AYŞENUR ÖNAL
Mersin Büyükşehir Belediyesi Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdürlüğü Temmuz ayı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın ikinci birleşiminde, Muğla’da işkence ile öldürülen Pınar Gültekin anıldı. AKP’li meclis üyesi ve AKP’li meclis üyesi ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Aysel Mavioğlu, konuyu gündeme getirerek “İstanbul Sözleşmesi uygulanmalı” demesinin üzerine, HDP’li meclis üyesi Bedriye Kuş, “Gerçekten samimi olmamız gerekiyor bu konuda. Samimiysek iktidarın bu noktada ağırlaştırılmış yeni yasalar çıkarması gerekiyor” dedi.
“MÜCADELE EDECEĞİZ”
Konuyu meclise taşıyan Öner, “Bir cani tarafından vahşice katledilen Pınar Gültekin’in ailesine sabırlar diliyorum. Kadına karşı işlenen şiddetin her türlüsünü kınıyor ve lanetliyorum. Ancak devir sadece kınama devri değil. Pınar kızımız için acımızı, üzüntümüzü tarif edecek kelimelerimiz tükendi. Her türlü şiddetin sona ermesi, kadınların, gençlerin, çocukların vahşice duyguların hedefi olmasından kurtulması için nefesimizin sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
Zanlının en ağır cezayı alamsı için konunun takipçisi olacaklarını söyleyen Öner, “Biz kadınlar olarak vahşet derecesine varan kadın katliamlarından dolayı üzgünüz, kaygılıyız ve bir o kadar da öfkeliyiz. Kadın, cinayet ve şiddet kelimelerinin yan yana kullanılması bile canımızı acıtır hale gelmiştir. Şiddeti insan dilinden arındırmak artık hepimizin boynunun borcudur. Özge Can gençliğinin baharında hayalleriyle birlikte toprağa gömüldü. Emine Bulut kocası tarafından evladının gözleri önünde hunharca katledildi. Üzerinden bir gün geçmeden Antep’te yeni doğum yapan Arife hastane odasında boşanmak üzere olduğu eşinin saldırısına uğradı. Son olarak da Pınar kızımızın haberini aldık” diye açıkladı.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANMALI”
“Peki, şimdi sırada kim var?” diye soran Öner, “Hangimizin yakını, başımıza gelmez diye düşünen hangi kadın yaşayacak bu acıları? Onlar yalnızca resimlerinin altına yazılan isimlerden ibaret değiller. Yalnızca bir kadın öldürülmüyor. O kadınla beraber nice hayatlar da sönüyor, yok ediliyor. Gözünden sakındığı kızını kaybeden bir anne ölüyor, baba ölüyor. Bir abi, bir kardeş ölüyor, insanlık ölüyor. Acıların son bulması noktasında hepimize bir sorumluluk düşmektedir. Kadın cinayetleri istatistiklere göre çoğunlukla eski sevgili, eski eş gibi kadınların tanıdıkları tarafından işleniyor. Ya benimsin ya kara toprağın mantığınız batsın. Kadının hayır demesinin ölümüne sebep olmaması için bu saçma düşünce veya mantalite değişmeli artık. Ve de İstanbul Sözleşmesini kaldırmayı değil, uygulamasını ve uyum yasalarının çıkarılmasını konuşmalıyız artık” dedi.
“SAMİMİ OLMANIZ GEREKİYOR”
Öner’e konuyu günde getirdiği için teşekkür eden HDP’li meclis üyesi Bedriye Kuş, “Ama gerçekten samimi de olmamız gerekiyor. Gerçekten samimiysek, bu noktada kadın cinayetlerini de durdurmak istiyorsak, çocuk istismarını durdurmak istiyorsak toplumsal bir kamuoyu oluşturmamız gerekiyor. İktidarın bu noktada ağırlaştırılmış yeni yasalar çıkarması gerekiyor. Özellikle bu noktada samimi olmamız gerekiyor” diye tepki verdi.
Eril zihniyetinde ‘kadınlarımız’ cümlesinden vazgeçmesi gerektiğini vurgulayan Kuş, “Biz hiç kimsenin kadını değiliz. Olmamamız gerekiyor. Kadınları kendimize mal ettiğimiz zaman elbette ki cinayetler devam eder. Biz kimsenin kadını, bacısı, kardeşi de değiliz. Kadınları özgür bırakın, bırakın kadınlar kendilerine ait olsunlar” dedi.