AYŞENUR ÖNAL
DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, “Belediye hizmetleri kamu hizmetleridir” diyerek, belediyelerin kısa çalışma başvurularını doğru bulmadıklarını belirtti. Belediyelerin kamu kurumu olduğunu vurgulayan Göksoy, “Hele belediye iktisadi teşebbüslerine geçişten sonra hükümet işçilere kadro verdik müjdesiyle bünyelerine aldıklarını duyurdu. Belediyenin kendi personeli olduğunu söylediler ama öyle olmadı. Aynı işi yapan insanlar arasında sosyal ve ekonomik haklarda uçurumlar oldu. Bir kere özelleştirme ortadan kalkarsa kadro verdik lafı yerine oturmuş olur. 30 Haziran’a kadar toplu sözleşme istekleri askıya alındı” dedi.
“BU TABLO EŞİTSİZLİĞİ DOĞURDU”
Toplu sözleşme yapılması konusunda getirilen Kanun Hükmünde Kararname (KHK) haziranda bittiğini belirten Göksoy, “Haziran 2020’den sonra daha özgür hale gelecek. Toplu sözleşme hakkı doğacak. Belki o zaman bu uçurumu ortadan kaldıracağız. Daha önce ortadan kalkabilirdi, hükümet kamuda çalışan işçiler belediyenin asli işçileridir diyebilirdi. Ama demedi. Sağlık kuruluşunda, adliyede olan bir kısım işçilere söyledi ama belediyede çalışan işçiler için bunu söylemedi. Bu tablo eşitsizliği doğurdu. Bu sıkıntıyı toplu sözleşmeyle çözeriz dedik. Biz gerçek kadro istiyoruz talebimizi sokaklarda, alanlarda hep haykırdık” diye konuştu.
“ÖZEL FİRMALAR KAPANIYOR, ZARAR EDİYOR, FAKAT BELEDİYELER KAPANMIYOR”
Yaşananların diğer boyutuna değinen Göksoy, “Kapanmak, batmak üzere olan özel firmalarda esnek çalışma, kısa çalışma gibi uygulamalar oldu. Kamusal hizmetler özellikleri gereği kriz dönemlerinde de durmaz, hatta artar ve çeşitlenir. Ancak üzülerek gözlemlemekteyiz ki yaşadığımız kriz döneminde belediyeler, bütçelerini işsizlik sigortası fonundan finanse etmek amacıyla kısa çalışma ödeneğine yönelme eğilimine girmiştir. Bunda bakanlığınıza bağlı Türkiye İş Kurumunun belediye şirketlerinin de kısa çalışmaya başvurabileceği şeklindeki görüşü etkili olmuştur. Batan, işini yürütemeyenler bu işsizlik ödeneği ve kısa çalışma gibi başvuruda bulunurlarsa işçi başına ayda bin 167 TL’ye denk gelecek bir katkı sundu. 3 milyon üzerinde başvuru var dendi hatta daha da artmış olabilir bu başvuru. Belediyeler de kamu kurumu olmasına rağmen buna başvurdu. Özel firmalar kapanıyor, zarar ediyor, fakat belediyeler kapanmıyor. Propaganda yapıyor, hizmet ettiğini söylüyor. Bunun birde sosyal medyada, televizyonlarda paylaşımı yapıyor, demek ki belediye işliyor. Kapanıyorsa diyecek bir şey yok” dedi.
“SOSYAL DEMOKRATIZ DİYEN BİR BELEDİYENİN BUNU YAPMASINI HİÇ KABUL ETMİYORUZ”
Yaşanılan başvurunun yanlış olduğunu ve bakanlığa itiraz ettiklerini belirten Göksoy, “Bakanlık bunu onayladı ama bir genelge yayınlamadı. Herkesin evinden çıkmadığı günlerde belediyede çalışan işçilere, temizlik yapan, ilaçlama yapan, hatta 65 yaş üstüne hizmet götüren işçileri kamu dışında tutup; ücretsiz izin verilmesini, ödenek kaybına uğramalarını kabul etmiyoruz. Virüsün her türlü bulaşma riskine rağmen alanlarda çalışıyorsak, halkın sağlığı, kentin temizliği için çalışıyorsak belediyelerin böyle bir girişimde bulunmasını kabul etmiyoruz. Hele hele sosyal demokratız diyen bir belediyenin bunu yapmasını hiç kabul etmiyoruz. İşçinin kayba uğrayacağı bilinerek, hatta 3 ay sigorta priminde ve kıdeminde eksiklik yaşanacağı bilinerek böyle bir girişimde bulunulması kabul edilemez. Biz DİSK olarak bütün örgütlü şubelerimizde böyle bir kampanya başlattık. Bakanlıkla görüşme yapıldı, bakanlıkta taleplerimizi olumlu buldu ama genelge yayınlanmadı. Bizim isteğimiz genelge yayınlanması ve bu çalışmanın durdurulması” dedi.