Haber Merkezi
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan İHD yönetimi, Diyarbakır merkezli başlatılan soruşturma kapsamında artık neredeyse rutin hale gelen Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) yönelik yürütülen soruşturma kapsamındaki iddialara tepki gösterdi.
Açıklamada, “Çağrı üzerine ifade alma, CMK 145. Maddede düzenlenmiştir. DTK gibi neredeyse yüzlerce ve hatta binlerce insanın soruşturma ve kovuşturma altında olduğu bir soruşturma sürecinde CMK 145. Madde uyarınca çağrı üzerine ifade alınmayıp, gözaltı kararı çıkarılarak sabahın erken saatlerinde ev baskını yapılması tipik bir yargı yolu ile baskı politikasıdır.
Gözaltına alınanların neredeyse tamamı hak ve hukuk mücadelesi yürüten avukatlar ve kuruluş temsilcileridir. Bu kişilerin çağrı üzerine ifadeye gitmeleri mümkün iken bunun yapılmaması demokratik kurumlar üzerinde iktidar baskısının yargı eli ile yapıldığını göstermektedir. Özelikle avukatların yargının içinde ve savunmanın temsilcisi oldukları bilinmesine rağmen bu şekilde gözaltına alınması savunma hakkının değersizleştirilmesi ve vatandaşın savunmasız bırakılmak istenmesini de göstermektedir.
Adalet Bakanının bütçe görüşmelerinde CMK kurallarını hatırlatması ve Cumhuriyet Savcıları ile hakimleri uyarmasının yanı sıra tutuksuz yargılamanın asıl, tutuklamanın istisna olduğunu hatırlatmasına rağmen, yargı pratiklerinin güvenlikçi anlayış ekseninde devam ettirilmesi kesinlikle kabul edilemez. Siyasi iktidarın hukukta reform iradesi açıklamasına rağmen savcılıkların eski alışkanlıklarını sürdürmek istemesinin önüne geçilmelidir. Hukuk reformu denilen şey, cezasızlık, temel hak ve özgürlükleri kısıtlamak, hak ve hukuk savunucularına yönelik baskı ve gözaltılar olmamalıdır.
BM İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi uyarınca da tamamen demokratik faaliyet yürüten hak ve hukuk örgütleri yönetici ve üyelerinin bu şekilde bir muameleye maruz bırakılmaları, bildirgeye de aykırıdır.
Gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” denildi.