Hediye EROĞLU | Soçi’den ders almalı! | Mersin Haberci Gazetesi



image
Hediye EROĞLU
15.04.2019


Soçi’den ders almalı!

Rusya izlenimleri-1 

Atomexpo için 5 günlük bir gezinin ilk durağı Soçi oldu… Rusya’nın alacağı dersler olduğu gibi Mersin’in de payına düşeni alması gereken Soçi’ye birde böyle bakın… 

Nereden başlarsam başlayayım mevzu içinden çıkılmaz bir hale gelecek biliyorum ancak bu karmaşanın içerisinde meseleyi tek bir yoldan anlatmanın da mümkünatı yok… Zari zaten biz de Türkiye’de karmaşayı öyle benimsedik ki, sadeliği neredeyse ‘içi boş’ algılayacak hale geldik!

Mersin’den Gülnar’dan, muhtarından kaymakamına, valisine, iş insanlarından gazetecilere kalabalık bir heyet olarak Gülnar’da inşa edilmesi planlanan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin davetlisi olarak Atomexpo 2019 11. Uluslararası Forumu için Rusya’dayız. İlk durağımız Soçi…

Bilen bilir Mersin’de bir Çerkes köyü vardır, Atlılar (Sadiye) adında… Toroslar’ın eteklerindeki bu köyün sakinlerinin yanı sıra çeşitli Kafkas kökenli yurttaşlarda Mersin’de yaşamaktadır.

Onlar için Soçi’nin önemi çok daha başkadır.

Kafkasya’nın batı kesiminin eteklerinde, Karadeniz kıyısında bulunan Soçi, daha 200 yıl öncesine kadar Çerkesler’in iken, Rus Çarlığı’nın açtığı savaş nedeniyle 1864’te varılan ateşkes antlaşması sonucu, 25 Mart 1864’te Ruslara bırakılmıştır.

Ubıhlar ve Şapsığlar, diğer Çerkes toplulukları topraklarından çıkarılıp toplu olarak Osmanlı Devleti’nin Karadeniz kıyılarına ve Balkanlara sürülmüş, pek azı dağlara sığınmış ya da Ruslar tarafından doğudaki Kuban Oblastına sürülmüşlerdir.

Çerkeslerden boşaltılan ve Rus yerleşimine tahsis edilen Soçi’de, 1896’da, eski Navaginskoye Kalesi yerinde Soçi kenti kurulmuştur. Soçi 1902’den sonra bir yazlık dinlenme ve kaplıca merkezi olarak gelişmiştir. Yörede birkaç yerleşime dağılmış çok az sayıda Çerkes kalmıştır.

Kuzey Kafkasya’nın gemi yanaşabilen Soçi, Novorosisk, Anapa, Zelencuk, Tuapse, Adler, Sohum kıyıları Çerkeslerin ana yurtlarından koparılış limanları olmuş, bu limanlardan kalkan gemiler Trabzon, Samsun, Sinop, İstanbul, Kefken sahillerine binlerce Çerkes’i taşımıştı. Sağlıksız koşullarda limanda bekletilen binlerce insan derme çatma gemilere zorla bindiriliyor, kapasitesinin üç-dört katı yolcu alan gemiler az bir su ve ekmekle yola çıkıyor, 5-6 gün sonra yiyecekler tükeniyor, açlık susuzluğun yanında bir de salgın hastalıklar ekleniyordu. Ölenler denize atılıyor, sağ olarak karaya çıkanlar doğup büyüdükleri topraklarda bıraktıkları ve yolda kaybettikleri için çaresizlik içinde ağıtlar yakıyordu.

150 yıl önce büyük bir trajediyle gerçekleşen Çerkes soykırımında yaklaşık bir buçuk milyon Çerkes katledildi, sağ kalanlardan yüzde 70’i topluca sürgün edildi. Tam olarak bilinmemekle beraber ittifak edilen 1.5-2milyon Çerkes’in sürgün edildiğidir. Osmanlı topraklarına 400 bin Çerkes’in yerleştirildiği düşünüldüğünde (o tarihe kadar) dünyada benzerine rastlanmayan bir soykırımın yapıldığı görülmektedir. Dünya tarihinde benzeri görülmemiş bir soykırımla karşı karşıya kalan kuzey Kafkas halklarının yaşadığı bu dram ve vahşet yeterince aktarılmamış olması nedeniyle bugünkü tarih kitaplarında fazla yer almamaktadır. Yaşanılmış gerçekleri anlatan belgeler ulaşılması zor Osmanlı ve Rus arşivlerinin tozlu raflarında kaldı. Çerkesler sadece savaşı değil yerlerini, yurtlarını kaybettiler ve Kafkasya tarihinden silinmek istendiler. Büyük çoğunluğu Osmanlı coğrafyasına sürüldüler ve bugün dünyanın kırka yakın ülkesinde yaşıyorlar.

Canlı olan her şeyin yakılıp yıkıldığı, 1,5 milyon Çerkes’in katledildiği, isimsiz binlerce toplu mezarın bulunduğu eski adı Kbaada, yeni adı Krasnayapolyana, bir adını da dökülen Çerkes kanlarından alan Kızılçayır 2014 Soçi Kış Olimpiyatlarının merkezi haline geldi.

