Covid-19 pandemi sürecinde sermayedarların değil toplumun diğer kesimlerinin zorluklarına çözüm bularak normalleşilmesi gerektiğini vurgulayan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mersin Şubeler Platformu, “Bu normalleşme toplumu değil egemen ve sermaye sahiplerinin önceliğine göre sıralanmıştır ki bu da pandeminin değil paranın yani kapitalizmin normalleşmesi anlamına gelmektedir” dedi.
AYŞENUR ÖNAL
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mersin’de Covid-19 pandemisi sürecini değerlendirdi. KESK Mersin Şubeler Platformu adına açıklama yapan Büro Emekçileri Sendikası (BES) Şube Başkanı Murat Doğan, konuşmasının en başında 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını kutladı. Daha özgür, eşit ve barış içinde bir ülke ve dünya dileyen Doğan, “Ama ne yazık ki bugün ülkemizde gençlerin 4’de biri işsiz, gençlerin yüzde 50’si kazancından memnun değil, 2019 yılında 313 çocuk ve genç işçi, 2020 yılının ilk 4 ayında 11 çocuk veya genç işçi iş cinayetlerine kurban gitti. Atanamayan öğretmenler, sağlıkçılar yani milyonlarca genç işsiz var. Gençleri geleceklerine sahip çıkmaya ve mücadeleye çağırıyoruz” dedi.
Pandemi sürecinde normalleşme adımları hakkında endişeli olduklarını söyleyen Doğan, “Covid-19 virüsü tüm dünyada ve ülkemizde insanlığa ağır bedeller ödetirken nesnel olmayan grafikler ve yetersiz veriler çerçevesinde normalleşme adımları ardı ardına geliyor. Covid-19’u insanların yüzde 50’si hiçbir şikâyet olmadan geçirdiği ve yüzde 30-35’inde kırgınlık ve halsizlik şikâyetleri ile geçirdiği DSÖ tarafında bildirilmektedir. Geriye kalan yüzde 15 kısmının ise ülkemizde resmi verilere göre; her gün binlerce yeni vakanın tespit edildiği ve 40 bin aktif vakanın olduğu ve bu vakaların yüzde 5’inin yoğun bakımda tedavi olduğu, geri kalan yüzde 95 kısmının hastanede yatarak ve/veya durumuna uygun olarak evde tedavi olduğu bilinmektedir. Ayrıca ülkemizde yüzde 85 civarında aseptomatik ve hafif semptomlarla Covid-19 geçiren yüz binlerce kişinin toplumda dolaştığı anlamına geldiği için normalleşmenin erken olduğu ve yanlış yerden başlandığı kanaatindeyiz” dedi.
“2. DALGA 1. DALGANIN 5 KATI”
1918 İspanyol grinden örnek veren Doğan, “2. Dalganın 1. Dalganın 5 katı olduğu bilinmekte iken erken normalleşmenin toplumun sağlık ve sosyo-ekonomik yapısını nasıl etkileyeceğini tahmin etmek zor değil. Tabi ki normalleşmek, alışkanlıklarımıza yeniden dönmek ve çalışıp üretmek istiyoruz. Çocuklarımıza ve sevdiklerimize yeniden sarılmak, yollarda ve kırlarda yeniden gezmek, annemizle, babamızla, dostlarımızla ve kardeşlerimizle yeniden görüşmek istiyoruz. Ancak yapılmak istenen normalleşme adımlarında, yanlış ve sonucu telafi edilemez vahim hatalar yapıldığı kanaatindeyiz” diye konuştu.
Normalleşme sürecinin AVM’lerden başlamış olmasını yanlış bulan Doğan, “Eğer normalleşmek istiyorsak neden önce sahiller değil de AVM’ler açılıyor. Sahillerde gezenlere, fiziksel mesafe gözeterek gezenlere para cezaları kesilirken; AVM‘lerde fiziksel mesafeyi hiçe sayan kuyruklardaki insanlar görmezden geliniyor. Eğer normalleşmek istiyorsak neden önce parklar, yeşil alanlar, yaylalar değil de berber, kuaförler ve güzellik merkezleri açılıyor.
Bizler; bilimsel olmayan normalleşmeye karşı çıkıyoruz” dedi.
NORMALLEŞME DENEN ŞEY, KAPİTALİZMİN NORMALE DÖNMESİ Mİ?
