Ankara girişinde hukuksuzca yürüyüşleri engellenen Mersin Baro Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz ve 60 yakın Baro Başkanı için, Mersin’de avukatlar eylem yaptı.
AYŞENUR ÖNAL
Ankara’ya gitmek isterken Eskişehir yolunda polis müdahalesine ve şiddetine maruz kalan avukatlara Mersin’den destek geldi.
Baro Başkanlarına karşı yapılan baskıya ‘Dur!’ demek için, Mersin Adliyesi önünde oturma ve alkış eylemi yapan avukatlar; yapılan müdahaleleri kabul etmediklerini, çıkılan yolda sonuna kadar mücadele edeceklerini kaydettiler.
‘Savunma Yürüyor’ eylemine karşı yapılan polis müdahalesini haksız ve hukuksuz bulan avukatlar oturma eyleminden önce bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı okuyan Mersin Barosu Genel Sekreteri av. Adnan Günbay, “Malumunuz olduğu üzere, Yaklaşık 60 Baro Başkanı ile birlikte Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz’ın da katıldığı ‘Savunma Yürüyor’ başlıklı baro başkanları yürüyüşü, Ankara girişinde kolluk kuvvetlerince engellenmiş, bazı Baro Başkanları tartaklanmış ve darp edilmiştir. Bunun üzerine şehre girişleri engellenen Baro Başkanları oturma eylemi başlatmıştır. Kolluk kuvvetlerince etrafları bir oda büyüklüğündeki alanda bariyerlerle çevrilmek suretiyle fiilen gözaltına alınan Baro Başkanlarına 24 saati aşkın süredir işkence sayılabilecek kötü muameleler yapılmaktadır. Eylemin ilk saatlerinde güneşin altında bekletilen Baro Başkanlarına Belediye tarafından gönderilen tentelere kolluk kuvvetleri el koymuştur” dedi.
FAŞİZAN UYGULAMALAR!
Baro Başkanlarının en temel ihtiyacı olan yemek ve suyun ulaştırılmasının bile polis engeline takıldığını söyleyen Günbay, “Başkanlarımızın tuvalet ihtiyacı için bile alan dışına çıkmasına halen dahi izin verilmemektedir. Dün öğleden sonra başlayan şiddetli yağmur sonrası Belediye tarafından getirilen çadır da alana alınmamış, Başkanlarımız yağmur altında gayrı insani bir şekilde oturacakları bir sandalye bile olmadan bekletilmektedir. Gece boyunca, yağmurdan ıslanan ve kuruması mümkün olmayan kıyafetlerle alanda bekletilen başkanlarımıza getirilen battaniye ve giyeceklerin de yine aynı faşizan uygulamalarla başkanlarımıza ulaştırılmasına engel olunmuştur. Alana yakın yerde şantiyede çalışan inşaat işçileri Başkanlarımıza karşı kışkırtılarak provokasyonlar yapılmıştır” diye konuştu.
“EN GÜR SESİMİZLE, EN YÜKSEK PERDEDEN KINIYORUZ”
Ankara’ya doğru yürüyüş yapan Baro Başkanlarının savunmanın, avukatların temsilcisi olduğunu kaydeden Günbay, “Hepsi de bulundukları illerde seçimle göreve gelmişlerdir. Başkanlarımız, sadece birkaç Baro için değil, 80 Baro için değil, 130 bin avukatın ve 83 milyon vatandaşın hakları için yürümektedir. Anayasa ve kanunlarla tanınmış toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkının kolluk kuvvetlerince engellenmesini ve Baro Başkanlarına karşı kaba kuvvet kullanılmasını, dünden bu yana artarak kendilerine fiziki ve psikolojik işkence uygulanmasını, kendilerine fiili gözaltı uygulanmasını, savunma hakkının engellenmesini en gür sesimizle, en yüksek perdeden kınıyoruz. Yapılanların hiçbir şekilde izahı, özrü, açıklaması yoktur” ifadelerine yer verdi.
“BU ÜLKEDE HİÇBİR VATANDAŞIN HUKUK GÜVENLİĞİNİN OLMADIĞININ DA İSPATIDIR”
Günbay konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Bugün Ankara’da savunmanın temsilcilerine karşı yapılan hukuksuz ve suç içeren müdahale son yıllarda hukukun üstünlüğü ilkesinin çiğnenmesi, yürütmenin yargıya karşı müdahalesi, vatandaşın ve avukatların hukuk güvenliğinin kalmaması, devletin giderek polis devleti haline dönüşmesinin en canlı örneğidir. Baro Başkanlarının saldırıya uğraması ve kendilerine fiili gözaltı yapılması, bu ülkede hiçbir vatandaşın hukuk güvenliğinin olmadığının da ispatıdır.
“SONUNA KADAR AZİM VE KARARLILIKLA MÜCADELE EDECEĞİZ”
Kutsal savunma hakkının tesis edildiği, Anayasal ve Evrensel Hukuk Prensiplerinin egemen kılındığı, Anayasal protesto hakkına müdahale edilmediği, hukukun üstünlüğünün yeniden sağlandığı günleri görene kadar Biz Mersin Barosu Avukatları, diğer illerdeki meslektaşlarımızla dayanışma içerisinde bulunarak, çıkılan bu yolda sonuna kadar azim ve kararlılıkla mücadele edeceğiz. Şimdilik yapılan bu faşizan ve ancak kabile devletlerinde görülebilecek insanlık dışı muameleyi kabul etmediğimizi beyanla, hukukun üstünlüğü sağlanıp, yürütmenin yargı üzerindeki tahakkümü sona erdirilene kadar, demokratik ve anayasal haklarımızı kullanacağımızı siz sayın meslektaşlarımıza, dayanışma için buraya gelen vatandaşlarımıza, basına ve kamuoyuna ilan ediyoruz.”