GİZEM EKİCİ
Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED), Anamur Korucuk Köyü’nde yapılmak istenen mermer ocağı için Mersin Valiliği tarafından alınan “ÇED Gerekli Değildir” kararına karşı MERÇED ile birlikte Korucuk ve Ovabaşı Köy Muhtarları tarafından Mersin İdare Mahkemesi’nde açılan davanın keşfi yapıldı.
Yöre halkı ile siyasi parti temsilcilerinin, sivil toplum kuruluşlarının yönetici ve üyelerinin de izlemek üzere hazır bulunduğu keşifte halk, doğayı talan eden rant saldırılarına karşı duruyor ve yaşam alanlarını savunuyor.
Korucuk Köyü’nün Anamur’un en güzel köyü olduğu belirten MERÇED Anamur Temsilciliği, “barındırdığı tarihi ve doğal değerler, rant hırsıyla gözü dönmüş madencilerin umurunda değildir. Mermer ocağından doğrudan etkilenecek kadar ruhsat sahasına yakın olan Korucuk Köyü ile Ovabaşı Köyü’nde yaşayan insanlar da madencilerin umurunda değildir. Çünkü gözleri, paranın renginden başka bir rengi tanımamakta, kulakları para sesinden başka ses duymamaktadır” diye açıklama yaptı.
‘BİZE DOKUNMAYAN YILAN, BİN YAŞASIN’ (!)
“Ne Ağustos böceği ile kurbağanın sesi, ne sandal çileği ile hayıt çiçeğinin rengi onlar için bir anlam taşımaktadır” diyen temsilcilik, “Maden işletmecileri için, tüm canlılara, bakteri ve virüslere bile kucak açan, üzerinde ekosistemler yaratan toprağın da değeri yoktur. Onların tek isteği, bizlerin ‘Ana’ dediği toprağın altında yatan maden, mermer ya da paraya dönüştürülebilecek herhangi bir şeye sahip olmaktır. Hiçbir şeyin değerini bilmeyen rantçılara geçit veren sistemin nasıl bu hale geldiği ise, sorgulamaya değer bir durum olup, bu sonuçta hepimizin sorumluluğu vardır. ‘Bize dokunmayan yılan, bin yaşasın’ diyerek görmek, duymak ve bilmek istemediğimiz hangi olumsuzluk varsa; bugün burnumuzun dibinde bitmiş ve yaşam alanlarımızı, hatta yaşamımızı tehdit eder hale gelmiştir. Bugün Korucuk Köyü’ne birden çok mermer arama ruhsatı verilmesi, Isparta Sütçüler’deki köylerin mermer ocakları ile talan edilişine, kömür ocağı işletmek için Ilgın-Çavuşlugöl halkının köylerinden sürülmek istenmesine ya da Kaz Dağları’nın altın için oyuluşuna sessiz kalışımızdandır. Denizimize 7 tane balık çiftliği ile saldırmalarının nedeni ise, Ege Denizi balık çiftlikleri ile kirletilirken, Egelilerin çığlığını duymayışımızdandır” ifadelerine yer verdi.
“DÜNYA EKEOLOJİK VE İKLİMSEL KRİZ YAŞAMAKTADIR”
Türkiye’nin her yerinin rant saldırısı altında olduğunu söyleyen temsilcilik, “Artık yerin üstündekilerin, altındakilerden daha değerli olduğunu bilen, doğa olmazsa yaşayamayacağının farkında olan insanlar, gözü dönmüş madencilere ya da diğer rantçılara karşı yaşam alanlarını savunmaktadırlar. Dünya, rant ya da daha çok gıda uğruna insanlarca doğaya ve yaban hayatına müdahalelerde bulunulduğu için ekolojik ve iklimsel kriz içindedir. Son yıllarda, doğal alanları yoğun bir saldırı altında olan ülkemizde de ekolojik ve iklimsel kriz yaşanmaktadır. Denizinden ormanına, akarsuyundan gölüne, denizdeki kaplumbağasından, dağdaki tavşanına, keçisine kadar her şeyiyle saldırı altında olan Akdeniz Bölgesi’nde artık hortumlar daha şiddetlidir, sıcaklıklar daha yüksek ve uzun sürelidir. Bir yandan yağışlar azalırken, diğer taraftan sel baskınları artmaktadır ve bu durum bizleri çok endişelendirmektedir” dedi.
ANAMUR YAŞAM ALANINA SAHİP ÇIKIYOR
Temsilcilik açıklamasını şu şekilde sürdürdü;
“Bir bölge içerisinde bulunan canlı ve cansız varlıkların oluşturdukları ekosistemlerin kendi içinde bir düzeni vardır ve her ekosistem diğeriyle etkileşimdedir. Bunlardan birine yapılan müdahale sonucunda, diğer ekosistemler de bozulmaktadır.
Eğer ki, Korucuk Köyü’nde mermer ocağı açılırsa, Anamur’da zaten bozuk çalışan tüm ekosistemler daha da bozulacaktır. Bu anlamda, yaşam alanına ve doğaya sahip çıkmak isteyen Korucuk ve Ovabaşı Köylülerine destek veren herkesin çabası çok değerlidir.
Bu değeri bilenler sadece Korucuk ve Ovabaşı halkı ile bizler değil, tüm Anamur halkıdır. Bu nedenle, mermer ocağına karşı açılan davanın keşfine gelerek Korucuk ve Ovabaşı halkının yanında olan, ‘Rantçılara hayır!’ diyen herkese, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ve üyelerine, siyasi parti temsilcilerine ve özellikle sağlığı bozuk olmasına rağmen, sıcağı, yorgunluğu hiçe sayıp oraya gelen güzel insanlara çok teşekkür ederiz.”