SAVAŞA İNAT UMUT OLDULAR! | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

SAVAŞA İNAT UMUT OLDULAR!


 

14 yaşında her şeyini bırakarak savaştan kaçan ve Türkiye’de sığındığı çadırkentte yaşıtlarının eğitimlerine devam edebilmeleri için sarf ettiği çaba ile Birleşmiş Milletler’e kadar uzanan bir başarı öyküsü yazan Suriyeli Ravda Nur Cuma ile Gülsüm Almari adeta savaşa inat umut oldular!

Hediye Eroğlu

İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi’nin (İGAM) gazeteciler cemiyetleri ortakları ile Avrupa Birliği (AB) destekli yürütülen ve ilki Hatay’da yapılan “Mülteci Hakları için Medya ve Sivil Toplum İş Birliği Projesi”nin ikincisi Mersin-Adana ayağı 28 Şubat-2 Mart tarihleri arasında yapıldı.
Programın son gününde proje katılımcısı gazeteciler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluş temsilcileri ile buluşan Hasan Kalyoncu Üniversitesinde Siyaset bilimleri ve Uluslararası ilişkiler 3’üncü sınıf öğrencisi olan 21 yaşındaki Ravda Nur Cuma ile Çukurova Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde 2. sınıf öğrencisi olan Gülsüm Almari hikayeleri ile savaşa inat umut olduklarını bir kez daha gözler önüne serdi.  

“İNSAN OLDUĞUMU, VAR OLDUĞUMU HİSSETTİM”
Türk/Alman Üniversitesi Göç ve Uyum araştırmaları Merkezi’nden (TAGU) Prof. Dr. Murat Erdoğan’ın moderatörlüğünde hikayesini paylaşan Ravda Nur Cuma, Suriye’nin İdlib şehrinden 9 kardeşi ile birlikte 14 yaşında Türkiye’ye geldiğini söyleyerek, “Aslında ben savaş içerisinde 1 yıl yaşadım ama benden daha kötü durumda olanlar vardı. Biz ailem ile her şeye, yaşadığımız tüm acı ve kayıplara rağmen yeni bir hayat kurmaya çalıştık ve Türkiye’ye geldik. Çadır kentte yaşamak zorunda kaldık. İlk önce Türkçe öğrenmek istedim. Çünkü kendi kendimi ifade edebilmek istiyordum. 2 aylık bir eğitim ile çok kısa bir sürede dil öğrendim ve insanlar tarafından daha çok fark edildim. Daha sonra kardeşlik ile ilgili yazdığım bir şiir nedeniyle eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından ödüllendirildim. Ülkemde istediğim şekilde siyasetçilerle, belediye başkanı ile konuşmam mümkün değildi, bu ödül benim için çok özeldi. İnsan olduğumu, var olduğumu hissettim” dedi. 

KIZ ÇOCUKLARI OKUSUN DEDİ, KAPIDAN KOVULDU
Geçici eğitim merkezlerinde lise eğitimi aldığını vurgulayan Cuma, burada yaşıtlarının eğitimlerine devam edememesine tanıklık ettiğini aktardı. “Bazı akrabalarım 14 yaşında evlendirilmeye çalışıldı” diyen Ravda Nur Cuma, bu konuyla ilgili bir şeyler yapması gerektiğini hissederek, önce kamp yetkilileri daha sonra da aileler ile konuşarak, kız çocuklarının eğitimlerine devam edebilmesi için çalışmaya başladığını anlattı. Eğitimine devam etmeyen kızların adreslerini bularak evlerine giden Cuma, kapı kapı gezmesine rağmen ailelerden aldığı tepkiler nedeniyle pek çok defa hakarete mağdur kaldığını ve kapılardan kovulduğunu söyledi. Bu noktada kendisine Nur ismini hediye eden dönemin Kilis Valisi Süleyman Tapsız’ın desteklerini anımsatarak, pek çok kız çocuğunun eğitimine devam etmesini sağladıklarını söyleyen Cuma, “Suriye’de de vardı erken evlilik ama bu kadar yaygın değildi. Savaştan kaçtılar, çok çocuk var, finansal zorunluluklar yaşıyor aileler, kamptakileri de çok suçlamak istemiyorum” dedi.
Bu süreçte Türk vatandaşlığına geçmesi ile hayatının büyük bir değişime girdiğini söyleyen Ravda Nur Cuma, şuan da bir yandan üniversite eğitimine devam ettiğini, bir yandan da hem cinsleri için umut olacak işlere imza atmaya devam ettiğini aktardı. 
Uluslararası toplantılarda konuşmalar yapan ve son olarak BM Genel Kurulu’nda liderlere hitap eden Ravda Nur Cuma, kız çocukları için Suriye’nin Malala’sı olmak istiyor. 
Kısa bir süre önce hayallerini kurumsallaştırdığını ve adını taşıyan bir dernek kurduğunu anımsatan Cuma, pek çok uluslararası fondan, Malala Vakfı dahil, farklı ülkelerden destek almayı başardıklarını söyleyerek, erken evlilikleri önleme ve okula özendirmenin yanında, eşleri ölen yalnız kadınlara meslek edindirme, kamptan çıkıp hayata entegre olmaları için çalışmalar da yapmayı hedeflediklerini kaydetti.

