AYŞENUR ÖNAL
Mersin’de yaşayan 48 dağ keçisi, para karşılığında yaşam hakları ihaleyle satılarak avlanmasına tepkiler artıyor.
Spor diye adlandırılan avcılık uğruna canlıların yaşamının katledilmesine karşı çıkan doğaseverler, 48 dağ keçisinin ihale ile satılarak avlanmaması için imza kampanyası başlattı.
“Tüm canlıların yaşam haklarını savunalım; avcılık tamamen yasaklansın!” diyerek imza kampanyasına destek arayan 228 sivil toplum kuruluşu, #YaşamıSavun etiketi ile sosyal medyada gündem olmak istiyor. Change.org sayfasında “Neden öldürüyorsun?” diye soran vatandaş, bu ihalenin acilen durdurulmasını ve bir daha gündeme getirilmemesini istiyor.
228 KURUMDAN ORTAK TEPKİ!
Yüz binlerce vatandaşın karşı çıkmasına rağmen gündeme gelen avlanmaya, Türkiye’nin her yanından 228 sivil toplum örgütü bir açıklama yaptı. “Başka bir canlıyı öldürmenin sporu, turizmi, hobisi, ihalesi olamaz!” diyen kurumlar, “Bu dünya üzerindeki yaşamı paylaştığımız öbür canlılardan bahsediyoruz, onlar uzak ve yakın komşularımız. Komşularımızı birer rakam ve kotaya indirgeyen Merkez Av Komisyonu’na da kararlarına da karşı çıkıyoruz” ifadelerine yer verdi.
228 kurumun ortak açıklaması şu şekilde devam etti;
“Tarım Orman Bakanlığı, Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü, hangi canlının kaç birey, ne koşullarda, nerelerde öldürüleceğine karar vermek yerine, onları koruyan kararlar almalıdır. Geçtiğimiz 16 yıl içinde yaklaşık 17 bin avcılık kursu açılmış ve yaklaşık 500 bin kişi avcılık sertifikası almıştır. Doğanın korunmasından sorumlu kurumlar, silah endüstrisinin ve avcıların doğamızı yok etmesine ne yazık ki seyirci kalmakta, daha da üzücüsü bu durumu teşvik etmektedir.
“NESLİ TEHLİKE ALTINDAKİ KİMİ TÜRLER BİLE AVA AÇILMAKTADIR”
Oysa Türkiye, taraf olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 6. ve 8. maddeleri uyarınca nesli tehlike altındaki türleri korumayı taahhüt etmiştir. Buna rağmen, bu hükümler ve taraf olunan öbür uluslararası sözleşmelerin, ülkemiz mevzuatı sayılan hükümleri görmezden gelinerek, nesli tehlike altındaki kimi türler bile ava açılmaktadır. Bu kabul edilemez!
Ayrıca, 1 Temmuz 2020’de TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu’ndan geçen Kanun Teklifi’nin 15. Maddesi’ne getirilen bir ek ile yabancı diplomat ve “üst düzey misafirlerin” diledikleri takdirde ücretsiz olarak avlanabilmesi ve yaşam alanları tahrip edildiği için yerleşim yerlerine gelen ayı, domuz gibi hayvanların da avlanabilmesinin yönetmeliğe bağlanması oy çokluğu ile kabul edilmiş bulunuyor. Doğamızı günbegün yok edecek olan bu kararların bir an önce durdurulması gerekmektedir. Kara Avcılığı Kanunu’nun ivedilikle değişmesini, Doğa Koruma Kanunu olarak yeniden düzenlenmesini ve doğa ihtisas mahkemelerinin kurulmasını talep ediyoruz.
“AVCILIK YASAKLANSIN!”
Şimdi, yaşam hakları ve alanları ellerinden alınan tüm canlıların sesi olma zamanı. Çünkü yaşam hakkı bütün canlılar için pazarlık edilemez en doğal hak. Hepimizin yaşamı birbirine bağlı. İnsan diliyle kendi haklarını savunamayan tüm canlıların sesi oluyoruz. Avcılık Yasaklansın!”
BARO DA DAVA AÇTI!
Tarım ve Orman Bakanlığının, 7. Bölge Müdürlüğü aracılığıyla Mersin bölgesinde 48 yaban keçisinin avlattırılması için 16.07.2020 tarihinde Çamlıyayla Cehennem Deresi YHGS, Gülnar Azıtepe DA, Hopur-Topaşır YHGS, Kadıncık Vadisi YHGS, Mut Kesteldağı YHGS, Hisar Dağı-Gedik Dağı YHGS Silifke Cılbayır DA, Silifke Kırtıl DA Silifke Seyranlık (Ağıl Dere) DA, Su Gözü DA ihalelerini gerçekleştirmesi üzerine Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Mersin Barosu Hayvan Hakları Komisyonu ile birlikte ihalenin iptali için dava açmıştı.