“Normalleşme denen şey, kapitalizmin normale dönmesi mi?” diye soran Doğan, “Normalleşme bilimsel dayanak ve veriler ışığında olmalı. Prof. Dr. Kayhan Pala’nın dediği gibi: ‘Normalleştirme’ denen sürecin aslında ‘yeniden açılma’ olduğu aşikârdır. Bu normalleşme toplumu değil egemen ve sermaye sahiplerinin önceliğine göre sıralanmıştır ki bu da pandeminin değil paranın yani Kapitalizmin normalleşmesi anlamına gelmektedir” dedi.
‘TOPLUM SAĞLIĞI’ SADECE ORTA/ÜST SINIFLARIN ve SERMAYENİN SAĞLIĞI DEMEK DEĞİLDİR!
Doğan konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Pandemi süreci başladığından beri emekçi kesim yerine sermayenin ‘kârını’ önceleyen tedbirlerin sonucu olarak yüz binlerce emekçi işsiz kalmış, milyonlarca emekçi ise kısa çalışma ödeneği adı altında günlük 39,00 TL ile açlığa mahkum edilmiştir. İş yerleri kapanan birçok küçük esnaf zor günler geçirmektedir. Yine hükümet yetkililerinin kendi beyanına göre; ilk aşamada 2.1 milyon, ikinci aşamada 2.3 milyon aileye bin TL’lik yardım yapıldığı ve 3. aşama için ise 6 milyon kişinin başvuruda bulunduğu belirtilmiştir. Yani 23 milyon hanenin bulunduğu ülkemizde 10.4 milyon aile bin TL’ye muhtaç durumdadır”
“İŞSİZLER VE GÜVENCESİZLER İÇİN ÖNLEMLER ÖNCELENMELİ”
İşsiz kalan ve güvencesiz çalışanlar için önlemlerin öncelenmesi gerektiğini belirten Doğan, “İş akitleri feshedilen, ücretsiz izne ayrılanlara ve ihtiyaç sahibi her vatandaşa ayni ve nakdi yardım yapılmalı, yapılan yardımlar devam etmeli, yardımlar siyasi rant sağlamayı amaçlamadan herkese eşit olarak yapılmalı, ülkemizde bulunan ‘misafir’ statüsündeki göçmenler ile diğer dezavantajlı grupların da yardımlardan aynı şekilde yararlandırılmaları gerekmektedir” dedi.
“GÖÇ İDARESİ’NİN YERİ ACİLEN DEĞİŞMELİ!”
Göç İdaresi’nin yerinin acilen değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Doğan, “Hem göçmenlerin hem de vatandaşlarımızın sağlığı için elzemdir. Her gün yüzlerce göçmenin, kundaktaki bebekten yaşlılara ve kadınlara kadar kışın soğukta, yazın sıcakta, geceden itibaren kaldırım köşelerinde ayakta, oturarak veya yatarak beklemeleri, oturacak bir bankı bırakın insani ihtiyaçlarını giderecek tuvaletin bile olmadığı ortamda beklemeleri ne kadar insanidir? Ayrıca sokaktaki insan ve taşıt trafiğinin aksadığı, zaman zaman aralarında kavga ettikleri ve tuvaletlerin olmaması nedeniyle çevrede yaratılan her türlü “kirlilik” corona virüs pandemisi ve sıcakların başlaması ile birlikte tehlike saçmaktadır. Bütün bu nedenlerle Göç idaresi binasının uygun bir yer ve binaya taşınması acilen gerçekleştirilmelidir” dedi.
Yalnızca Mersin’den verilen bu birkaç örnekle dahi asıl desteklenmesi gerekenler bankada milyarlarca doları olan sermayedarların değil; emekçiler, işçiler ve güvencesizlerolması gerektiğini söyleyen Doğan, “Bu dünyayı emeğiyle döndüren bizler, şimdi hakkımızı geri istiyoruz!” dedi.
NASIL BİR NORMALLEŞME?