“SURİYE’DE KARDEŞLERİ KARŞI KARŞIYA GETİRDİLER”
Son 7 yıldır Türkiye’de yaşadığını ve savaş sona ermeden, ülkesinin yeniden inşasında görev alabilecek nitelikte bir birey olmadan dönmeyi düşünmediğini söyleyen Ravda Nur Cuma, “Suriye’den çıkmak istemiyordum, babam zorla getirdi bizi, ‘bir aylığına gideriz, durumlar düzelir geri döneriz’ dedi. Ama 7 yıldır buradayız. Bugün, ‘erkekler neden burada? Bizimkiler orada savaşıyor’ deniliyor. Suriye’de kardeşleri karşı karşıya getirdiler. Ağabeylerim, babam kardeşlerinden kurşun yediği için savaşmaktan vazgeçti. Ben her zaman silaha karşı oldum. Çünkü silahın olduğu yerde barışın olacağına inanmıyorum. O yüzden bu süreçte bizim gençler olarak yapmamız gereken tek şey eğitim, kendimizi geliştirmek. Suriye’deki savaş bir gün mutlaka duracak. Ama ne zaman, nasıl olacak belli değil. 7 yıldır bu savaş sürüyor ve kendimizi geliştirmemiz lazım. Ülkemizde savaş durduğunda gidip, burada edindiğimiz tecrübelerle, eğitimlerle hem Türkiye’nin dostu olarak hem  de ülkemizi yeniden inşa etmemiz lazım” dedi.

“SURİYE’DE DE FARKLI RENKLER OLSUN İSTERİM”
Türkiye’de ki Suriyeler’in kültürel zenginlik olarak görülmesi gerektiğini de belirten Cuma, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Ben bir Suriyeli olarak ülkemde farklı renkler olmasını isterdim. Bardağın dolu tarafına bakmak tüm sorunların çözümüdür. Her yerde olumsuzluk yaratan insanlar var. Hem kendi halkımdan hem de Türk insanları tarafından ben de çok zorluklar çektim. Duvara çok çarptığım oldu ama ben Türklerin bize kapıları açtığı anı hiç unutmadım ve herkesi kötü insanlarla bir tutmadım. İnanın ki çok sayıda Suriyeli bunun farkında. Her ne olursa olsun bu kardeşlik bitmeyecektir. 
Ben hem Türkiye’yi hem Suriye’yi gururlandıracak bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Türk pasaportu ile Amerika’ya gittim. Suriye pasaportu ile gitmem mümkün değildi. Devletin bana verdiği imkanı görebiliyorum. Buna nankörlük etmemem gerektiğini de biliyorum. Bu bayrağa layık bir insan olmak için elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Suriye asıllı bir Türk olarak size layık bir vatandaş olacağım”. 

“SAVAŞI BAŞLATAN BEN DEĞİLİM AMA SAVAŞIN FATURASINI BEN ÖDÜYORUM”
Özellikle Suriyeliler’in entegrasyonu konusunda gazetecilerin çok büyük önemi olduğuna inandığını da dile getiren Ravda Nur Cuma, “Savaşı başlatan ben değilim ama savaşın faturasını ben ödüyorum. Sıcacık yatağım, ailem ile yemek yediğim sofram bir anda yok oldu. Bir anda mülteci oldum. Ailem ile birlikte yağmurda çamurda birkaç metrelik bir çadırın içerisinde yaşadık. Sizden tek istediğimiz bardağın dolu tarafına bakın. Kötü bir olay olduğunda hepimizi öyle gösterip, hayatını yeniden kurmaya çalışan insanları umutsuzluğa sürüklemeyin. Suriye’nin sorunu artık sadece bizim değil tüm dünyanın sorunu. Tüm dünya bir et parçası gibi bizi ısırmaya, bizden bir parça almaya çalışıyor. Silah, para vererek, insanları kullanmaya çalışıyorlar. 10 yaşında ki çocuklar boyundan büyük silahlar taşıyorlar. Bizim en çok ihtiyacımız olman şey umut ancak bu sayede ülkemizi yeniden inşa edebiliriz. Ama lütfen Suriyeliler’in hepsini aynı düşünmeyin, her yerde iyi insan, kötü insan var” diye konuştu. 