Çerkes kanının suladığı bu toprakların üzerinde olimpiyatların yapılmaması için Çerkes diasporası her alanda tepkilerini dile getirdi. Başlatılan imza kampanyaları ve basın bildirileri, televizyon programları ve gazete yayınları ile dünya kamuoyunun dikkati bu meseleye çekilmeye çalışıldı. Ülke sporcularına olimpiyat alanının tarihi gerçeği olan Çerkes soykırımını anlatan kitler-broşürler yollayarak vicdan muhakemesi yapılması hedeflendi.

Soçi’nin bir Çerkes şehri olduğunu, Soçi’nin kanlı tarihini, insan hakları ihlallerini İstanbul’dan dünyaya haykıranların sesleri ne yazık ki duyulmadı.

Soçi Kış Olimpiyatları ise dünyada ‘en pahalı olimpiyat’ olarak konuşuldu. O tarihe kadar 11 farklı ülkede düzenlenen oyunlar için harcanan para, bir kalemde Soçi’ye harcanmış oldu… Rusya’nın böyle bir gövde gösterisine ihtiyacı olduğuna inananlar, Çerkesler’in taleplerini dinleyip, toplumsal barış ve huzurun ülkeye daha büyük fayda sağlayacağına zerre kadar inanmadı…

Ancak gelgelelim bugün burada gördük ki yapılan tesisler en aktif şekilde kullanılıyor. Rusya için bir tatil merkezi haline gelen bölge deniz turizminden spora, kış turizminden termal turizme kadar çeşitli destinasyonlar ile uluslararası bir çekim merkezi haline gelmiş. Geçen yıl 2 milyonu kış, 2 milyonu da yaz aylarında olmak üzere sadece Soçi tek başına 4 milyon turist ağırlamış! 140 kilometrelik sahil şeridi ve yaklaşık 400 bin kişilik nüfusu ile olimpiyatlar öncesi adeta yeniden inşa edilmiş. Demiryol ulaşımından karayoluna, zirveleri adeta ayağınıza getiren teleferiklerden dağların içinden geçen tünelleri ile bölgenin her bir köşesi kullanıma açılmış. Yeşilliği doğası tahrip olmuş! Ve bunun farkına varılması ile yeniden yeşillendirme atağı başlatılmış!

Soçi’yi bu kadar detaylı anlatmamın bir diğer nedeni de Mersin’dir… Nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim…

Soçi ile Mersin birbirine şaşılacak derece benzeyen iki bölge… Rusya’nın güney sahilindeki Soçi, Türkiye’nin güney sahilindeki Mersin’in kader kıymet bilinmiş hali gibi…

Sahil desen Soçi’de 140 kilometre iken Mersin’de 321 kilometre…

Soçi’de deniz ile dağ (kayak yapılan yaklaşık 2 bin rakımlı bölgeye uzaklık) bir saatlik mesafe olup bu süre Mersin’de de aynı!

Üstelik Mersin zengin bitki örtüsü ile Toros dağlarının eteklerinde yeşilliklerini hala korumakta.

Deniz turizmine girmek dahi istemiyorum. Zira; Akdeniz’de deniz suyu sıcaklığı çok erken yükselmekte ve sezon çok daha önceleri açılmaktadır.

Her iki şehirde limanı ile ticaret merkezi…

Ancak gelin görün ki Soçi tüm itirazlara rağmen yapılan Kış Oyunları Tesisleri’ni öyle bir verimlilikle kullanıyor ki, bu iş ancak bu kadar güzel yapılabilirdi diyorsunuz.

Tabi burada Kafkas kökenli yurttaşların taleplerinin bir kenara atılmasından bahsetmiyorum. Bu konu ayrı bir vicdan muhasebedir ve mutlaka bu hesap görülmelidir.

Ancak bugün şuan orada bu tesisler yapılmış ve aktif olarak en verimli hali ile kullanıyorken bundan ders alınmalıdır!

Kış Olimpiyatları için inşa edilen tesisler konaklama merkezleri bugün yetenekli çocukların, gençlerin spora kazandırılmasına adanmış!

Ülkeni dört bir yanında öğretmenleri tarafından keşfedilen yetenekler burada adeta kampa alınarak yaz aylarında özel eğitime tabi tutuluyor!

Üstelik bu eğitim de ülkede alanında en başarılı olmuş öğretmenlerin de yaz aylarında bölgeye getirilip bu çocuklara ders vermesi ile yapılıyor…

Yani çocuklar hem ruh ve hem de beden sağlıkları en iyi şekilde geleceğe hazırlanıyor…

Bu sayede tesislerde atıl kalmıyor ve yaşıyor… Aynı zamanda bölge bir turizm çekim merkezine dönüştürülüyor…

Şimdi biz dönüp Mersin’e baktığımızda 2013 yılında yani Soçi’deki Kış Olimpiyatları’ndan bir yıl önce ev sahipliği yaptığımız Akdeniz Oyunları sonrası kentin kaderine terk edildiğini görebiliriz!

Tesisler çürürken, buralara harcanan halkın paraları da heba oluyor! Bugün Mersin’e gelen hiçbir turist böyle bir organizasyonun kentte yapıldığından haberdar olmuyor!

Ancak Soçi hala bu organizasyonun kaymağını yiyor!

Bizim Soçi’den alınacak derslerimiz olduğu bir gerçek… Umarım herkes Soçi’den üzerine düşen payı olur… 




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 

 

  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz          :

Güvenlik Kodu     : Güvenlik Kodu
Kod                        :

 





  BİK İLANLAR





 



ANASAYFA
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM

mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

sanalbasin.com üyesidir

URA MEDYA