SERKAN TULTAK
Radyo Ülkü’de yayınlanan Serkan Tultak ve Ufuk Cavlı’nın hazırlayıp sunduğu, İnsan Hikayeleri programında rekortmen yüzücü Alper Sunaçoğlu’ın sıra dışı yaşam öyküsü anlatıldı.
Adana’da yaz sıcaklarından bunalarak, sulama kanallarında yüzmek için okuldan kaçan Sunaçoğlu, öğretmenlerinin teşvikiyle yüzme sporuna gönül verdi.
Mersin’den Kıbrıs’a 26 saat 15 dakikada yüzerek kırılması zor bir rekorun sahibi olan Sunaçoğlu, başarılarla dolu yaşamını şöyle anlattı:
“İstanbul doğumluyum. Boşnak kökenli, Karadenizli bir aileden geliyorum. Adana’da büyüdüm. 5 yaşından sonra Adana’da büyüdüm. Yüzme ile tanışmam da gene Adana’da rahmetli Ayhan Karataş hocamız vardı Ersin Aydın hocamız vardı. Hala yaşayan Serdar Hoca, Cengiz Altaylı gibi hocalarımızın desteğiyle yüzme ile tanıştım. İlk yüzmeye başlamam okuldan kaçıp kanallarda Adana sıcağından kaçmamla başladı. O dönem biraz yaramazlık ile okuldan kaçırdık. Sulama kanallarında yüzmeye başladık. ‘Sende yetenek var biliyorsun. Bunu geliştirmen lazım. İşte teknik yüzmeye başladı. Bilinçaltımda ben her şeyi yenmişim. Adana kanallarının bana sağladığı avantaj, akıntıya karşı yüzmeyi farkında olmadan öğrenişim oldu.
Türkiye’de bugüne kadar yüzmeye yeterince önem verilmediğini düşünüyorum. Türkiye’de yüzme sporunun başarılı olamayacağını, fizik olarak yeterli olmadığımızı, yani Türk insanının fizik olarak bir Ruslardan ya da Amerikalılardan yabancı menşeli sporculardan geride olduğumuzu iddia eden yöneticiler üzerine özel motive olarak çalışarak Türkiye rekoru kırdım. Bu büyük bir gurur bizim için yani. Üç tarafımız denizlerle çevrili, bir sürü göllerimiz var, yani Türk millet böyle güçlü kuvvetli olur da nasıl yüzme sporunda biz yok oluruz. Farklı yüzme yarışmalarına katıldım dereceler elde ettim. Bunların 1 tanesi tabii ki haber değeri yoktu. Ünlü olmamı sağlayan başarı ise yüzerek Kıbrıs’a gitmem oldu 2010 yılında Anamur’dan Kıbrıs Girne şehrine 78 kilometre mesafeyi 26 saat 15 dakikada yüzdüm. Türkiye Yüzme Federasyonu hakemi ile gözlemci basın mensupları eşliğinde yüzerek ülkemizin ilk resmi rekorunu kırmış oldum. Bu rekorum halen kırılamadı. Geçtiğimiz günlerde yine Mersin’de böyle bir deneme oldu ancak yüzücü ilk 10 kilometrede bırakmak durumunda kaldı.
Başka yüzdüğünü iddia edenler de oldu elbet ama zaten rekor değeri yok ama yüzmeye başladığı ve bitirdiği fotoğraflara bakıyorsunuz esmerleşmemiş bile. Oysa Akdeniz sıcağında yüzmeyi bitirdiğinizde vücudunuz<un büyük bölümü yanar. Şimdi Mersin’den Kıbrıs’a, Kıbrıs’tan yeniden Mersin’e yüzerek başka bir rekoru daha kırmak istiyorum. Kıbrıs’ın ülkemize yani anavatana yüzerek gidilip yüzerek gelinebilecek mesafede olduğunu bir kez daha göstermiş olacağız. Diğer bir amacım ise yüzücülere Kıbrıs-Mersin arasında böyle bir parkur olduğunu göstermek istiyorum. Bu ülke tanıtımımız açısından da son derece önemli bir iş.”