“BİZ NEYİZ? GÖÇMEN Mİ? MÜLTECİ Mİ? SIĞINMACI MI?”
Suriyelerin Türkiye’deki en önemli 3 sorunundan ilkinin di problemi olduğunu da vurgulayan Cuma, çalışma ve seyahat imkanının ise diğer önemli sorunlar olduğunu aktardı. 
Ancak bunların da üzerinde bir sorun olduğunu bunun da yasal statülerinin belirsizliği olduğuna dikkat çeken Ravda Nur Cuma, “Bizim buradaki tanımımız ne? Göçmen miyiz? Mülteci miyiz? Sığınmacı mıyız? Adana’dan Gaziantep’e gideceğim örneğin seyahat izni istiyor güvenlik güçleri ama Göç İdaresi şuan bu belgeyi vermiyor. Bu şartlarda gelecek bizim için belirsiz. Babam; ‘savaş dursa ben şimdi valimizi hazırlarım’ diyor. İyi ama savaş durduğunda hemen okul olacak mı? Şuan çok çocuk var. Bu kadar çok çocuk nerede eğitim alacak? Zaten bir nesil öldürüldü. Bu nesilde mi yok olsun? Ben tam hazır olduğum zaman ülkeme dönmek istiyorum. Yakın zamanda savaş sona ererse gençler büyük çoğunlukla dönmeyecek, daha çok yaşlılar dönmek istiyor. Biz hazır olduğumuz zaman dönmek isteriz” dedi. 

“EL BAB’I SEVDİĞİM GİBİ MERSİN’İ, ADANA’YI, SURİYE’Yİ SEVDİĞİMİ GİBİ TÜRKİYE’Yİ SEVDİM”
Mersin’de yaşayan Çukurova Üniversitesi İşletme okuyor Gülsen Almari ise Suriye’nin El Bab şehrinde varlıklı bir ailenin kızı olarak doğduğunu ancak savaş nedeniyle 15 yaşında ailesi ile birlikte huzurlu bir hayat arayışı sonucunda kendini Mersin’de bulduğunu söyledi.
“Savaş ile ne bina, ne okul, ne elektrik, ne su kaldı. Ailem binlerce varlıklı aile gibi yatırımlarını Türkiye’ye taşıdı” diyen Almari, “Ben El Bab’a döner miyim, yaşamak ister miyim? Biz burada doyduk, vatandaş olduk, biz buraya bağlandık. El Bab’ı sevdiğim gibi Mersin’i, Adana’yı, Suriye’yi sevdiğimi gibi Türkiye’yi sevdim. Ülkemdeki savaş ve bu savaşanı mağdurları hiçbir zaman aklımdan çıkmıyor” dedi. 
Babasının yatırımlarını Mersin’e taşıması ime büyük işlere imza attığını da aktaran Almari, “Türkiye’de son olarak  Suriyeli iş adamlar derneğini kurdular. Suriye’de hasar gören fabrikalarını Türkiye’ye nasıl taşıyabilirler, Türkiye’deki işlerini nasıl daha çok geliştirebilir diye uğraşıyorlar.
Türkiye bize birçok fırsat sundu. Dilimiz olmazken dahi geçici eğitim merkezlerinde eğitim fırsatı verildi. İlk geldiğimizde yaşanan eğitim sorunlarının şuan yavaş yavaş çözüldüğünü söylemek mümkün. Kendimize burada yeni bir hayat kurduk, dönmemiz zor gibi görünüyor. Ben dönmek istemiyorum. Ama babam dönebiliriz diyor. Dedem ise kesinlikle dönmek istiyor. Gençler için dönüş olasılığı değil ihtimal çok az” diye konuştu. 
Gülsüm Amari; Türkiye’de Suriyeliler’in yaşadığı en önemli sorunları ise şöyle sıraladı; “İlk sıkıntı çalışma hayatı ile ilgili. Çok büyük iş sıkıntısı var. Üstelik Suriyeliler çalıştıkları yerlerde hak ettikleri kadar maaş alamıyorlar. İkinci sıkıntı eğitim ile ilgili. Kabul görmüyorlar. Kız kardeşimin gittiği okulda öğrencilerin aileleri çocuklarına, ‘Suriyeli öğrenciler ile oynamayın’ diyor. Özellikle sınır bölgelerindeki insanlar Suriyelileri çok hoşgörmüyorlar, medyada olumsuz bir haber çıktığında da etkisi büyük oluyor”. 


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA