SONER AYDIN

31 Mart yerel seçimlerin ardından Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin ilk toplantısı geçtiğimiz günlerde Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı. Başkan Vahap Seçer hariç 78 kişilik Mecliste AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’na 45 sandalyeye sahip olurken, CHP, İYİ Parti, HDP ve DP bloğu 34 sandalyede kaldı. Mecliste sadece CHP, AKP ve MHP’nin gruba sahip olması komisyonların oluşmasına da yansıdı. 7 kişilik komisyonların 4’ü AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı, kalan 3’ü ise CHP’li meclis üyelerinden oluştu. Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, mecliste grubu bulunmayan partilerin komisyonlarda yer alabilmesi için önerge verdi ancak önerge Cumhur İttifakı tarafından kabul edilmedi. Böylece mecliste grubu bulunmayan partilerin komisyonlara girmesi engellenmiş oldu. Cumhur İttifakı tarafından gerçekleştirilen engellemeyi ve yerel seçim sürecinde yaşananları gazetemize değerlendiren HDP’li meclis üyesi Ali Tanrıverdi, ciddi temsiliyet sorunu yaşandığını söyledi.

“HDP ÖZVERİLİ DAVRANDI”
HDP’nin 31 Mart Yerel seçimlerinde özverili bir davranış sergileyerek batı illerinde aday çıkartmadığını belirten Tanrıverdi, “Bu beraberinde büyük riski taşıyan da bir karardı. Ortaya çıkan sonuç bu stratejinin doğru olduğu, hedeflenen adımların atıldığı görülüyor. Ancak Mersin’de ortaya çıkan sonuç hedeflenen stratejinin sonucuna ulaşılmış sayamayız. Evet, Büyükşehir hedeflenen şekilde kazanıldı, yıllardır MHP’nin iktidarında olan Tarsus’un CHP’nin eline geçmesi de önemli. Bunları göz önüne aldığımız zaman büyük kazanımlar olduğu görülüyor. Ama HDP açısında esas olmazsa olmazı olan Akdeniz Belediyesi kazanılamadı. Özellikle de AKP’ye geçmesi bizim açımızdan çok üzücü bir sonuç. Bu da CHP içerisindeki homojen olmayan farklı grupların birbiriyle çatışması olarak görmek gerekir. Toroslar’da da belki amaca ulaşılamadı ama Akdeniz’in yansıması böyle olmasaydı orada da kazanılacaktı. Akdeniz’de mevcut aday son ana kadar çalışma yaptı. Bunun sonucunda ortaya istenilmeyen bir sonuç çıktı. Elbette ki çalışmalarımızın eksikliği, aday profili de buna yansımış olabilir ama vatandaşta bir kafa karışıklığı yaşanmış olabilir. Vatandaşlara Büyükşehir’de CHP’ye oy verin, ilçede HDP’ye verin diyoruz ama bir kafa karışıklığı yaşanabiliyor. Ancak temel neden ittifak halindeki 2 partinin yarış halinde olması. Kendimizi de gözden geçirmemiz lazım, eksikliğimiz oldu ama CHP’nin gerekli özeni göstermediği ortada. Diğer metropollerde sağlanan başarı Mersin’de kısmen sağlandı. Akdeniz’in kaybedilmesi tabanda bir kırgınlık yarattı” dedi.

“SEÇİM BARAJI TEMSİLİYET ÖNÜNDE ENGEL”
12 Eylül ürünü olan yüzde 10’luk barajın yerel yönetimlerde temsiliyeti de engellediğini belirten Tanrıverdi, “Türkiye’de temsiliyet çok zor koşullarda sağlanıyor. 12 Eylül darbesinin getirdiği yüzde 10’luk seçim barajı temsiliyetin önünde büyük engel. Yerel seçimlerde de aynı şekilde meclise girebilmek için yüzde 10 barajını aşmanız lazım. Temsiliyet hakkı elde edebilmeniz için yüzde 10’luk barajı aşmanız gerekiyor. Diyelim ki meclise girdiniz ikinci bir baraj geliyor. Meclis sayısının yüzde 10’undan az üyeniz var ise ilçede grup kuramıyorsunuz. Söz hakkınız yok, komisyonlarda yer alamıyorsunuz. Siz orada adeta üvey evlat muamelesi görüyorsunuz, dışlanıyorsunuz. Barajları aşıp ilçe meclisine girdikten sonra bu defa büyükşehir meclisinde önünüze üçüncü baraj çıkıyor. Burada yine meclis sayısının yüzde 10’luk kısmından az üyeniz var ise yine grup kuramıyorsunuz. Yerelde barajlar katlanarak devam ediyor” diye konuştu.

“TEMSİLİYET HAKKIMIZ KEYFİ BİR ŞEKİLDE ELİMİZDEN ALINDI”
Mecliste grup oluşturulamaması nedeniyle muhalefetin olmadığı durumların yaşanabileceğini sözlerine ekleyen Tanrıverdi şunları söyledi: “Meclisin sadece iktidara kalabileceği tehlikesi söz konusu. Yasa koyucular bunu göz önünde bulundurarak yönetmeliğini hazırlarken şöyle bir ibare koyuyor; ‘eğer meclis komisyonlarında yer alacak üyelerin sayısı meclisin toplam sayısını aşarsa grubu bulunmayan siyasi partilere de görev verilebilir.’ Vahap Beyin sunduğu bu madde idi. Ancak danışmaları Vahap Beyi eksik ya da yanlış bilgilendirmiş. Vahap Beyin o öneriyi meclise sunması gerekmiyordu ama meclise sundu. Meclise sunduktan sonra Cumhur İttifakı tarafından ret edileceği belliydi. MHP komisyon sayısının 10’dan 16’ya çıkartılması konusunda öneri verdi ve kabul edildi. Böylece komisyonda  yer alan üye sayısı 112’ye çıktı. Meclis üyesi sayısı ise 80. Komisyon da yer alacak üye sayısı artmasına rağmen yasayı uygulatmamak keyfi bir davranıştır. Komisyonlarda bu şekilde yer almanın da şartı var. Bir grubun özveride bulunması lazım. Mecliste grubu olmayan partilerin dışarıdan komisyonda yer alması için o gruplardan birinin özveride bulunması lazım. Oylanması gereken buydu. CHP’de özveride bulunursa grubu bulunmayan partiler komisyonlara girebilir. Gelinen sonuçta bir haksızlık var. Mersin’de 200 bine yakın oyumuz var. Meclise girmişiz ama temsiliyet hakkımız keyfi bir şekilde elimizden alındı. Bu demokratik, yasal olmayan bir uygulama. Temsiliyet hakkımızı elde edebilmek için mücadelemizi sürdüreceğiz. Şu an orada bulunmamızın anlamı yok. Temsiliyet demokrasinin olmazsa olmazıdır.”