştırmada ekonomik sorunlar açık ara öne çıkıyor. Buna göre; Öğretmenlerin yüzde 44’ü ev kredisi, 23. yüzde 30’u araç kredisi, yüzde 25’i ise çocuklarının eğitimi için çektiği kredileri ödüyor. Borç batağındaki öğretmenlerin yüzde 26’sı ek iş yapıyor, yüzde 29'u esnafa olan borcunu yüzde 35’i şahıslara olan nakit borcunu ödemeye çalışıyor. Öğretmenlerin yüzde 37’si kredi kartlarının sadece asgari ödemesini yapabiliyor. Araştırmaya katılan öğretmenlerimizin yüzde 3’ünün maaşında icra var, yüzde 8 'inin maaşına en az bir kez icra gelmiş ve yüzde 46’sı annesi, babası ya da arkadaşlarından yardım alarak ancak geçinebiliyor. Her ay borç alan öğretmenlerin oranı ise yüzde 22.
TİYATRO VE SİNEMAYA GİDEMİYORLAR
Öğretmenlik, kültürel anlamda sürekli beslenmeyi gerektiren bir meslek olmasına rağmen, araştırmaya göre; öğretmenlerin yaşadığı geçim sıkıntısı, sosyal ve kültürel hayatlarını da bitirmiş durumda. Öğretmenlerin yüzde 84’ü son bir yılda hiç tiyatroya, yüzde 73’ü ise son bir yılda hiç sinemaya gidememiş. Yüzde 92’si her gün bir gazete, yüzde 62’si her ay bir kitap bile alamıyor. Senenin yorgunluğunu atmak, dinlenmek de öğretmene lüks sayılanlardan. Öğretmenlerin yüzde 89’u otellerde tatil yapamıyor. Tatili evinde ya da köyünde geçiren öğretmenlerin oranı ise yüzde 86.
ÖĞRETMENLERİN YÜZDE 60'I GELECEKTEN ÜMİTSİZ!
Öğretmenlerin yüzde 46’sı görevden alınma korkusu yaşadığını söylüyor.
Okul yöneticilerinin yandaşlığa göre seçilmesi de öğretmenleri umutsuzluğa iten nedenlerden. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 83’ü yönetici olmak için mutlaka torpile ihtiyaç olduğuna emin. Öğretmenlerin yüzde 48’i yöneticiler tarafından öğretmenlere siyasi baskı yapıldığını ifade etmiştir. Bu soruya yüzde 22’nin ‘kararsızım’ cevabı vermesi de manidar verilerden.
Öğretmenlerin yüzde 59’u gelecekten ümitli olmadığını ifade ediyor. Öğretmenlerin yüzde 26’sı kararsız olduğunu, sadece yüzde 15’i ise gelecekten ümitli olduğunu belirtiyor.
Öğretmenlerin yüzde 70’i’ öğrencilerine örnek olabilecek şekilde giyinemediğini söylüyor.
Araştırmaya katılan öğretmenlerin %83’ü devlet okullarında eğitimin niteliğinin gün geçtikçe düştüğünü söylüyor; yüzde 83’ü devlet okullarında niteliğin düşmesi nedeniyle özel okullara talebin arttığı tespitini yapıyor. Bu tespite rağmen çocuğunu özel okula yollayabilen öğretmen oranı yüzde 15.
Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 39’u Milli Eğitim Bakanı'nın eğitimin sorunlarını çözemeyeceğini, yüzde 16’sı kararsız olduğunu, yüzde 45’i ise çözebileceğini düşünüyor.
Korona kapsamında eğitim kurumları bir kapanıp bir açılır ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tüm önlemlerini aldığını söylerken, öğretmenler aksi görüşte birleşiyor. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 80’i Covid salgını sürecinde Milli Eğitim Bakanlığını başarılı bulmuyor.
Tüm aksaklıklara, uyarılara rağmen bir türlü geliştirilmeyen, tökezleyen uzaktan eğitim de öğretmenlerin başarısız buluğu MEB icraatlarından. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 80’i uzaktan öğretimin başarılı olmadığını ifade ediyor.
Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 47’si erkek, yüzde 53’ü ise kadındır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 12’si herhangi bir sendikaya üye değilken, yüzde 88’inin herhangi bir sendikaya üye olduğu, tespit edilmiştir. Araştırmamızdaki ebeveynlikle ilgili sorular, 5.514 öğretmenden sadece ebeveyn olanlara yöneltilmiştir”.
ÖĞRETMENLER ÇARESİZ
Araştırma sonuçlarını yorumlayan Şube Başkanı Aslan, bu araştırmanın, sadece kendi üyeleri arasında yapılmamış olması ve farklı kollardan, farklı çalışma durumlarından öğretmenlerle görüşülerek hazırlanmasının önemine işaret etti.
“Geleceğin mimarı olan öğretmenlerimizin nasıl bir çaresizlik çukuruna itildiği görülmektedir” diyen Nesime Aslan, “Bu yılki araştırmamızda en dikkat çekici veriler, geçim sıkıntısına ilişkindir. Öğretmenlerin hepsinin borç batağında olduğu, bu borçlar yüzünden yarısından fazlasının psikolojisinin bozulduğu, kendi çocuklarının ihtiyaçlarını bile giderecek kadar ücret verilmediği bir ortamda eğitim ne kadar sağlıklı olabilir? Hamaseti elden bırakmayan siyasilerin tabiriyle öğretmenlerimiz eğitimin dinamosu ise sormak lazım: motoruna yakıt koymadığınız bir aracı kullanabiliyor musunuz? Dünyada 'Başöğretmen' sıfatını taşıyan tek lider Atatürk iken, 2020'de O'nun izindeki eğitim neferlerine reva görülen bu karanlık tablo kabul edilemez.
Öğretmenler Günü vesilesiyle yine her taraftan övgüler yağacak ama bu araştırma ortaya koyuyor ki öğretmenin bu sözlere karnı tok, öğretmenin açlığı hak ettiği ücrete ve saygınlığa! Araştırmada bizim en önemsediğimiz kısımlardan biri de öğretmenlerimizin yarısına yakınının daha çok kazanacağı bir iş bulursa öğretmenliği bırakacağını söylemesi! Yine mesleğini severek seçen ve her şeye rağmen layıkıyla icra eden öğretmenlerimizin yüzde 80'inden fazlası, çocuğunun öğretmen olmasını istemiyor; ne kadar acı!
Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanı ve hükümete sesleniyoruz: Öğretmenler Günü için övgü düşünmeyi bırakın! Öğretmenler hamaset değil adalet istiyor! Daha ayın başında ay sonunu düşünürken eğitim vermek değil, emeğinin hakkını alarak, saygı görerek mesleğini icra etmek istiyor. Kendi alanında alınan kararların hiçbirinde söz sahibi yapılmayan, valisinden Cumhurbaşkanı'na kadar devletin her kademesinin azarlamayı hak gördüğü, dünyanın en önemli ve kutsal mesleklerinden birini yapıyor olmalarına rağmen insanca yaşayacak bir ücret ödenmeyen, kamudaysa yandaş yöneticiler tarafından baskı gören, özeldeyse açgözlü patronlar tarafından angaryalara maruz kalan öğretmenler, boş söz değil çözüm istiyor ve hak ediyor.
Eğitim-İş olarak eğitim ve bilim emekçilerimizin bu haklı talepleri için; laik, parasız, bilimsel, adil bir eğitim için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.