Normalleşme adımlarını kendilerinin de desteklediklerini belirten Doğan, normalleşmek için atılması gerekilen adımların önerileri şu şekilde sundu;
“Pandemi nedeniyle var olan dönüşümlü çalışma sonrasında normalleşmeye geçmeye başlanılan bu süreçte çalışanlara belli aralıklarla test yapılması, işyerlerindeki Koruyucu Sağlık Önlemlerinin arttırılması, çalışanlar ile iş yerlerine gelecek vatandaşlar için maske, eldiven, siperlik, dezenfektan vb. temin edilmeli. Corona virüs pandemisi nedeniyle kurumların, iş kollarında örgütlü bulunan sendikalardan ve çalışanlardan gelecek önerileri dikkate alması ve bu süreci çalışan kesimin temsilcileri olan sendikalarla birlikte şeffaf biçimde yürütülmesi. İl Pandemi kurulunca kentimizdeki corona virüs ile ilgili detaylı verilerin şeffaf bir şekilde düzenli paylaşılması. Liman, lojistik, turizm, tarım kenti olan ilimize yurt içi ve yurtdışından yapılacak girişlerde gerekli tedbirlerin alınması ve denetlenmesi. Normal yaşama geçilmesi ile birlikte iş yeri servislerinde ve toplu taşıma araçlarında yaşanabilecek ulaşım ve fiziki mesafe ile ilgili sıkıntılar için gerekli tedbirlerin önceden alınması. Özellikle restoran, kafe, kasap, pastane, ekmek üretim yerleri ve gıda imalathaneleri başta olmak üzere her türlü üretim yerleri ile gıda satış yerleri ve marketlerde hijyen, maske, eldiven, siperlik vb. tedbirler noktasında standartların İl Pandemi Kurulunca belirlenmesi ve bu standartların kamu görevlileri, kolluk kuvvetleri ve belediye ekiplerince koordineli bir biçimde sıkı denetlenmesi. Dönüşümlü çalışma sona ermeden yani eski çalışma düzenine geçmeden önce, çalışma alanları, vezne, yemekhane ve asansör gibi yerlerde olası yaşanacak fiziki mesafe ihlallerinin yaratacağı olumsuzluklara karşı kurum idarecileri tarafından gerekli tedbirlerin önceden alınmasının gerektiği. Covit testi pozitif çıkan bir iş yerinde bütün çalışanların teste tabi tutulması ve iş yeri kapatılarak, çalışanların karantinaya alınması. Corona virüs pandemisinin insanlar üzerinde yarattığı olumsuz psikolojik durum sonrası normal yaşama geçme noktasında yaşanacak olumsuzluklara karşı ücretsiz psikolojik danışmanlıklar verilmesi. Öğrencilerimizin eğitim hakkı ve sağlığı için Haziran ayında yapılması planlanan tüm sınavlar salgın tamamen bitene ve bilim insanları tarafından sınavların yapılabileceği açıklanana dek ertelenmelidir. Uzaktan eğitime erişimi olmadığı için ileriki yıllarda yapılacak sınavların, sınavlara girecek öğrenciler açısından ciddi eşitsizlikler yaşayacağı için salgın sonrası bu durumla ilgili önlem alınmalıdır. Kamu okullarında çalışan tüm eğitim emekçilerinin ek ücretlerinin ödenmesi ve herkese insanca yaşayacak kadar temel ücret sağlamak devletin sorumluluğundadır. Bu sorun devletin düzenlediği yardım kampanyası çerçevesinde öğretmenlerden para toplayarak çözülemez. Kampanyaya katılmama fişlenme aracına dönüştürülmemelidir. Öğretmenleri istekleri dışında ve uzmanlık alanlarına uygun olmayan işlerde görevlendirme uygulamasından vazgeçilmelidir.
Çalışanların sağlığı hiçbir koşulda riske atılmamalı. Eğitim ve bilim emekçilerinin sağlıkları açısından risk oluşturacak sınavlar ve toplantılar yapılmamalıdır. Eğitim yöneticileri öğretmenlerin haklarına saygılı davranmalıdır.”
Normalleşmenin toplumun her kesimine ve ihtiyaçlarına göre sıralanması gerektiğini vurgulayan Doğan, “Yönetenleri, toplumu önceleyerek, bilimsel verilere dayanarak, emekçilerin sürece katıldığı ve taleplerinin karşılandığı bir ‘normalleşme sürecini’ uygulamaya çağırıyoruz. Bizler bu sürecin takipçisi olacağız. Kapitalizmin normalleşmesi kapsamında AVM’lerin bizlere ilk sosyalleşme alanları olarak dayatılmasına karşı çıkacağız. AVM’lere gitmeyeceğiz! Bulunduğumuz her alanda, evde, işyerinde ve sokakta sözümüz yükseltmeye, toplum sağlığının herkesin sağlığı olduğunu söylemeye devam edeceğiz” dedi.